AB’NİN ÇÖZÜM MODELİ: (TÜMDEN AB’Lİ TÜRKİYESİZ KIBRIS CUMHURİYETİ.) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

AB’NİN ÇÖZÜM MODELİ: (TÜMDEN AB’Lİ TÜRKİYESİZ KIBRIS CUMHURİYETİ.)

Son gelişmelere bakalım: Eroğlu son çağrısını mı yaptı? Sanmıyoruz. Kıbrıs Adası yerli yerinde ise ve de Kuzey’inde Türk halkı Güney’inde Rum halkı yaşıyorsa ne müzakere çağrıları biter ne de itişip kakışmalar sonlanır…
Downer temaslarını sürdürüyor. Basına servisi yapılan haberde “her iki tarafla da yararlı görüşmeler” yaptığı… Oysa iyi biliyoruz. Downer zevahiri kurtarmaya çalışıyor!
Tabii aralara bir haber daha sıkıştırılıyor: “Ortak açıklama” konusu hala kritik safhada…
Anastasiadis görüşmelere başlamadan önce en azından Türk tarafından “Tek devlet ve tek egemenlik” konusunda söz almak istiyor!
VE AB’NİN KIBRIS MERAKI: Kıbrıs sorunu başladığında en çok Rusya ile o yıllarda “Bloksuz” dediğimiz ülkelerden şikâyet ediyorduk. Çünkü her iki “siyasi güç” de BM’lerde Rum’lar için çalışıyor, özellikle Rusya BM’ler Güvenlik Konsey’indeki bütün kararları, vetosunu kullanarak Rum’dan yana çıkarttırıyordu…
Aradan yıllar geçti Kıbrıs sorunu aynı minval devam ediyor… Ancak bir farkla: 1963’lerden sonra Sovyetlerle “Bloksuz ülkelere” takılan sorun şimdi sayılarını kimselerin bilemediği irili ufaklı ülkelere, örgütlere, bireylere, medyaya takılmaktadır… Geçmişte sorunun çetrefilliğini vurgulamak için Kıbrıs’a “yedi kocalı Hürmüz” derlerdi. Şimdi tutun ki yetmiş yedi kocalı oldu! En yenisi de AB! Gün geçmiyor ki bir öneri ve girişimi ile soruna el ense atmasın…
Dün de vurgulamış fakat eksik bırakmıştık: AB Parlamentosu ansızın Kıbrıslı Türklere ayrılmış iki boş sandalyeyi gördü! Doldurulmaları gerektiğini, altı ay sonra yapılacak Parlamento seçimlerine Türk temsilcilerin de katılmalarını önerdi…
Tabii sormuştuk? Hangi kimlikle? KKTC olarak mı yoksa Kıbrıs Cumhuriyeti olarak mı?
Cevabını Anastasiadis’le de görüşen AB Parlamentosu Üyesi Eleni Teocharous verdi. İşte öneri ve görüşleri:
*Tüm Kıbrıslı vatandaşlar AB içinde temsil edilmeli.
*Türk askeri Kıbrıs’tan çekilirse sorun bir gecede biter.
*BM’ler GK’nin 540 ve 551 sayılı kararları AB İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına atıfta bulunarak, Kıbrıs’ın Kuzeyi’nin Türk askerinin işgalinde olduğunu vurgular…
*AB Parlamentosu’nda Kıbrıslı Türk adayların sadece Kuzeydeki Türklerin oyları ile seçilmesi demokratik olmaz…
*Çözümden sonra adada ayrımcılık olacağına inanmıyorum. (Irkçılık yönünden.)
Ve Eleni Theocharus çok şaşırdığını söylüyor. “Anlam veremiyorum diyor: “Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği ve pasaportu taşıyan, Avrupalı kimliğinin nimetlerinden yararlanan Kıbrıslı Türklerin, Yeşil Hattı geçer geçmez her şeyi unutup KKTC vatandaşlığına dönüşmelerini anlayamıyorum, beni çok şaşırtıyor!”
Yukarıda kısa kısa vurgulamalarını yaptığım AB’nin Kıbrıs siyasi sorununa bakışı ile çözüm anlayışının ne olduğunu bilmem söylemeye gerek kaldı mı? Yine de söyleyelim:
Tümden AB üyesi bir Kıbrıs Cumhuriyeti. Hep birlikte oy kullanacak, hep birlikte siyasi ve ekonomik kararlar alınacak, hep birlikte yaşanacak…

Tutun ki “cennet Kıbrıs” yaratılacak! Haydi hayırlısı!           


     **********
     
BAŞBAKAN YORGANCIOĞLU’NUN İŞİ ZOR. (ÇÜNKÜ TAM BİR MUHALEFET SARMALI İÇİNDEDİR.)

Hem partinin başı hem Başbakan olacaksın ve de kurultay sonrası ilk açıklamanda “mesajı aldığını” söyleyeceksin!
Ki kurultaydan çok önce Havadis Gazetesi’nde CTP’nin bünyesindeki kırılmaları ayazlatan, gizli olması gereken “belgeler” yayınlanmış, şikayetlerle yapılması gereken değişiklikler bircik bircik ortalara konmuştu.
Ne var ki Başbakan ve parti başkanı Yorgancıoğlu’na bunlar da yetmedi. İlle de kurultayın olması, orada kıyasıya eleştirilere muhatap kalması gerekiyordu ki “mesajı alsındı!”
Tutun ki aldı! Şimdi ne yapacak? Mesela son zamanlarda “paylaşılamayan sosyalizmi” mi ikame edecek?
Yahut rahmetlik Özal’ın Kuzey’i ziyaretinde, “sizin ekonominiz serbest piyasa ekonomisidir” dediğine nazire hayır bize kimse “piyasa ekonomisi” dayatamaz deyip yıllar sonra sistem değişikliğine mi gidecek?
Veya Akansoy’un her halde çok büyük araştırmalar sonucunda öğrenip de söylediğince, bir gece Karpaz’da asker tarafından toplanıp gerisin geri TC’ye postalanan Kürtlerin CTP’li oldukları için bu operasyona tabi tutulmalarının hesabı mı sorulacak?
Yoksa Ankara’nın uygulanmasını beklediği Ekonomik ve Mali Tedbirler paketini, “hayır bu bir yıkım paketidir” diyerek elinin tersi ile itip yerine kendi ekonomik programını koyacak?
VE İLAHİ DEYİP EKLEYELİM. Bunları Sn. Yorgancıoğlu’nu eleştirmek için yazmadım. Parti Meclisi’nde çoğunluğu sağladılar denilen Muhalif Kanadın görüşleri olduğu için yazdım.
Ki Kıbrıs siyasi sorununa hiç değinmedim çünkü orası da ayrıca alengirli ve arızalıdır!
Üstelik dahası da vardır: Bir yandan Birleşik Kıbrıs efkârında heyamola çekilirken, öte yandan “Türkiyesizleştirilmiş” bir Kıbrıs murat edilmektedir…
Neyse ki Başbakan’ın kamburundaki sorunlardan bir tanesini BKP çekip aldı, bu konuda rahat olabilir! Ne dedi marjinal parti durumundaki Birleşik Kıbrıs Partisi? “Tek Sosyalist parti BKP’dir.” Üstelik CTP’dekiler de dahil tüm sosyalistleri partisine davet etti. Yorgancıoğlu en azından patenti İzcanlı BKP olan “Sosyalizmden” şimdilik kurtulmuş oldu!        

**********     
KAMU GÖREVLİLERİ REFORMU GÜNDEMDE. (AMAN DİKKAT DİYORUZ)

Kurultaylar, Kıbrıs sorunundaki baş döndürücü trafik derken kaç gündür gündemde salınan bir konu dikkatlerden kaçıverdi… Kısaca “Kamu Reformu” ile “kamu görevlileri yasası.”
Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş biz bu yazıyı yazarken kamu reformunu Bakanlar Kurulu’nda görüşerek Meclis’e gönderecek duruma getirecekti.
Sendikalar kendileri ile görüşülmeden yasanın alel acele Meclis’e sevkine karşı çıktılar çünkü bazı maddeleri onaylamıyorlar… Zaten dobra dobra da “kabul etmiyoruz” diyorlar!
Yasa tasarısını internetten okuduğumca epey yenilikler vardır ki tümünü Köşeme aktarmam mümkün değil… Ancak şunu yazabilirim:
Bugüne kadar kamu görevlilerinde kamu hizmetlerinin işlevinden tutun da sınav tüzüğüne, üçlü kararnamelere, istihdamların geçici olarak yapılmasına, müşavirliklere son verilmesi zorunluluğuna, ehliyet ve kariyer olaylarına kadar yeniden düzenlemeler var.
Pekala sendikalar nelere karşı çıkıyorlar? 2011’den sonra kamuda işbaşı yapanlarla ilgili var olan anomalilerin ortadan kaldırılmasını istiyorlar…
Öte yandan kamu görevlilerinin terfi haklarının ellerinden alındığı, daireler arasında sürülmelerin yolunun açıldığı, müdürlüklerin sadece sözlü sınavlarla yapılmak istendiğini açıklayan sendikalar, kendilerinin görüşlerinin alınmadığının altını özellikle çiziyorlar…
KAMU GÖREVLİLERİ REFORMU ÖNEMSENMELİDİR. Çünkü her istenildiğinde şıp diye yeniden yapılacak kolaylık ve basitlikte değildir…
Nitekim başından beri savunuyorduk: Bu ülkede evvel emirde yapılması gereken “Kamu Görevlileri Reformu” olmalıydı. Çünkü devletin başına ne gelmişse, bundan sonra da olumlu yahut olumsuz ne gelecekse, “Kamuda çalışanların” dirayet yahut dirayetsizlikleri sonucu olacaktır…
Kaldı ki hep şunu da söylüyoruz: Bu reformu gerçekleştirmeden ötesi hiçbir reformu yapamazsınız. Çünkü sonuçta devleti tüm organları ile çalıştırıp taşıyacak olan “bürokrasi ile devlet memurlarıdır.”
Nitekim ne diyorduk. Siyasi iktidarlar gelip gidecekler fakat bürokrasi hep yerinde kalacaktır. Çünkü devleti çalıştırıp yürütecek olan onlardır.
Ki en büyük sorunlardan bir tanesi, “Kamu görevlilerinin devletin değil, siyasi iktidar partilerinin hizmetinde olmalarıdır!” KKTC bu büyük anomaliyi kırmak zorundadır… Oy hakkı başkadır, siyasi partiler kuyrukçuluğu yaparken politize olmak başkadır!
İnşallah yeniden ve uzlaşıya varılmadan alelacele bir yasa çıkartılmaz…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar