Bugün Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı’dır. Hemen ardından “1 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı” gelecek..
Yıl içinde öncesi 29 Ekim’de de “Cumhuriyet Bayramını” kutladıktı.
Önümüzde “30 Ağustos Zafer Bayramı, Kıbrıs’ın Osmanlı’lar tarafından fethi, yanı sıra, “ilk kez Türkiye Cumhuriyeti sınırları ötesinde Türkiye’nin; Kıbrıs’ta bir avuç Türk toplumunu 1974’de gerçekleştirdiği Barış Harekâtı ile özgürlük ve egemenliğine kavuşturmasının tarihi yıldönönümü vardır! Tüm bu kutlayıp kutsadığımız ulusal bayramlardır ki bize sadece “varlık nedenimizi” hatırlatmaz.. “Nereden gelip nereye gitmemiz gerektiğinin de nesillerden nesillere devralınarak “ulusal bilinçle” ilkelendirilmiş yol haritasını çizer..
VE Türklük dünyasının her bir aşamasına damgasını vuran bu “ulusal bayramlarımızdır” ki her defasında “Atatürk”ü daha çok sevdiriyor, saygı ve minnet duygularımızda daha çok büyütüyor..
FAKAT: Eğer Atatürk’e sevgi saygı ve minnet duyuyorsak “O”na layık olmak “borcumuzu” yerine getirmek de “görevimizdir.”
Çünkü gelecekleri “çocuklara, gençlere, Türk milletine armağan eden bu “büyük insan” inanın ki doğan her Kıbrıslı Türk’ün ulaşılması gereken ışığı oldu.. Mefkûresi oldu.. Kıbrıs Türk insanının bağımsızlık ve özgürlük meşalesi oldu..
Ne mutlu bize ki “Atatürk” gibi bir ulusal kahramanımız, kurtarıcımız, önderimiz oldu… ***
EĞİTİMLE İLGİLİ VAR MI BİR PLANINIZ?
Beklerdim ki 23 Nisan Ulusal egemenlik Ve Çocuk Bayramı gelmeden, Hükümetin ilgili Bakan’ın müjdeler veren haberleri” gelsindi..
Ki bu öğrencilerimiz bir aydır evlerinin dört duvarı arasında “çocuklar ve gençler için işkencelerin büyüğü olması gereken” tutsaklığı yaşıyorlar!
Her ne kadar bazı aileler Tv. deki öğrenim yayınlarını çocuklarına izlettirip bu konuda yardımcı oluyorlarsa da bu Tv. ile öğrenimin (bir eğitimci olarak) faydalı olduğuna inanmıyorum. Varsa eğer tek faydalı yanı, “çocuklara hapsoldukları evlerinde oyalanacak, en azından zaman mefhumunu disipline edecek bir “meşguliyet” sağlamasıdır..
Yoksa eğitim dediğiniz “okulda” olur! Öğretmenle Öğrenci arasında olur! Dolayısıyla diyalektiğin kaçınılmazlığında, bilginin özümlenmesinde, sorgulu-cevaplı olur!
Deneyli, gözlemli, araştırmalı olur!
Hatta ilk öğretimde eğitim “sporla birlikte” olur..
Yoklamalarla, sınavlarla, sonuçta “başarı ile başarısızlığın” belirlenmesiyle olur…
FAKAT Tüm bunları eğitim öğrenimin altından çekip aldınız mı “ezber” olur!
Eee! Onu zaten Papağan da becerir!
DOLAYISIYLA beklerdim ki Eğitim Bakanlığı, çocukların Bayramı olan böylesi günde en azından geleceğe yönelik “tasavvurlar” silsilesinden hazırladığı “plan programını” açıklasındı!
Ne var ki koranavirüs “basireti” de olumsuz etkilemiş ki örneğin bugünkü “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına” bile anlam katacak özel bir program, renkli bir hazırlık yapılmadı!
OYSA 23 Nisan 1920 de Büyük Atatürk Türkiye Büyük Millet Meclisini ihdas etmekle yetinmeyip “bugünün çocuğu yarının büyüğüdür” düşüncesinin de büyüklüğünde “milletin bağımsızlık ve egemenliğini” çocuklara armağan ettiydi..
Fakat ne TC’de ne KKTC de “yüzüncü yılı” kutlanmasına karşın, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramına ve Atatürk’e yakışır bir “eğitim öğrenime” hâlâ ulaşılmadı!
Ki bu yıl da lanetli “koronavirüsün” ölüm saçan korkularında kutluyoruz 23 Nisan çocuk Bayramını.
OYSAAA! Dünyada virüs’ten en çok olumsuz etkilen İtalya’dan bakın geçen gün nasıl bir haber çıktı. “İlk, orta ve Lise düzeyindeki okulların önümüzdeki ay açılması… Buna karşılık Üniversitelerin bir süre daha kapalı kalması düşülüyor…”
YOK! Biz de öyle yapalım demek için yazmadım bu İtalyan haberini. Şunun için yazdım: “Virüs’ten en olumsuz şekilde etkilenmelerine karşın adamlar normal sürece geçmenin ilk kararını “eğitimle” ilgili verdiler! Bu eğitim dediğiniz o kadar önemlidir! …23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız kutlu ve mutlu olsun..