Adada barışçı ortam varsa: (Bu ortamı sağlayan Kuzey’deki Türk halkının barışçı tutumudur!) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Adada barışçı ortam varsa: (Bu ortamı sağlayan Kuzey’deki Türk halkının barışçı tutumudur!)

Kıbrıs sorununu kimse hafife almıyor. Fakat çözüme ulaşılamamasına karşın kimse de telaş edip olası bir maraza çıkmasını beklemiyor dolayısıyla rahat davranıyor!
İtiraf edelim: Dünyada hiçbir siyasi sorun “asude baharlar sürecinde yaşamaz!” Ortadoğu’ya bakın yeter! Hem ülkeler kendi içlerinde parça körçe olmaktalar hem de birbirileri ile dalaşıp savaşmaktalar! Kısaca huzursuzlukla tahribat çok büyük!
Kıbrıs adası bu badireleri atlattı mı? Henüz değil! Fakat iki halk birbiri ile dalaşmıyor, Türkiye ile Yunanistan karşı karşıya gelmiyorsa ve tam aksine nihai çözüm için sürekli müzakere masaları kurulup müzakereler yapılıyorsa bunun tek mimarı vardır o da “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetidir.” Çünkü: Samimi olarak ve sürekli “çözüm isteyen” siyasi taraf rolünü oynuyor. Müzakereler ne kadar çıkmaza girerse girsin masayı terk etmiyor. Başından beridir masaya Rum tarafının saptadığı alternatif çözüm planlarını tartışmak için oturuyor. Müzakereler için ön şart koşmuyor tüm konuları tartışmaya açık bırakıyor…
BİR DE RUM TARAFINA BAKIN: Türk tarafının tam aksine bir müzakere politikası güdüyor, sık sık tekrarladığımız gibi “mazlum” rolü oynarken çözümü sadece kendi “kazanımı” hedefinde gözlüyor! Dolayısıyla masada muzırlık yapan da Rum tarafı oluyor görüşmeleri dinamitleyen taraf da!
Şimdi dikkatinizi çekeyim. Bu süreci tersine çevirip masadaki Rum’un yerine Türk’ü koymuş olsaydık bu adada iki halkın çatışması kaçınılmaz olmaz mıydı? Çünkü böylesi bir pozisyon değişikliği Rum’u gerçek anlamda mazlum durumuna düşürecekti! (Bizim şu andaki durumumuz!) Dolayısıyla Rum tarafı tüm adaya çoğunluk egemenliğini sermek için Türk tarafı ile kesinlikle arbede çıkartırdı çünkü karakterleri bu! (Şu anda yapmıyorsa siyaseten güçlü olduğu içindir!) Kısaca bıçak sırtında yürümeye çalışan Türk tarafıdır! Bütün politikası da “belki Rum liderliğinin gönlünü alırken insafa getiririm” umuduna dayalıdır! Tabi Rum liderliği de zaten Kuzey’in bu tutumuyla oynamaktadır!
EİDE BU NEDENLE BAŞARISIZ OLACAKTIR: “Kendinden öncekilerin başarısız oldukları gibi!” Üstelik ne diyor Eide: nisanda (her halde Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında) Müzakerelere başlanırsa en kısa zamanda çözüm sağlanması için şok metotlar deneyecekmiş… Ne olabilir o tarafları “şoke”edip çözüme götürecek yeni metot? Hele o müzakereler başlasın, göreceğiz. Eğer Eide “bir gece ansızın good bye deyip çekip gitmezse!”
**********
Kısaca takıldıklarım: (Mukadderatımız haline gelmiş günlük sorunlarımız!)

Düşünmesi bile insanı yoran günlük olaylarla sarmalıyız. Zaten şu veya bu nedenlerle burnumuzdan solurken üstüne üstlük bizi sarmalayan sorunlar canlarımızı sıkıp karalar çaldığı için, “karamsarlığın” gayya kuyusuna düşüp çırpındıkça batan bir toplum olduk!
Buna bir de daha sabah ayağınızı evin dışına uzatmadan, sahibi olmadığınız yığınla sorunun sokak köpekleri gibi paçanıza yapıştığını düşünün! Üstelik asla çözümleri yok, çünkü onlar “mukadderatımızdırlar! Mesela:
YOLLAR SORUNU: Kentlerin köylerin “makûs talihidir.” Yollar ille de patlak çatlak olacaklar! İlle de yer yer çukur olacaklar! İlle de arabanız o çukurlara düşecek ki bir tarafları ezilip elenirken sizin de canınız ezilsin! Akşam oldu muydu o yollar karanlığa gömülecek! Gömülecek ki Kıbrıs Türk halkının ne kadar kara bahtlı olduğu ispatında!
TRAFİK SORUNU: Eh, yolu öyle ise trafiği de böyle olmaz mı? Zaten kanunu vardır: “Arabalar sadece yollarda sürülür. Öyle canınız istedi diye ne dağ bayırda kullanabilirsiniz arabanızı ne de kıyılarda tarlalarda! Yasaktır! Oysa bu memlekette arabalar yollar niyetine tarlalarda sürüş yaparlar, olmayan trafik işaretlerinde mayınlarla patlatılmışçasına darmaduman olmuş güzergâhlarında sadece Allaha sığınırlar! Bubi tuzağı görevindeki çukurlarında, akşamları karanlıklarında! Gün günden artan trafik keşmekeşinden dolayı tokuşarak vuruşarak adına “kaza” denen mukadderatında! Dolayısıyla sürücüler bu “yollardan” bir an önce kaçıp kurtulmak için sürat yapmakta, yaparken de “mukadderat” dedik ya, Allah’ın rahmetine kavuşmakta!
ÇARŞI PAZAR SORUNU: “Yıllığa” kadar çıkmış iken tek bir kararla düşüp kadük hale gelen eşelmobil yoksunu emeklilerle kamu görevlileri bir yandan! Halâ 2015 yılının asgari ücretleri bile saptanmamış sigortalılar öte yandan! Özel sektörün ihsan ve himmetinde çalışanlardan hiç sual eylemiyoruz! Ki bu insanlar Allah’ın kendilerine takdir ettiği mukadderatı değil, Yorgancıoğlu-Denktaş hükümetinin tayin ettikleri “mukadderatı” yaşamakta! Yaşarlarken de sadece “maaşlarının esiri değil, çarşı pazarın pahasının da esiri olmakta! Mukadderat işte! Bir yanda sabitlenen maaşlar, öte yandan “yüksel ki yerin bu yer değildir” desinler diye yükselen Euro’lar, sterlinlerle dolarlar! Türk lirası kime himmet kime nimet? Pahanın altında ezilmek mukadderat işte!
DOLAYLI VERGİLER SORUNU: “Harçlar fonlarla” allanıp pullanıp girerlerken insanların hayatlarına, cepleri boşaltmadan çıkmamakta! Memleketin tüm yolları arızalı da olsalar, Maliye için bal kaymaktır dolaylı vergiler yolu! Yağlar gibi akmakta, varsa devlet kademelerinde yapılacak bir resmi işiniz, tüm bedeninize tırnaklık yeri kalmamacasına damga pulları yapıştırılmakta! Ki saçınızın telinden ayağınızın serçe parmağına kadar ödediğiniz harçların paralarıdır onlar! Kaldı ki bir de çarşısı pazarı var! Söylemeye gerek var mı? Memleketin bir yarısı kredi kartı mağduru, öteki yarısı mazbata!
SAĞLIK SORUNU: “Sistem” arayışlarına devam etmekte… Sonuncusu baş döndürücüydü. Kamu hastaneleri özerkliğe, özel hastaneler de kamu hastanelerine dönüştürüleceklerdi falan… Haberleri işittikçe başımız dönmekte! Neyse ki hepsi de tasavvur edildiğinden ve şimdilik sarmadığından sorunlarını başımıza, şükretmekteyiz Allahımıza!
EĞİTİM SORUNU: Yoktur ki? Çünkü ay otuz gün öğretmenler yollarda eylemde, okullar ise tatilde! Dolayısıyla Eğitim sorunları şöyleydi böyleydi deyip de outa düşmek istemiyoruz, hele bir başlasın dersler düşünürüz…
KÖPEKLER SORUNU: Ne dediydik? Artık organize oldular! Önceleri mangalar halinde dolaşıyorlardı. Sonra Birliklere şimdilerde ise tam teşkilatlı orduya dönüştüler! Hainler! Zaten yolar geçilmez, geçilse trafik izin vermez, her iki sorunu da çözseniz “İŞİD” gibi üstesinden gelinemeyen Köpeklerden kurtaramadığınız paçanızla bu kez asla geçilmez! Ne var ki onlar hayvan! Dilimizden anlamıyorlar ki anlaşalım. Kaldı ki konuşabilsek ne yazar? Mukadderat işte!
SİYASİ SORUN: İnsan olduğumuz dolayısıyla konuşabildiğimiz için yılardır Rumlarla konuşup anlaşmaya çalışıyoruz! Tık yok! Yoksa hırlaşmalı mıyız?
BONZAİ SORUNU: Eğitimimizin bir parçası oldu! Büyük olasılıkla ekonomik getirisi de büyük olmalı!
VESSELAMI KELAM: KKTC insanının “mukadderatının” önüne kimse geçemez.. Hatta Yorgancıoğlu ile Serdar hükümeti bile!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar