AKINCI’YI YORUMLARKEN: (KIBRIS TÜRK HALKININ MEŞRU HAKLARINI SAVUNDUĞUNA İNANIYORUZ.) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

AKINCI’YI YORUMLARKEN: (KIBRIS TÜRK HALKININ MEŞRU HAKLARINI SAVUNDUĞUNA İNANIYORUZ.)

Öne çıkmış yetkili ve sorumlu siyasileri sürekli kendi  “düşüncelerinizle” yorumlamaya çalışırsanız değerlendirme hatası yapmaktan kurtulamazsınız. Mesela vakti zamanında Sol kesimin öncüleri rahmetlik Denktaş’ı bir kez olsun tırnak kadar anlamak zahmetine katlanmadan “faşist” yakıştırmalı kara boyalara batırıp çıkarırlarken, Denktaş da onları “davaya ihanetle suçluyordu! Tabi birbirlerini anlamaya hiç yanaşmadan! Oysa Rum tarafını çok iyi okuyan Denktaş da haklıydı sömürü düzenine başkaldıran yeni jenerasyon da haklıydı. Sonuçta Kıbrıs Türk halkı bu ve benzeri sürtüşmelerden siyasi yönden  zararla çıkmamış da olsa iç barışı fena halde yara aldıydı… Galiba hâlâ da eseri devam ediyor.      AKINCI’YI ANLAMAK: Yukarıdaki hatırlatmayı Sn. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın haftanın sonuna denk gelen açıklamalarına değinmek için yaptım. Önümüzdeki günlerde hem Havadis’e hem Filelefteros ile Cyprus Veekly gazetelerine   ortaklaşa  yaptığı açıklamalarını önümüzdeki günlerde yeniden yorumlayacağım. Bugün söyleyeceğim ise şudur: Acaba Akıncı’yı da sürekli kendi siyasi saplantılarımızın gözlüğüyle mi değerlendiriyoruz? Gerçekten kendilerini doğru anlayabiliyor muyuz? Masada Türk halkının beklentilerine ne kadar cevap verebildiğinin bilincinde miyiz? 
Zaman zaman yaptığı açıklamalarına baktığımda mesela şu son ortak açıklamasında da ellediğimce  Sn. Akıncı’nın  TC’nin garantörlüğünden, siyasi eşitliğin olmazsa olmazı olan dönüşümlü Başkanlıktan, kesinlikle iki bölgelilikten, dolayısıyle eşit iki kurucu devletten ödün vermeyeceğini anlıyorum.
Ve bu söylediklerini önemsiyorum. Çünkü bunlar  federal devletin “temelini oluşturacak anayasal anlaşma maddeleridir. Bunlar olmadan   federal devletin çatısnı örmek mümkün değildir.  
DAHASI: Bir başka sorun da  iki kurucu devletin özerk yapılarının nasıl oluşacağı ile sınırlarının nerede başlayıp nerede biteceğidir! Güney’in Kuzey’e Kuzey’in Güney’e nerede müdahale hakkı olabileceği ile hangi konularda müdahale hakkının olamayacağının barışı da gözeterek dikkatlice saptanmasıdır. Kısaca iki halkı kavgaya sürükleyecek iki bölge yaratmak değil, aksine uzak tutacak ikili ilişkilerle  güvence altına almak çok önemlidir.
BUNLAR SAVUNULUYOR MU? Her halde diyoruz ve bunu Sn. Akıncı’nın zaman zaman yaptığı açıklamalarında da görüyoruz. Dolayısıyle inancımıza Rum tarafının istediği gibi değil, Türk tarafının da istediği gibi bir anlaşmanın tartışıldığını koyuyoruz.
Ha, Sn. Akıncı’yı hiç mi eleştirmeyelim? Bir zamanlar Sol’un uçlarında gezinirken viran ettikleri ile de hatırlanırken mümkün mü?  Buna karşın bu son açıklamasına baktıkta tutun ki doğru yoldadır diyebiliyoruz…
   *********      

HÜKÜMET TOPARLANIYOR MU? (KALYONCU İNİSYATİFİ ELİNE ALIYOR.)
Geçen hafta Başbakan Kalyoncu’nun “CTP patentli  muhalefet giysilerini üzerinden çıkartıp “siyasi iktidar” takımlarını giydiğine tanık olduk. İktidarda bile muhalefet misyonunun alışkanlıklarını üzerinden atamayan bu nedenle ne zaman iktidar olsa uyum zorluğu çeken CTP’nin UBP ile oluşturduğu güçlü “koalisyon hükümetine”  karşı hâlâ sallan yuvarlan süründüğü gerçeği değişmiyor!
İşte geçen hafta su sorununu da çözdükten sonra az biraz soluklanan Başbakan Kalyoncu önce toplumdaki müzmin sorunların hatırlatmasını sonra da icraatlara başlanacağını haber verdi. “Güvenlik” “denetim” “kurumların yeniden yapılanması” “yerden mantar gibi üniversitelerin oluşması”   “KKTC’nin yüz karası haline gelen çevre pisliği” “çarpık yapılaşmalar” “tarım ve hayvancılığın sorunları” ve ilahi…
İnsan merak eder: Politikacılar Memleketi bu hale getirmek için mi seçimlere katılıyorlar?  Ne var ki artık iktidara gelen siyasi partiler de anlıyorlar: “Muhalefet tutum ve misyonunu” iktidara geldikten sonra sürdürmek mümkün değildir! En basit ve düz mantığı ile “partisel ideolojileri türlü çeşitli siyasi ve ekonomik görüşlerden oluşan, STÖ’leri etkinliklerinin üst düzeyde olduğu gerçeklerde memleketin üzerine seremezsiniz, ters teper! Nitekim Su sorunu bunun tipik örneği oldu! TC ile yapılan Mali Ve Ekonomik Protokollerin uygulanmasını “özelleştirmeye karşı oluş” gibi bir görüş de pek tutarlı olmadı! Hele piyasa ekonomisine uymayan  bir parti felsefesini devletin ekonomik gelişimine bağlamak hiç tutmadı! Nitekim ne oldu?  “Özel sektör karşıtlığını memlekete yansıtarak protokolleri savsakladılar ama bunu ne   Ercan hava alanı ihalesinde ne de  Suyun yönetimi  konusunda başaramadılar.. Çünkü söz konusu olan  yabancı sermaye akışı ile yatırımıydı ve   KKTC’nin de bunlara gerçekten çok ihtiyacı vardı…
KISACA: Kalyoncu hükümeti büyük bir fırsata sahiptir. Solda ve Sağ’da önde  olan iki siyasi parti koalisyonu gerçeğini, pekala da memleketin her yönüyle yeniden “yapılanması” için “aracı” olarak kullanabilir.  Sağ ve Sol görüşlerin sentezine varılabilir, başarılırsa KKTC kazanır…
    ***********
KISACA TAKILDIĞIM: (MAĞUSA BELEDİYESİ HALKLA ALAY EDİYOR!)   


     Mağusa belediyesinin başarılı olmasını isterim. Çünkü o başarı kentin “her yönden daha çağdaş ve yaşanılabilirliğinin”  de başarısı ve tabi güzelliği olacaktır. Fakat bu konuda kırılan hayallerimize yeni bir umut bağlayamıyoruz. Ne bir yol, ne de  trafiği düzene sokacak çalışma! Ne düzen ne intizam! Çarpık yapılaşmalar  da gırla… “Surlar içi” tabi ki ayrı bir parantezde ele alınması gereken bir konumda!
Vaziyeti umumiye böyle iken ve artık büyük hizmetler beklemenin abes olduğunu anlamışken en azından Mağusa Belediyesi de bunu anladığımız için anlayış gösterip mesela Mağusa halkı ile alay etmez! Olay şu:    Geçtiğimiz hafta Mağusa Belediyesi “2. Çalıştayını” da gerçekleştirdi. Nedir bu “çalıştaylar” bilir misiniz? Sanki Parti Meclisi yokmuş ve sanki belediyenin plan programı da yokmuş gibi  bazı kişileri topluyorlar bir araya getirip Belediyenin kente nasıl ve hangi konularda hizmet vereceğinin saptamasını yaptırıyorlar!             İnsaf ama: Onca vaade, bir ilkokul öğrencisinin bile görüp eleştirebildiği sorunlara karşılık bakıyorsunuz sanki ne yapacağını bilmeyen bir belediye “çalıştay” organize edip “yapacaklarını” öğrenmek istiyor! Eğer bu da halkla alay etmek değilse siz söyleyin nedir?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar