Barış ve istikrar batıdadır - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

Barış ve istikrar batıdadır

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Olağanüstü  bir dönemden geçiyoruz.. Türkiye savaşıyor.. İlgili ilgisiz ülkeler tarafından “kınanması” bir yana “ekonomik ambargolara maruz kalıyor! Dahası ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabiliyor! Sanki dünyada tek bir dostu yokmuş gibi “yapayalnızlığı” yaşıyor!..

Buna karşın “ölmek var dönmek yok” diyor! Teröristleri  bitirene kadar mücadeleye devam edeceğiz diyor..


…TÜRKİYE elbet haklıdır: Yıllar yılıdır b,r zamanlar Suriye’nin yataklık yaptığı Öcalan’lı PKK teröristleriyle, Türkiye’yi içten yıkmak üzerine örgütlenmiş  “Fetö” gibi örgütle boğuşmak zorunda bırakıldı..

Şimdi de bu boğuştuğu teröristlere, Güney sınırının hemen ötesinde “Devlet” kurdurmaya çalışan Amerika gibi ülkelerle mücadele etmek zorunda kalıyor.      Ve koskoca dünyada Azerbaycan,  Macaristan, Pakistan gibi  bazı ülkeler dışında “anlayış ve destek” bulamıyor..

İki büyük “Dünya Savaşının” sorumlusu olan Almanya bile Türkiye’ye karşı tavır koyuyor, İngiltere, Fransa gibi sömürgeci ülkeler Türkiye’yi kınıyor, silah ambargosu uygulaması kararı alıyorlar!

Kıbrıs Barış Harekâtında olduğu gibi Türkiye yine kendi yağı ile kendi ciğerini kavuruyor.. Fakat:

Neden bu “yalnızlık” ama? Neden dünyadan tecrit edilmiş bir Türkiye?

ÇÜNKÜ Türkiye Erdoğan iktidarı  döneminde Batı’ya sırt çevirirken, bugün bataklığı içinde savaşmak zorunda bırakıldığı Ortadoğu’ya yöneldi.

Biraz “Dini” nedenlerden, biraz da Arap dünyasının lideri olmak gibi bir temayülle beslenen bu politikadır ki Türkiye’yi hem AB’den uzaklaştırdı hem Ortadoğu’nun zaten ağası paşası olan Amerika’nın canını sıktı çünkü İsrail’le sürdürdüğü Ortadoğu  politikası,  Türkiye engeline takıldı..

Hatırlayın Filistin odaklı tartışma sonucunda  Erdoğan’nın Netanyahu’ya “one munite”diye çıkışması olayıdır ki sonrası “politik” gelişmeler artarak (fakat hep Türkiye’nin aleyhine) devam etti!

Şimdi Erdoğanlı Türkiye bütün dünyaya meydan okuyor ama “haklarından  gelebilecek kadar güçlü olduğundan değil; içine düştüğü yalnızlıktan dolayı bir başka “politik alternatifi” kalmadığından!

…ARTIK Türkiye süratle yüzünü Batı’ya dönmeli..  Bunun için de büyük bir nedeni ve esinleneceği bir tarihi olayı vardır.

Şöyle ki Atatürk’ün İstiklal savaşından sonra ilk dostluk kurduğu ülke denize döktüğü Yunanistan’dı. TC’e ilk ziyaretini yapan da Yunan kralı Venizelos’tu!

**********

SIRADAN  YAZIMDIR: (DİJİTAL DÜNYA!)

Eğer diyorsanız ki “bir gün tüm dünya artık maddi manevi gereksinmelerinin büyük çoğunluğunu şu ellerindeki akıllı fakat yarın çok daha akıllı olacak “telefonlarıyla karşılayacaklar…

(Hatta daha şimdiden insanlar “akıllı saatlerle”  evlerinde olmadıkları zamanlarda  elektrikli araç gereçlerini dışarıdan, işyerlerinden kontrol etmekte, arabalarında akıllı telefonlarına aktardıkları “konum”la (haritalarla) hiç bilmedikleri görmedikleri yerlere, ulaşabilmektedirler…)

Gün gelecek bugün yetişmekte olan gençlerimiz yarın “dijital çağın” insanları olacak.

ZATEN artık kimselerin elinde kitap görmüyorum. Bir şeyler yazan insan da! Gazetelere de şöyle bir göz atılmakta! Ki gün gelecek okullarda çok ve farklı dersler okumak, okunanlardan yazarak notlar almak, özetler çıkarmak tamamen terk edilirken, medya olduğunca “akıllı telefonlara bilgisayarlara kayacak..

(Ve öğretmen öğrencilerine şöyle seslenecek: Ceplerinizi çıkarın.  Girin Google’ye. Size on dakika sonra haberlerle ilgili sorular soracağım…)

Öylesi bir “dijital çağı” hayal etmek bile beni korkutuyor! Çünkü insanlar mekanikleşecekler.. Robotlaşacaklar.. Birbirlerinin tıpkısı olacaklar!..

Büyük olasılıkla artık birbirleriyle çokluk konuşmayacaklar. (Zaten bugün de cep telefonlarıyla oynarlarken, konuşmaya fırsat bulamıyorlar!)

Oysa “insan” ayni zamanda “Ruh”tur.. His”tir.. Ağlayan, gülen, sevinen, üzülendir.. Aşık olandır! Koklayan, koklanan, kuşku duyandır…

Fakat bunların hiç birini  akıllı telefonlar bilemezler, gerçekleştiremezler…

Romanlar, hikâyeler, şiirler gibilerinden  bedii zevkleri   tatmin edemezler.. Kitapların yerini tutamazlar!

Ki öylesi bir kitapsızlıkta ancak “zevksizlik, sevgisizlik kısırlığı yaşanır!         Ve zaten yaşamak üzereyiz çünkü artık okumuyoruz. Okumayan insan belki “cebinden” okuyacak da “neyi?”

BİZ toprağı çapalamayı.. Çiçekleri  yetiştirip koklamayı.. Tarihimizi, Şairlerimizi, Romacılarımızı tanımayı.. Doğamızı.. Yılan ısırdı mı arı soktu mu ne yapacağımızı… Daha ilkokul sıralarında öğrenir, okur, yazar, anlatırdık..

Günü saati geldiğinde de “vatan için savaşırdık..”

Peki o “dijital çağın çocukları da günü saati geldiğinde vatanları uğruna savaşacaklar mı? Yoksa akıllı telefonlarına mı soracaklar “savaşalım mı” diye!

**********

KISACA TAKILDIĞIM: (HER ŞEY PARA DEĞİL!)

Hükümet “kalkınma yolunda iki hedefe odaklanmış. Birisi “Turizm” diğeri de “Yüksek öğretim!”

Her ne kadar memlekete turist diye dünya kadar kaçak insan giriyorsa da tutun ki Turrizmi anladık!

Şu Yüksek Öğrenimi anlayamıyorum ama! Kırk ülkeden insanın neden kimsenin tanımadığı  KKTC’deki üniversitelere geldiğini anlamadığım gibi!

Fakat şunu iyi biliyorum: Ne kadar çok öğrenci o kadar “kaçak işçi, o kadar uyuşturucu ticareti, o kadar fuhuş!”

Bazen her şey para değildir!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar