ANLAYAMADIĞIMIZ SİYASET OYUNLARI? TATAR NEREYE KOŞUYOR?  - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

ANLAYAMADIĞIMIZ SİYASET OYUNLARI? TATAR NEREYE KOŞUYOR? 

Ersin Tatar

Siyasi çözüme ne kadar çok ihtiyacımızın olduğunu söylemeye bile gerek yoktur. Ne var ki bugüne kadar  dediğimizce 1974’den beridir ne Annan Planı ne de 1. ve 2. Cenevre müzakereleriyle adada siyasi çözümü sağlamak mümkün olmadı.

KALDI ki geçen bu yıllar sonrasında Rum tarafının “adanın bölünmesi,” Türk tarafının ise “iki egemen Devletin oluşması” olarak savundukları, ayni zamanda siyasi çözümün de  oluşma aşamasında pazarlık konusu yapılacak olan çözüm alternatifleri ne Kuzey’de ne Güney’de kabul görmedi!


KISACA Rum tarafı 1963 Londra Zürih Anlaşmalarına bağlı Kıbrıs Cumhuriyetine fakat “federal” bir sistemle dönüşü savunurken; Türk tarafı “Kuzey-Güney – Türk Rum Egemen Devletleri” üzerine kurulacak iki bölgeli, fakat henüz içi doldurulmayan  siyasi sisteme dayalı   çözümü savunmaktadır.

TABİ eklemekte yarar vardır: Çözüme yönelik asıl büyük tartışma, “Türkiyeli” mi “Türkiyesiz mi olacağı” yada olmayacağıdır!

ÇOK KISACA KIBRIS TÜRK HALKI için öteden beri sloganlaşırken ezberlenmiş ifadesiyle çözüm, “iki bölgeli iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini içeren (her halde konfederal) olacak bir sistemdir..

BİLDİĞİMİZ kadarı ile Rum tarafı için Kıbrıs Cumhuriyeti benzeri fakat artık  iki bölgelilik üzerine kurulacak bir federasyondur, kapsamında katiyen “Türkiye”nin garantörlüğü” gibilerinden siyasi ve askeri işlevselliği olmamak koşuluyla!

ZATEN bugüne kadar çözümün sağlanamamasının bir nedeni de Kıbrıs Türk tarafının Türkiye ve garantisinin üzerinde olmadığı bir çözümün mümkün de olmayacağıdır!  Kaldı ki artık  Türkiye için de Kıbrıs, Doğu Akdeniz’deki varlığı ve ekonomik değerlerine yönelik sahipliği için vazgeçilmezdir…

***

OYSA BİLİYORUZ:   1974’den sonra geçen sürede tüm dünya ile birlikte sadece Türkiye-Yunanistan değişmedi. Değişirlerken Doğu Akdeniz de değişti, Kıbrıs’la olan ilişki ve çıkarları da değişti.. Yani her iki ülke için de Kıbrıs feda edilemeyecek kadar siyasi, askeri, ekonomik önemini kat kat artırıverdi.

Dolayısıyla artık sorun adadaki Türk Rum halklarını da aşarak anavatanları durumundaki Türkiye ile Yunanistan’nın siyasi askeri ekonomik çıkarlarını da kapsamaktadır.  Bir başka deyişle Kıbrıs ya “Türkiye ile Yunanistan’ın da kapsamında olacağı bir çözüme kavuşturulacaktır yada “anavatanlar” konumundaki iki ülke bir kez daha kapıştırılacaklardır!

HATTA O “kapıştırılma bahanesine” de zaten gerek kalmadı! Bizzat Yunanistan ile Türkiye; birisi “Ege  Adalarıyla diğeri “Mavi Vatan” sloganıyla çoktan karşı karşıya geldiler, bu sürtüşmeli ve tartışmalı tutumlarıyla çözümsel barışı değil; ancak toplu tüfekli savaşı gerçekleştirirler!                                                                                                                                   ***

…YUKARIDA  yazdıklarım biliniyor. TC, Yunanistan sürtüşmelerinin  gitgide daha tehlikeli mecralara sürüklendiği de biliniyor!                                                              GEÇEN hafta Sn. Cumhurbaşkanı Tatar (çoğu siyasi haberleri Rum basınından öğrendiğimizce)  yine öğrendik ki her zamanki gibi  kendini Kıbrıs Türk halkından soyutlamış, istediğince kararlar alıp icraat haline getirme hakkına sahip olarak görmektedir ki  ansızın Makarios’tan sonra gelen liderlerin  en hayalperest fakat  bu nedenle “zararlılarından” biri olan Anastasiadis’e (zamanlamanın ne kadar doğru olduğu da tartışmalı)  “güven yaratıcı” yada “kazan kazan” olarak ifade edilmesini istediği bir dizi işbirliği teklifinde bulundu! Tabi bunu da her zamanki gibi Rum basınından öğrendiğimizce tek cümlede ifadesiyle  “enerjiye” yönelik önerilerdi!

YANİ NE! (Herhalde) özellikle akaryakıt konusunda öylesine sıkıştık ki Güney’den temini yollarını da açmak isterken, Kıbrıs siyasi sorununun çözümüne bile yardımcı olacağı hatırımıza gelmiş, yanına “yenilenebilir enerji ve suyu” da koyarak Anastasiadis’li Güney’e işbirliği önerilmiş!

BİZİM AÇIMIZDAN mahzuru yok! Yıllardır, “iki toplum ayni adayı paylaşırken ne iş ne güç birliği ve ilgili çalışmalardan kaçabiliriz” derken her halde şimdi “vay nedir bu Rumdan dilenmek” diyecek halimiz yok!

BUNA karşın! Bu tip ve benzeri Türk Rum ilişkilerini bir plan program dahilinde gerçekleştirmek zorundayız. Ne Sn. Cumhurbaşkanı “ansızın karar verdim oldu” diyebilecek kadar kendi yönetim ve KKTC Meclisi erklerine bigane kalabilir… Ne de yetkileri ne olursa olsun  “ben yaptım oldu” diyebilir..

NİTEKİM bir süredir “sınır kapılarının özelleştirilmeleri” konusu var gündemde.. Her kafadan bir ses çıkması yanı sıra öncesinde kim ne düşünmüş, nasıl araştırma ve planlar yapmış belli değil.. Dolayısıyla sadece kafalar karışmıyor. “Yoksa” deniyor “sınır kapıları da yeni rant kapılarına mı dönüşecek?”

***

ÖTE YANDAN:  Başından beridir Sn. Tatar  Kıbrıs siyasi sorununu  Ankara ile birlikte götürüyor. Tutun ki “olağan bir siyaset!” Kaldı ki “koordinatörümüz Sn. Oktay’ın da bir ayağı Lefkoşa’da. Artık sadece siyasi, sosyoekonomik sorunlar değil, bünyemizdeki illegal vakalara da duhul eyliyorlar..

VE kendilerine göre zamanı geldi mi 47 yılın kapalı Maraş’ının bir mahallesini de “halkın ziyaretine açıp seyirlik hale getiriyorlar!”

FAKAT bütün bunlar Kıbrıs Türk halkına, siyasi partilerine, Meclisine hatta hükümetlerine yabancı “oldu bittiler” gelişmeleri ile gerçekleştiriliyor!

FAKATTT! Mesela Maraş açılmadan sorunun çözümünde koz olarak kullanılacağını biliyorduk. Fakat   bugüne kadar siyasi sorunun çözümü gündeme gelmeden Maraş’ın açılacağını bilmiyorduk! Bir sabah kalktık baktık Maraş’ın söz konusu bir mahallesi bazı sahilleri halka açılmış! Fakat “koz” değil! Ne olduğu da bilinmiyor!

ÖTE YANDAN neredeyse TC ile Yunanistan Ege’de vuruşacak, bu kez de Kıbrıs’ta Rum’a “enerji işbirliğine yönelik teklifler iletiliyor!”                                                             KISACA ne için hangi koşullarda ve nasıl bir çözüme yardımcı olacağını kimselerin bilmediği  siyaset oyunları sergileniyor…

***

UZUN LAFI KISASI Eğer zaman zaman söylendiğince “siyasi sorun çözülmemiş de olsa KKTC’nin geleceklere emin adımlarla ve kalkınarak yürümesi mümkündür iddiasına inanılıyorsa 48 yıldır bunun beklendiği sorunucu vermediğini görmemiz gerekir..

SON ispatı sıkıştığımız için Güney’den olası bir işbirliğiyle enerji temini yollarını açmaya matuf girişimlerdir!

O halde asıl yapılması gerekeni yapmalı Güney’le çözüm konusunda masaya oturacak siyasi ortam sağlanmalıdır. Çünkü Türkiye’ye rağmen bu günkü siyasi ve sosyoekonomik gidiş iyi gidiş değildir!

Ki bir yandan Güney’den Kuzey’e gelecek Rum müşterileri nasıl daha çok tavlarız diyerek memleketi açılan sınır kapılarıylla kevgire çevirirken, öte yandan “enerji ihtiyacımız için de kapısını çalıyoruz!”

En iyisi oturup çözümü konuşalım. Daha faydalı olmaz mı?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar