15 Temmuz 1974 ve 15 Temmuz 2016…
Bu iki tarih, hem Kıbrıs’ta, hem de Türkiye’de hiçbir zaman unutulmayacak tarihler arasına kazındı.
15 Temmuz 1974’tte, Yunanistan’da hükümette olan faşist Yunan Cuntası ve Kıbrıs’taki işbirlikcileri EOKA B yandaşları, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olan Makarios’u öldürmek ve ada üzerinde tam bir kontrol sağlamak için darbe yaptılar.
Darbenin esas nedeni, Yunanistan’daki Cuntaya karşı çıkan ve Üçüncü Dünya Liderleriyle birlikte, bağlantısız bir politika izlemeye çalışan Makarios ve yandaşlarını devirmekti.
Darbenin örgütleyicisi, Amerika Dışişleri bakanı Kissinger’den başkası değildi.
Kissinger, Yunan Cuntası Kıbrıs’ta başarısız olunca, Türkiye’nin Kıbrıs’a asker çıkartmasına ve adayı ikiye bölmesine karşı çıkmadı. Bu hareketin başarıya ulaşması için de elinden geleni fazlasıyla yaptı.
15 Temmuz, 20 Temmuz 1974 çıkartmasına gerekçe yapılarak, 20 Temmuzda, adanın fiilen ikiye bölünmesini sağlayan süreci tetikledi.
15 Temmuz 1974’ü doğru bir şekilde analiz etmeden, 20 Temmuz ve sonrasını doğru bie şekşlde anlayamayız.
15 Temmuz 2016, Türkiye’de de önemli ve unutulmayacak bir süreci hatırlatmaktadır.
Tayyip Erdoğan ve Amerikancı Fethullah Gülen Türkiye’de bir dönem beraber hareket etmişlerdi. Fethullah Hoca devlet ve ordu içerisinde daha fazla yetki isteyince Tayyip ile çatışması kaçınılmaz oldu…
15 Temmuz darbe girişimi veya 2016 Türkiye askerî darbe teşebbüsü, darbecilerin verdiği isimle Harekat Yıldırım veya Yurtta Sulh Harekâtı, 15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından gerçekleştirilen askerî darbe teşebbüsüdür.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmî internet sitesi ve TRTde yayınlanan bildiride ordunun yönetime el koyduğu ifade edilerek ülkede sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği açıklandı.
İstanbul’daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü jandarma tarafından kapatıldı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman ve yaklaşık 50 kadar milletvekilinin mecliste bulunduğu sırada F-16 savaş uçakları meclis üzerinde uçuş yaparak parlamentoyu dört kez bombaladı. Ankara’nın Beştepe semtinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı‘na bombalama girişiminde bulunulsa da başarılı olunamadı, Muğla‘nın Marmaris ilçesinde bir otelde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘a karşı suikast girişiminde bulunuldu.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi darbeyi gerçekleştiren askerler tarafından rehin alındı.
Her iki darbenin arkasında Amerikanın bölgesel nüfuz mücadelesi belirleyiciydi.
Amerika’nın bu iki darbesinin başarısızlığında bile, Amerika bugün Kıbrıs ve Türkiye üzerinde söz sahibi olmayı sürdürmektedir. BU da 15 Temmuz darbelerinin ilginç bir sonucudur.
