Avrupa seçimlerine az bir zaman kala, TÜRK adaylar Kıbrıs konusu üzerinden kendi yandaşlarını arttırmaya çalışıyorlar.
İşin üzücü yanı, ilerici cephede olduğunu söyleyenlerden diğer adaylara saldırıların alabildiğine artmasıdır.
Siyaset, temel doğruların SADECE SÖYLENDİĞİ bir arena değildir. Önemli olan temel doğrularınıza varabilecek OBJEKTİF DURUM var mı? Kıbrıs ve DÜNYA analizlerinde bu hedefe varmak için yeterli ittifaklarınız ve GÜCÜNÜZ VAR MI?
1960 ‘da kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin çöküş sebeplerini iyice analiz etmeden, 1963-74 döneminin yaşanmışlıklarında HAKİM ULUS MİLLİYETÇİLİĞİNİN BELİRLEYİCİ ETKİSİNİ görmeden BİRLEŞİK KIBRIS için, solun şimdiye kadar BU UĞURDA vermiş olduğu mücadeleyi dikkate almadan, BİRLEŞİK KIBRIS ile ne hedeflendiğini açıkça söylemeden, yapılacak bütün eleştiriler havada kalacaktır.
Sol kanattan bunu Kıbrıs için savunmak, Lenin ve Stalin’in milliyetler konusunda yazdıklarını, YA OKUMAMAK ya da anlamamak demektir.
Hakim Ulus Milliyetçiliği emperyalizmin BÖL VE YÖNET politikaları için elverişli ortam yaratmaktadır.
1963’te hakim ulus Kıbrıs’ta daha akıllı ve kucaklayıcı bir politika izleseydi, bu günlere gelinmezdi.
Şimdi 1974 yılına gelelim. Rumlar arasındaki farklı görüş ayrılıkları ve Rum Milliyetçiliğinin ENOSİS hayali, 15 Temmuz 1974’tte kendi liderleri olan Makarios’a karşı , Yunan Cuntasının gücünü kullanarak Darbeye yol açtı.
Oysa 1960 Garanti ve İttifak Antlaşmasında “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin başka bir devlete bağlanamayacağı, buna yönelik herhangi bir EYLEM durumunda GARANTÖR ÜLKELERİN, bozulan nizamı tesis için, MÜDAHALE EDEBİLECEKLERİ” açıkça belirtilmişti.
Sonuç: Rum milliyetçiliği, Yunanistan ile birleşmek için yaptıkları darbede, TÜRKİYE’Yİ KIBRIS’A GETİRDİLER.
Kıbrıs’ta iki ayrı devleti yaratmak, en başta, içinde KÜRT SORUNU taşıyan Türkiye’nin karşı çıkacağı bir tezdir.
Türkiye günümüzde, bu söylemi, Kıbrıs Rumlarını sıkıştırmak ve AB yolunda AVANTAJLAR ELDE ETMEK için kullanmaktadır.
Kıbrıs’ta Birleşik Kıbrıs ancak “İKİ BÖLGELİ İKİ TOPLUMLU” bir federasyonla sağlanabilir. Bu durumda, içte kendi kendini yöneten iki yapı, DIŞTA İSE TEK KIBRIS sağlanabilir.
Kıbrıs Rumlarının bu çözüme ne kadar uzak olduklarını gerek ANNAN SÜRECİNDE, gerekse MONTANA SÜRECİNDE yaşayarak gördük.
Bugünkü Türkiye destekli İki devletli Kıbrıs Türk tezi ,Türkiye’ye bölgesel çıkarlar sağlamayı hedefleyen,sadece zaman kazanmaya yönelik bir siyasettir.
Kıbrıs Rumlarının aklında bulunan, 1960 koşullarında ÜNİTER KIBRIS tezi de ne BM den ne de Türkiye’den destek alabilir.
Tüm dünyanın yaklaşımı, BM önderliğinde yapılacak görüşmelerle İKİ BÖLGELİ, İKİ TOPLUMLU FEDERAL KIBRIS politikasıdır.
Türkiye AB yolunda, ve DOĞU AKDENİZ’deki ENERJİ alanında istediklerini alırsa, yeniden FEDERASYONUN en hızlı savunucusu olacaktır. Ancak böyle bir durumda, Rumların MASADAN KAÇMALARI daha büyük bir OLASILIKTIR.