Asım İdris gitmese ne olacaktı yani? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Asım İdris gitmese ne olacaktı yani?

Kemal Akkan BatmanKemal Akkan Batman

Kesinlikle Asım İdris’i savunacak bir yazı değildir. Asım İdris’le tanışmamız üniversite lisans dönemine denktir. Ankara, Kenedy Caddesi’nde aynı apartmanda kaldık bir süreliğine. Bizim daire giriş katta onlarınki üst katlardaydı, 1986 ve 1990 yılları.

Asım yaşça benden küçük. O yıllardan beridir her karşılaştığımızda saygısını korumuş. Hatta Eğitim Bakanı olduğu dönemde kendisini ziyaretimde, bana hitaben yine ‘abi’ sözcüğünü kullanmıştı.


Asım ile üniversite yıllarından sonra tekrar yoğun karşılaşmamız Atatürk Öğretmen Akademisi’nde ‘pedagoji sertifikası’ programına katılması ile oldu. Ankara yıllarında nasıl tanımışsam hala aynıydı; kişiliği saygı ile yoğrulduğunu kanıtlıyordu.

Kim ne derse desin, Asım İdris bu ülkede ender bulunan kişiliklerden bir tanesidir. Üniversite yıllarımızdan aklımda kalan günlük ev tartışmalarında sürekli ‘halkçı’ yanıdır. Sol felsefe ile olay ve olguları yorumluyordu. Halk tarafında, halk yanlısı bir yaşam felsefesi oluşturmuştu. Buralardaki çürümüşlükten şikayetçi idi. Bir avuç insanın KKTC’yi elinde oyuncak gibi tutması ona da zor geliyordu; bunlar sadece benim yorumlarım.

Hatırladığım kadarı ile onlar 5 kişi kalıyordu biz ise 4 kişi. Hiçbir ev arkadaşı ile problemi olmamıştı. Şimdiki sakin ve olgun tavrı o zamandan vardı. Dürüstlüğü kişiliğindeki karakter bölümünün tanımıdır.

Asım İdris MEK Bakanlığı müsteşarlığından istifa etti (yazı 14 eylülde yazılmıştır). Kaybeden kim oldu, kazanan kim oldu? Elbette bunun hesabı yapılacaktır; ancak sosyal medyadaki Sayın İdris’in ‘üç kuruş fazla paraya tamah edip müsteşarlığı bırakıp kaçtı’ veya benzeri ifadeler sarf edenlere üzüldüm. Bu resmen bir linç; yargısız infaz. Onu tanımayan kişilerin, gündem yaratmak için veya öç amaçlı ortaya attıkları boş laflardır.

Asım kendi doğruları temelinde bir karar vermiştir. Yolun açık olsun Asım, hayırlısı olsun. Bence ne zamanlama ne de bırakıp gitti söylemleri ‘laf olsun torba dolsun’dan başka bir şey değildir. Asım ile konu hakkında konuşmadığım için gerekçesini bilmiyorum. Aslında hiç de gerek yok. Kimse Asım’ın kişiliğinin insan sevgisi, halktan yana, dürüstlük niteliklerinden yoksun olduğuna bizleri inandıramaz. Sevgili Asım yeni yaşantında sana başarılar dilerim.

Bundan sonrası için yordama yapmak lazım. Eğitim Bakanlığı’nın müsteşarını istifa etmesi ne gibi problemleri arkada bırakmaktır? Sadece müsteşarın çözebileceği eğitim problemler nelerdir? Eğer Sayın Müsteşar istifa etmiş olmasa idi KKTC sistemsiz eğitimindeki hangi problemleri kendi başına çözecekti?

KKTC sistemsiz eğitimi 1900’lü yılların yasal yapılanması ile yönetilmektedir; dikey hiyerarşi mevcut. Yüzyıl öncesinin yönetim anlayışıyla. Yukarıya çıkıldıkça karar verme tek kişinin aklına kalmaktadır; o akıl da bakandır. Bakan doğru düşünürse problemler çözülür ama eğer bakan doğru düşünmezse eğitim topyekün çöker. Anlayacağınız KKTC yönetim süreci eğitim, sağlık, turizm her alanda dikey hiyerarşiye mahkum.

Eskimiş ve köhnemiş bir yasal yapılanma mevcut. Bu yönetim tarzı ‘Taylorizm’dir. Taylorizm, Federick W. Taylor’un 1911 yılında yazdığı Bilimsel Yönetim İlkeleri adlı kitabına dayanmaktadır ve yönetim alanında yazılmış en eski eser olarak kabul edilir. Taylor makine mühendisiydi ve çalışanları makine gibi görmesi nedeniyle de ciddi bir şekilde eleştiri almaktadır. Taylorizm, çalışanların karar verme mekanizmasında yer almasına olanak vermez. Bu nedenle de gerek resmi gerekse özel organizasyonlarda dikey hiyerarşiyi savunur. En üstte bir kişi (buralarda olduğu gibi BAKANLAR) karar vermede en etkili kişidir.

KKTC’deki tüm yaslar da Taylorizmle uyumlu ve dikey hiyerarşiye göre yapılmıştır; çünkü KKTC siyaseti ‘elit’ bir kesim için kurgulanmıştır. Söz konusu elit kesim olan politikacılar da ‘erk’i ellerinden kaybetmek istemezler.

Oysaki yatay hiyerarşiye göre yasalar yeniden düzenlense, tam bir kamu reformu da gerçekleşmiş olacak; ancak siyaseti elinde tutan elitler asla erki (gücü) başka kimse ile paylaşmak istemezler.

Sonuç: Sayın İdris müsteşar olarak kalsaydı KKTC sistemsiz eğitimindeki problemleri çözecek erke sahip olmayacaktı. O nedenle Sayın İdris’i okulların açılacağı döneme az bir süre kala bırakıp gitmesi nedeniyle eleştirmek abesle iştigal etmektir. KKTC sistemsiz eğitiminin sistemli hale dönüştürülmesi için ilk yapılacak iş, yasaları yeniden tüm eğitim paydaşlarının karar verme mekanizmasına katılacağı biçimde yatay hiyerarşiye göre düzenlemektir. Dikey hiyerarşi yasaları orada dururken, Sayın Müsteşar İdris’in istifasını eleştirmek boş iş.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar