Asil Nadir’in Kemal Dürüst İlgisi… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Asil Nadir’in Kemal Dürüst İlgisi…

Hüseyin Ekmekçi

Daha önce yazdım bu konuyu.

Gene yazacağım…


Geçitkale Havaalanı üzerinden, “rant” kavgasını sürdürüyor Asil Nadir.

O projeye “bel bağlamış…”

Hükümetten talebi var…

Talebi yerine gelmezse de, “Kıbrıs Medya Grubu” üzerinden tehdidi…

Ne istiyor Asil Nadir?

“Geçitkale Havaalanına yolcu indirme” izni…

Kim verecek bu izni…?

Hükümet…

Hangi bakan?

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst…

Ancak…

Hem Ercan ihalesindeki 25 yıllık imtiyaz sözleşmesi…

Hem de “uluslar arası hukuk…” buna izin vermiyor.

Türkiye Cumhuriyeti Sivil Havacılık kurumunun, hem ihale sürecindeki rolü, hem de Ercan’a “uçuş kodu” vermesi, aslında Türkiye Cumhuriyeti Devletini  de, Taşyapı&Terminal ortaklığına karşı da sorumlu kılıyor.

T&T, böyle bir durumda, Türkiye Cumhuriyeti’ni dava hakkı kazanıyor.

Hem Türkiye, hem de Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’nde bu hak var.

Gel de bunu anlat…

İşte bu nedenledir ki, bir süredir Kıbrıs Medya Grubu, genelde hükümeti, özelde de Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst’ü hedef alıyor.

Bu bir “Kemal Dürüst’ü ya da hükümeti” koruma yazısı değildir.

Sayın Asil Nadir, Türkiye Cumhuriyeti’nin de girişimi ile, hapisten çıkıp adaya geldiği zaman…

Bir yazı yazmıştım.

Yaklaşık bir yıl önce…

26 Nisan 2016’da…

“Hoş geldin sayın Asil Nadir” başlıklı o yazıda ne demiştim?

Hatırlatayım:

“Nadir’in gelişi iyi oldu.

Sağlıkla, enerjiyle işine dört elle sarılsın, bundan şüphem yok.

Umarım, aynı hataları tekrarlamaz.

Geçmişi ile yüzleşir…

Meslektaşlarımı “ekonomik atılımları” için kullanma sevdasına düşmez…

Kamu kaynaklarını gazete yayınları ile ele geçirebileceğini düşünmez.

Adaya gelişine sevindim.

İki yüzlü, riyakar ve etrafında şarlatanlık takla atanları, Asil bey bizden çok iyi bilir.

Bizim ülkemizde en yaygın olaylardan birisi de “ana ve olduğumuz pozisyona göre” tavır almaktır.

Hayat aynen devam ediyor ve hızla akıyor.

Kaybettiklerimiz, yaşamadıklarımız, yaşayamadıklarımız bizi üzüyor.

Asil Nadir yeteri kadar üzüldü.

Sağlıkla, yaşadığı kötü günler geride kalsın, huzurla yaşamaya devam etsin.

Hoşgeldin sayın Asil Nadir.”

 

Boş durmuyor

Görünen o ki…

Asil Nadir’in, Poly Peck çöktükten ve Kuzey Kıbrıs’a geldikten sonraki hastalıkları devam ediyor.

Buradan ayrı kaldığı Belmarsh günleri de unutturmamış yaşadıklarını…

Önce, Kıbrıs Gazetesi’nde kendisine dört elle sarılan kardeşi Bilge Nevzat ve eşi Fehim Nevzat’tan kurtuldu.

Şimdi de, gazete manşetleri ile hükümete yöneldi.

Her şeyi hükümete ve hükümetteki bakanlara yüklüyor.

 


Neler olup bittiğini anlayabiliyorum

Yine o yazıda, o hoş geldin yazısında bir noktaya dikkat çekmiştim:

“Nadir’in dönüşü, ülkede bayram havası yarattı.

Haliyle benim de gözümün önünden Nadir ile yaşadıklarım geçti.

Bizi zaman zaman “Nadir’e nankörlük yapmakla” suçlarlar…

Hayatım boyunca “işimi tam yapmaktan” başka gaylem olmadı.

Maaş aldığım yerde de “işimi tam yaptığım için” barındım.

Biz işimizi “gazeteci olarak” ve kurum yöneticisi olarak tam yaptığımız için, Kıbrıs Medya Grubu da “şirket” olarak ciddi paralar kazandı.

Şimdi de tüm çalışma arkadaşlarıma aynı gözle bakarım.

Kimse kimseye “ekmek yediği” yer diye minnet duymak zorunda da değil.

İşini tam yapan, önüne baksın yeter.

Lakin…

Kıbrıs Medya Grubu’ndan ayrılma nedenimizi bir kez daha yazmakta fayda var.

Bizden istenen Asil Nadir’in “kamudaki ihale işlerini takip etmemiz, olmadığı takdirde hükümeti devirecek yayınlar yapmamız”dı…

Geçitkale Havaalanı ihalesi…

Yeni bir GSM şirketi kurulması için bunlardan sadece ikisiydi.

Dönemin CTP- DP hükümeti Nadir ile kavgaya tutuşurken…

Kıbrıs Medya Grubunu’nun vergi kaçırdığı da ortaya çıktı.

Grup yönetiminin “ödemeyi kabul ettiği miktar 11 milyon TL”ydi…

Sadece üzerinde uzlaşılan…

O dönemde, biz “iş takibini” reddederken, “Reşat Akar” kahraman olarak gruptan içeriye girdi.

Kalabilirdik.

Kimse bize “git” demedi.

Ama kalmak bize yakışmazdı.

O dönemdeki insan davranışlarına hiç girmeyeceğim.

Havadis, Kıbrıs Medya Grubu içerisinde haksızlığa uğrayanların merkezi olmuştu.

Hiç düşünmeden, mağdur olan arkadaşlarımızla ekmeğimizi bölüştük.

Gene olsa gene bölüşürüz.

Lakin, ciddi bir linç kampanyasının da merkezi yapıldık.

Oralarda olup biteni bildiğimiz içini, atılan her manşete yanıt verdiğimiz için…

“Katlimiz vacip”ti…

Matbaamızın bizi basmaması, reklam verenlerin uzak durması gibi baskılar…

Yazarlarımıza “orada yazmayın” denmesine kadar…

Üstelik, CTP hükümetten gitmiş, UBP gelmiş, Geçitkale Havaalanı, proje sahibi İngilizlerden alınarak, Asil Nadir’e verilmişti.

Dönemin UBP hükümetinin üzerimize kurduğu baskılar da cabası…

Dolayısı ile, şimdi de neler olup bittiğini anlayabilecek, gazetenin hangi yayını neden yaptığını çözebilecek kadar tecrübem var.

Gerisi bu hükümetin vereceği cevap:

“Kamu kaynakları Asil Nadir’e helal mi?”

 

 


Bu fotoğraf barışın simgesi

 

Bu fotoğrafa iyi bakın…

Bu duyuruyu yapan Türkiye Tenis Federasyonu…

Fotoğrafta, 14 yaşında iki genç kız…

Türkiye’den Semra Aksu…

Kıbrıslı Rum Maria Constantinou…

Türkiyeli ve Kıbrıslı Rum iki gencin hocası ise Kıbrıslı Türk…

Teniste, KKTC’yi aşan yeteneği ile Enis Irgara…

Kıbrıslı Türk Enis Irgara…

Turnuvanın yapıldığı yer ise Yunanistan…

Türkiyeli… Kıbrıslı Rum… Kıbrıslı Türk… ve ev sahibi Yunanistan…

Nasıl anlatılabilir “barış” bir fotoğrafta?

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar