Anastasiadis’in danışmanının ara formülü... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Anastasiadis’in danışmanının ara formülü…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Anastasiadis’in müzakere masasındaki danışmanlarından hukukçu Polis Poliviu, hiç beklenmedik bir anda, bir ara anlaşma formülü ortaya attı.

Hani bir süredir bir “stratejik anlaşma”dan bahsediliyor ya, o da bir nevi ara anlaşma…


Yani “adım adım çözüm, zaman içinde çözüm” gibi…

Rum basını buna “taksitli çözüm” demiş…

Poliviu’nun önerileri, geçmişte bir çok BM yetkilisi tarafından da gündeme getirilmiş olan, basit, temel adımları içeriyor.

Yani, yönetim, garantiler, asker gibi tarafların öncelikli şartlarını ileriye bırakarak, bugün yapılabilecek olanlar üzerinde bir anlaşmaya varmak.

Bunu söylerken, Poliviu’nun önerilerini asla onaylamıyorum. Sadece bir “ara formül” fikri, diyorum.

Poliviu’nun 2 yıllık dönem için öngördüğü önerilerinin başında, Kuzey Kıbrıs’ın “Kıbrıs Cumhuriyeti çerçevesinde” otonom bir Kıbrıs Türk bölgesi olması ve AB çatısı altına girmesi var. Sonra Maraş ve çevre  bölgesinin iadesine karşılık, Mağusa limanının ve Ercan Havaalanı’nın uluslararası deniz ve hava trafiğine açılması…

Onun dışında serbest dolaşım, Türk askerinin  yarısının çekilmesi,  yerine uluslararası bir güç konulması, Türk toprağının yüzde 28,5 ile 28,6’ya çekilmesi gibi maddelerle devam ediyor. Garantiler, yönetim, göçmenlerin dönmesi gibi temel konuların da ileride müzakere edilebileceğinden söz ediyor.

Her biri açılım gibi görünse de, yine de Rum tezlerinin birer yansıması. Otonom denilen Kıbrıs Türk Yönetimi’nin “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne” yamalanması gibi bir şey.

Her neyse; bunlar tarafların yine de masada görüşeceği konular. Esneme yapılabilecek olan var, yapılamayacak olan var.

Benim demek istediğim, Rum tarafında, hem de Anastasiadis’e yakın bir diplomattan, böyle bir “ara anlaşma” formülü çıkmış olması.

Sanırım Rum Yönetimi şu anda böyle bir tartışma başlatmak arzusunda.

Acaba, BM’nin “stratejik anlaşma” formülü ortada dönerken, Rumların başvurduğu yeni bir oyalama taktiği midir?

Ya da, Genel Sekreter, “güven arttırıcı önlemler” üzerinde durduğuna göre, sempatik bir metin ortaya çıkartmak istediler?

Önerilerin içeriği bir yana, dediğim gibi, fikir insanın aklına yatıyor.

Bugüne kadar hep “kapsamlı çözüm” üstünde duruldu, parça parça çözüme gitmenin “adım adım yok olmak” olacağı kuşkuları sürdü gitti…

E ama, artık 44 yıldan, onca formülden, onca mesaiden sonra görülüyor ki, bu kapsamlı çözüm olamıyor.

Tam oldu denilen Annan Planı bile reddediliyor.

Demek ki iki toplum, aynı çatı altında yaşamak için henüz hazır değil.

Şartları üzerinde anlaşılması halinde, bir ara anlaşma akla daha yakın gelmiyor mu?

Belki de önümüzdeki dönem bunu tartışacağız…

 

YERİN KULAĞI VAR

YILLAR SONRA BİR İLK:

En son ne zaman petrol istasyonları önünde kuyrukların oluştuğunu hatırlamıyorum. Ama önceki akşam akaryakıta gelen okkalı zammın ardından gece geç saatlere kadar açık olan istasyonların önünde uzun kuruklar oluştuğunu gördük. Vatandaş 5-10 liralık kazancı bile kar sayıp saatlerce kuyruklarda beklemeyi göze alıyorsa, gerçekten toplum olarak zor günler geçiriyoruz..

BU SONUÇ ÇOK İLGİNÇ:

Gezici’nin araştırmasında bir sonuç gerçekten dikkatimi çekti. Ankete katılanlara, UBP kurultayında seçecekleri adayı “niye destekledikleri” sorulmuş. En yüksek oranlar şöyle sıralanmış; “Dürüst, başarılı, bana daha yakın”. İlk ikisi anlaşılır. Ancak, 35 kriter içinde en çok oy alan üçüncü seçenek, yüzde 11,8 oy alan “bana daha yakın” seçeneği, “İşte UBP” dedirtti. Acaba “İşte Kıbrıs Türkü” mü demeliydim?

 

ANKETİ KİM YAPTIRDI:

Gezici’nin açıkladığı UBP kurultayına yönelik anket kafaları karıştırdı. Şimdi herkes bu anketi kimin yaptırdığını merak ediyor. Halbuki, anket sonuçlarını iyice incelerseniz, hangi adayın yaptırdığını görebilirsiniz. Yarışta ismi pek geçmeyen, anketten sürpriz bir sonuçla çıkan  bu aday hakkında yazılanlar ve oy oranlarına bakarsanız, anketi yaptıranın kim olduğunu da hemen anlarsınız…

 

ZAM DALGASINA HAZIR OLUN:

Akaryakıta yapılan zam kararı yine fırsatçılara yarayacak. Dövizdeki artışı fırsat bilip döviz girdisi olmayan mallara bile zam yapanların beklediği bahane, hükümetin akaryakıta yaptığı zamla verildi. Şimdi bunu fırsat bilen açıkgözler, iğneden ipliğe herşeye yeniden zam yapmak için fırsat kolluyor. Akaryakıt zammının, domino etkisi yaparak diğer malları da etkileyeceği kesin gibi…

 

GEÇMİŞ OLSUN:

Mal ve Hizmetler Yasası’nda, Ticaret Dairesi müfettişlerinin fiyat denetleme yetkisi var. Ama meğer düzenlemesi yokmuş. Onu da ancak önceki gün çıkartmışlar. İş işten geçti artık. Raflardaki mallar üzerinden vurgun yapıldı bitti. Depolarda belki de mal bile kalmadı. Geçmiş olsun. Bir de Türkiye’ye baktım. Döviz artmaya başladığı anda denetim yapılmış, Ticaret Bakanlığı kendilerine gelen şikayetleri değerlendirmiş, 1.296 üründe haksız fiyat ertışı tespit etmiş, gerekli cezaları kesmiş bile. Biz de ise atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti…

 

İTHALATI KOLAYLAŞTIRMAKMIŞ:

Ekonomi Bakanlığı, Ticaret ve Sanayi Odaları, Dünya Bankası ve AB yetkilileri’nin katılımıyla, “KKTC’ye ithalatın kolaylaştırılması” için atölye çalışması yapılmış. Oysa yıllar yılı yayınlanan Dünya Bankası Raporlarında öncelik verilecek daha neler vardı. “Vergi tahsilatının artırılması, belediyelerin gelir kaynaklarının geliştirilmesi, KDV rejiminin basitleştirilmesi, kamunun küçültülmesi, sağlıkta ayakta tedavinin geliştirilmesi sadece bir kaç başlık…  Şimdi bunların içinden ithalatın ne önceliği var diye merak ediyor insan. Fiyatlar mı düşecek? Bununla alakası olduğunu hiç sanmam…

 

 

ZİRVEDEKİLER

Ali Baturay (Kıbrıs): “Gerçekten bu ülkede bir şey yapmak, hatta yaşamını sürdürmek tam bir eziyettir. Hem Kıbrıs sorununun çözülememiş olması, tanınmamışlıktan kaynaklanan sorunlar yaşıyoruz, hem de herkesin katkı koyduğu statükoyu aşamadığımızdan kaynaklanan sorunlarla uğraşıyoruz. Kuzey Kıbrıs’ta yaşamak gerçekten eziyet… İşin kötü tarafı, bu eziyetten kurtulmak için kimse çaba göstermiyor, ne vatandaşlar ne de yöneticiler”…

 

 DİPTEKİLER

Bu da Siyaset Fırsatçılığı: Zamlar belimizi bükmeye devam ediyor da, bu zamlar da hükümetin keyfinden yapılmıyor. Çünkü krizin sebebi değiller. Bunu bildikleri halde, sırf siyaset yapma adına hakarete varan düzeysiz eleştiriler yapanlar sırıtıyor. Yahu kardeşim, şu şartlarda zam yapmayacak birini tanıyorsanız, lütfen adını verin de biz de destekleyelim… Ya da siz olsanız ne yapardınız, onu bir söyleyin. Beylik laflarla atıp tutmakla ancak kasaba politikacısı olursunuz.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar