Başlangıcını biliyorduk sonunu bilmiyoruz! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Başlangıcını biliyorduk sonunu bilmiyoruz!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Çocuklarım 1974 Barış Harekâtını hatırlamazlar çünkü bebektiler. Birisi kucakta öteki kundakta.

Çocuklarımın çocuklarına ise  Barış Harekâtı hem çok uzak hem çok yabancı! 1974’de bir harekât olduğunu biliyorlar tabi. Çok da anlam veremiyorlar.. Dolayısıyle onlara o günleri anlatmak, duygularımızla heyecanlarımızı paylaşmalarını beklemek boşuna bir umut! Ki ötesi genç kuşakla birlikte artık onlar için “askersiz ve savaşsız bir dünyadır” gözledikleri! Dolayısıyle “zorunlu askerlik” başta olmak üzere “militarizmi,” özellikle Amerika gibi büyük ülkelerin kendi çıkarları için kullandıkları “fena ve çirkin güç” olarak görürler! Zaten bizim kuşak da “kahrolsun emperyalizm” diye büyüdüydü! Ve o emperyalizmin sultasından kurtulmayı Lenin’nin Marks’ın öğretilerinde bulduğunu sandıydı! Heyhat! Marks’a sığınan her ülke önce Komünizmi tepeledi, sonra yerine acımasız kapitalizmle militarizmi koydu!


 ALÂKÂYA GELİNCE: Barış harekâtının tarihsel önemi, elbette ki yukarıda yazdıklarım ölçütler ötesindedir. O gün Türkiye, anlaşmalarından doğan hakkında Kıbrıs Türk halkını Rum Yunan askeri cuntasının kıyımından kurtarmak, Enosisi önlemek için Barış harekâtını gerçekleştirdiydi.

Tabi ki o günün Kıbrıs’ı “Türkiye’nin askeri müdahalesini” gerektirecek yapıdaydı. Zaten dünya da Kuzey’le sınırlı harekâtı izlemekle yetindiydi. Çünkü darbeci Yunan cuntasının cezalandırılmasını istiyor, harekâtı Yunanistan’da demokrasiye dönüş fırsatı olarak değerlendiriyordu. Nitekim Baf açıklarında Türk Birliğine ait savaş Gemileri yanı sıra Amerika’nın Rusya’nın, Yunanistan’ın da “harekâtın seyrini gözleyen gemileri” vardı..

VE O GÜN: Kıbrıs Türk halkı ayrısız gayrısız tek bir vucuttu! Ne UBP’li vardı mevzilerde ne CTP’li. Ne Sağcı ne Solcu! Kıbrıs Türk halkı, kısaca “mücahitleri” vardı.

Doğal felaketler gibi savaşlar da “insanları bütünleştirir!” Can ve mal korkusu insan hayatının son durağıdır! Ne ötesine geçip sığınılacak bir yer vardır ne yürüyüp aşılacak bir barikat! Ya çarpışa çarpışa kazanırsınız ya çarpışa çarpışa kaybedersiniz.

Türk halkı kazandı! Yazık ama! Bu kazanımını “siyasi çözüme” irca edemedi! Bu nedenle 42 yıl önce İngiltere Dışişleri Bakanı Gallaghan’ın Barış Harekâtı için söylediği “bugün Kıbrıs ordunuzun esidir ancak yarın ordunuz adanın esiri olacaktır” sözlerine bir daha mim koyuyoruz:

Öyle mi olduk? Henüz değil! Ancak artık Kuzey’de ne 1974 ruhu vardır ne de bayrağı! Ne yediden yetmişe mücahit vardır ne de telaffuz ederken heyecanla “anavatan Türkiye” dediği bağlılığı!

EN BAŞA DÖNÜYORUM: Kıbrıs Türk ve Rum halkları bile yoktur ki “Kıbrıslılık” gelmiş gündeme! Ve artık kazanmak için değil, “kaybetmek” için varız masada!

Bunun için siyasi partiler oluştu! Böylesi bir çözümü gerçekleştirmek için AB’nin avroları ile örgütler kuruldu! Eğer 2016’da çözüm olursa biline ki “Türkiyesiz” olacak! Ve Barış Harekâtı 42 yıl sonra bir daha “yaşanmaması temennisinde” tarihe gömülecek. Sonrası mı? Bilemiyorum! **********

MEMLEKET DONDU!

Farkındasınız. Bir süredir memleket dondu! Hiçbir alanda icraat yok! Sağa sola bakınıyorsunuz görüp elledikleriniz “derbederlikle pislik!” Arabanızla trafiğe çıkıyorsunuz “bir çarpışmaya neden olmadan, bir kaza yapmadan gideceğiz yere sağ selim gidebilmek için dua ediyorsunuz!

“Seçilmişlere” bakıyorsunuz laf’ı güzaf eyliyorlar!” Bir incir çekirdeğini doldurmayan laflamalarla “bari sesimizi işitsinler” tutumunda gündemde kalmayı deniyorlar!

“Büyük düşünceler” yitip gitmiş! Gündemi “örgütsel ve partisel” düşüncelerden üretilmiş “ofis”ler, “camiler” doldurmuş! Halâ memleketin pek çok evinin damında var olduğu halde mesela Mağusa limanındaki asbest olayı ile iştigal edilirmiş olmuş!

Sorunlar o kadar küçülmüş cüceleşmiş ki “köylerdeki bakkal dükkânlarının veresiye verdikleri halde bu defa da borç takanlar yüzünden battıklarını anlatan haberlere inilmiş!

Uyuşturucu olayları rutine binmiş, değerini kaybetmiş haberlerine kimse aldırmıyor bile!

Hele çevre kirliliği denen o pislik deryaları! Yakınıldıkça daha çok daha beter çoğalmakta!

AŞMAK GEREK! Küçük bir taşra kasabasında ne yaşanırsa Kuzey’de de onlar yaşanmakta! Bu kısırlığı aşmak gerek. Büyük düşünmek büyük iş yapmak gerek.. Laflamalarla memleket yönetilmez… 

KISACA TAKILDIĞIM: (“BÜYÜK TURİZM” FACİASI!)

Turizm bu yıl  büyük umuttu! Ne var ki galiba bu sezon yüzde 50’lerde kaldı!  İngiltere’den beklenen turist de gelmemiş! “İyi tanıtım yapılmamış” falan diyorlar… Olsun ama! Vaatler, konuşmalar gırla! Mesela yıllardır hayata geçirilemeyen “Turizm Örgütü Yasasının” tasarısı hazırlanıyormuş! Yetmez mi? Bu arada Turizm Müsteşarı İsmet Esenyel Diyor ki 18 milyon olan turizm bütçesi 40 milyon TL olmalıdır! Ve Başbakan yardımcısı Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın sırtını sıvazlarcasına  “turizmde vizyonu açıktır” diyor! (Bakarsınız bu laflar “para yok” denen hazineden bir miktarın daha turizm bütçesine aktarılmasını sağlar!)

Ya Turizm Bakanı ne diyor? Müsteşarı “bu para ile turizm olmaz” diyor, Bakanı Fikri Atoğlu “Turizm atağı başlıyor” diyor! Üstelik  Vurulacak hedefi de Azerbaycan olarak işaretliyor! Şimdi bu kısa anektotları toplayalım ve eşitlikten sonraki sonuca bakalım:

Müsteşarı, Bakanı, Maliyesi ayni hükümetten! Kamunun önüne çıkmışlar diyorlar ki “turizmi ayağa kaldırmak için bütçesi 49 milyon olmalı!”

Maliye Bakanı biliyorsunuz meteliğe kurşun sıkmakta! Öte yandan hayvancısından çiftçisine, narenciyecisinden bilumum mesleki sektörle öğretmen ve doktorlara kadar avuçlarını açmışlar kapısında bekleşiyorlar! Yani para nerede!

Oysa ne diyor Turizm Bakanı? “Büyük atak başladı” diyor! Haklı! “Turizm için Tasarı hazırlamak parayı gerektirmez” Amma ve lakin memlekete turist getirilecekse para ister, zaten müsteşar da öyle söylemekte!

Anlatacağımız şu: Turizm Filminin çekimleri henüz başlamamış çünkü ortada para yok! Fakat senaristi, kameramanı, yöneticisi bir araya gelmişler, halk da işitip öğrensin dolayısıyle takdirlerini sunsun diye “turizm üzerine sazlı sözlü atışma yapıyorlar! Hadi rast gele!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar