“Bazılarımızın” azizliği! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

“Bazılarımızın” azizliği!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Çok açık yazayım. Aramızda 1974 Barış Harekâtından utananlar vardır, Türkiye’den utandıkları gibi!

Geçmişte de bazı insanlarımızın benzer tepkileri vardı. (“Bizim kuşak”  deyip genelleme yapmayım) bu  tepkilerin hiç yabancısı değilim.. Ki gençliğimizde İngiliz sömürge döneminin yetkili ve sorumlu tepe adamlarımızın  “Türk” kelimesini söylemekten imtina ettiklerinin tanığıyım. En kabadayısından ve alaycı ifadelerle “aha Osmanlı geliyor” derlerdi! Gelecekti dedikleri  “Osmanlı” da Türkiye’ydi?  Tabi Kıbrıs’ta Kurtuluşunu bekleyen Kıbrıs Türk halkını kurtarmaya..


LAFIN kısası yıllar yılı “işçi, köylü, esnaf zanaatkâr” liderlerinin etrafında kenetlenip İngiliz ve Rum hegemonyasından kurtulmak için mücadele eder, Dr. Küçük Ankara’da Kıbrıs  Türk halkının davasını anlatmak için girdiği dışişleri  bürokratlarının   makam odalarının  pencerelerinden atılırken; bu memleketin “İngilizcileriyle” kuyrukçuları  “aha Osmanlı geliyor” diye halkı alay ederlerdi..

KEŞKE o yıllar 1974 Barış Harekâtıyla özgürlük ve egemenliğine kavuşmuş, devletini kurmuş Kıbrıs Türk toplumu için  acı ve pişmanlık  hatıraları olarak çok gerilerde kalsaydı!

Ne var ki “İngiliz” gitti  yerine “Rum” geldi! Yıllarca  bir arada olmadığımız, kavga edip savaştığımız gerçeklere karşın sorun “çözüme” geldikte; “bu adada asla Rumsuz olamayız” da dedik, Rum’un katılımı olmadığı için kurduğumuz devleti bile inkâr ettik!

ÖYLE de olunca daha geçen gün rahmetle andığımız Denktaş’ın  kurduğu KKTC’nin ne   anlamıyla fonksiyonu kaldı, dolayısıyla ne de 1974 Barış Harekâtı ile “vatan” yaptığımız Kuzey’in bir hikmeti!                                     Şöyle ki  1974’den beridir bir yandan çılgınlar gibi uğraşarak  KKTC’i lağvedip yerine federal sistemi koymaya çalışıyoruz; öte yandan 1974’de Rum’un Kuzey’deki hakkını hukukunu çiğnemişiz gibi, günahlarımızın kefaretini ödemek  için birlikte yaşayacağımız birleşik Kıbrıs’ı çağırıyoruz! Hem de “bazılarımız” için Türkiyesizleştirilmişlikte!

Neyse ki hâlâ Rum’un istediği “çözüm” gerçekleşmedi Ve bu nedenle hâlâ “kaybetmedik!”

**********

SİYASİ ÇÖZÜM EKONOMİ DERKEN…

Çok uzun yıllardır “siyasi sorunla sosyoekonomik sorunlar”  birbirlerinden “ayrı gayrı” sürdürülüyor gibi olsalar da tam aksine birbirlerine ayni yumurta ikizleri gibi yapışıktırlar!

Fakat siz kalkar da  seçimle işbaşına gelen Cumhurbaşkanına “müzakereciliği”  Başbakana da “devlet yönetimini” yükleyip siyasi çözümü sağlanmadığı için hâlâ “seferberlik toplumu” olması gereken KKTC’i “idari paylara” ayırırsanız…

Tabi ki Başbakan istikrarlı icraatları için Bakanlarıyla birlikte  çözüm  beklerken; Cumhurbaşkanı  da çözüme katkı sağlaması için   hükümet sayesinde oluşacak güçlü yönetim erkini bekler!..

ADAM  da iki kızından birini “kiretmitçiyle” diğerini “çiftçiyle” evlendirmiş.Üç beş zaman  sonra ziyaretlerine gitmiş ki bakmış kiremitçiyle  evlenen kızının biri kiretmitlerin kuruması için güneşli günlere dua etmekte.. Çiftçiyle evlendirdiğine uğramış bakmış o da yağmur yağsın diye dua etmekte!..  Yani her hal’u kârda biri kaybedecek biri kazanacak!..

YILLARDIR bir yandan çözüm için dua ediyoruz  öte yandan ekonomik kalkınma için çalışıyoruz! İkisini bir yere getirip  istikrarlı bir düzen kuramadık!

Örneğin dedik ki “kalkınmamızın lokomotifi turizm olacak!”

Demesi kolay! Gel de tanınmamış devlete hem de Güney’deki Rumun bütün engelleme ve çelmelerine karşın mesela TC’den kumar oynamaya gelen kumarcılardan gayrı “turist” de getir!

BUNA karşın, evet Turizm Bakanlığımız vardır.. KKTC’e ister deniz yolundan isterse havalimanlarından.. Kim hangi amaçla girerse girsin  “turist” diye kaydını yaptırmasına karşın, “oteller” gene boş, gelirler gene nanay!

Üstelik “dini imanı olmayan Güney’deki Rum, o tarafa uçakla gelip bu tarafa geçmek isteyen İsrailli turistlere bile izin vermiyor!

FAKAT O taraftan bu tarafa geçişlerde ambargolarla Rum düşmanlığını kıramayan  Yahudiler, yıllardır KKTC’e akmaktalar! Sayılarını yatırımlarını, kazandıklarıyla ne kadar vergi verdiklerini bilemediğimiz  kadarıyla da  KKTC cirit atmaktadırlar!

YANİ değil mi ki siyasi yönden mağdur,  ekonomik yönden mazlum bir toplumuz! Bu nedenle olmalı ne kendilerine ait Mağusa limanında Gümrük binası restore ettikse ne  feribotlarla kuzeye taşıyacağız dedikse bu Yahudileri bir türlü “turist potansiyelimiz” yapamadık!

Ama onlar bizi, “kapsamına çarpık yapılaşmaları” da alan inşaatlarının taşeronları yaptılar!..

KALDI ki: Takkeyi önümüze koyalım! Turist gelse ne sunacağız?..

Vesselam siyasi çözümsüzlük  nedeniyle “kaybettiklerimizden” dolayıdır ki sosyoekonomik gelişmemiz mümkün olmuyor.

O zaman geriye kalan çare siyasi çözümün kuyruğunu çekip ekonomik yönden büyümek için  oluşturacağımız çözüm formüllerine sarılmaktır..

**********

                 KISACA TAKILDIKLARIM:

Ersin Tatar tanıdığımca  “dobracı ve düz insandır!”  Fakat UBP’e Başkan olalıberidir  bakıyorum yavaştan yavaştan    siyasi literatürüne  o iğneleyici sloganları da katmaya başladı.. Sonuncusu şöyleydi: “UBP icraat, CTP ıstıraptır” diyor!.. Yoksa öyle mi?

RUM Ekologlar  başkanı Perdikis AB Parlamentosundaki oy pusulasına Şener Elcil ile Levent’in de dahil edilmelerini isteyecekmiş.. Çok iyi olur.

Çünkü bir elin nesi var iki elin sesi var! Duhulleri halinde içte “vicdani retler, AB’de de  TC’e yönelik döktürmeler” derken; artık sadece KKTC’de değil,  Avrupalarda da  çalıp söylerler, siyaset sahnemize daha çok renk katarlar!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar