HUKUKA SAYGISIZLIK… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 30, 2024
Köşe Yazarları

HUKUKA SAYGISIZLIK…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Bir sendikacının Türkiye aleyhine konuşması üzerine, “Başsavcılığa yasal düzenleme yapılması için talimat verdim” diyen Başbakanımız, şimdi de İmar Planı konusunda karar verecekmiş.

Ha, bunu kendisi söylemedi. Onun için Başbakan’ın gafı hanesine yazamayız.


Bunu, onun kabinesinin Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy söyledi…

Taçoy bir tv programında, “İmar Planı Başbakan tarafından incelenecek. Eğer talep edilen değişiklikler plana işlenmişse, yürürlüğe koyacak. Değilse, değişikliklerin yapılmasını isteyecek, ona göre Resmi Gazete’de yayımlatacak” dedi.

Nasıl iş?

Başbakan hem şehir planlama uzmanı, hem çevreci, hem yerel belediyelerin tek yetkilisi öyle mi?

Eğer öyleyse, Başbakan “bir bilense” bu ülkede, öyle yetkileri varsa, Birleşik Kurul niye var? Bir İmar Planı’nın çıkması için bir sürü paydaşa ne gerek var?

Daha doğrusu demokratik yöntemlerin ve en önemlisi bilimin ne gereği var? Onca Daire, onca uzman falan?

Şaka bir yana, 55/89 saylı bir İmar Yasamız var.

Taçoy farkında değil belki ama Yasa İmar Planlarının nasıl hazırlanacağını, nasıl onaylanacağını bir bir anlatıyor. Yılların tecrübesi, bilimin ışığında hazırlanmış bir Yasa.

Ve onun 15’inci  Maddesi şöyle diyor:

“Belediyesi olan   yerleşme    ve    alanların    Planlarını onaylayacak   Birleşik    Kurul    planın    yapıldığı   alan    veya yerleşme birimindeki   Belediye   veya   Belediyeler   ile   planın   yapıldığı alan veya yerleşme biriminin bağlı bulunduğu Kaymakamlık temsilcilerinden oluşur”…

“…Birleşik Kurulun onayına sunulan  plan  tasarısının veya  değişiklik önerisinin  sonuçlandırılabilmesi için, Birleşik Kurulda temsil edilen Muhtarlık ve Belediyelerin  Meclisleri ve Kaymakamlıkça karara bağlanır”.

Yani ne Başbakan’ın tek başına, ne de Bakanlar Kurulu’nun hiçbir yetkisi yok!

Bakanlar Kurulu sadece Ülkesel Fiziksel Planı onaylama yetkisine sahip. Gerisi, uzmanlara ve yerel yönetimlere kalmış.

Şehir Planlama Uzmanı Layık Topcan, şu anda Belediye Meclis’lerinin yeni şekli ile Mağusa, -İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı’ndaki değişiklikleri oylayıp oylamadığını sorguluyor.

Bu da önemli ve aşılması gereken bir aşama.

Ama daha da kötüsü, bir Bakan çıkıp diyor ki, “Başbakanımız bakacak ve karar verecek”…

Böyle bir uygulama, her şeyden önce hukuk tanımazlıktır. Madem yasa var, hukuk var; o yasanın hilafına işler yapılamaz. “Yapılacak” diyen de en hafif tabiriyle hukuka saygısızlık eder. O zaman ilan edelim, ‘bizde tek adam dönemi başlamıştır, KKTC bir demokratik hukuk devleti değildir’ diyelim, Başbakan otursun hem Başsavcıya anayasa hilafına sansür yasası hazırlama talimatı versin, hem de her konuda tek yetkili olsun.

Yerel yönetimlerin yetkilerini tanımama durumu da ayrı bir gaf. Başlı başına bir skandal.

Ancak nasıl kıvırtıp da, dediklerini yaptıracaklar orası merak konusu.

Çünkü, işin bir de koalisyonu ilgilendiren tarafı var.

Bu İmar Planı’na baş koymuş, itirazlarla zaten bir miktar geri adım atmış İçişleri Bakanı ve onun mensubu olduğu koalisyon ortağı HP, bu rezaleti daha ne kadar izleyecek? Baskılara ne kadar tahammül edecek?  İtibarının yerle bir edilmesine ne kadar daha göz yumacak?

Bana sorarsanız, nasıl olacağını bilmiyorum ama sonunda bir orta yol bulacaklar. Kamış politikası… Eğilecekler, ama kırılmayacak kadar…

HP bu duruma ilk kez düşmüyor.

Tabanlar tartışacak, birbirine girecek, zirvede orta yol bulunacak.

Şu günler hükümeti bozacak günler değil.

İzleyen vatandaş ne düşünür acaba? Yoksa onun da çok umuru değil mi?

O zaman devam…

 

YERİN KULAĞI VAR

FRENİ BOŞALMIŞ KAMYON:

Kimse kusura bakmasın ama, ülke mali ve idari olarak yönetilebilir olmaktan çıkmıştır. Rastgele yaşıyoruz resmen. Şöyle bir etrafınıza bakın, yönetenler yönetmekten aciz, ülke freni boşalmış kamyon gibi uçuruma yuvarlanıyor. Yönetenler sanki farklı bir ülkede yaşıyormuş gibi beyanatlar veriyor. İşçi, işveren, tümüyle vatandaş sorunlarına çözüm bulunmasını istiyor ama tepede bunu yapacak ne irade ne de cesaret var… Kafaya göre takılıyorlar, duvara vurunca kendilerine gelecekler.

 NEYİ BEKLİYORLAR:

Hükümetin iki ortağı UBP ve HP’nin Genel Başkanları, cumhurbaşkanlığı adaylıklarını açıklamakta birbirlerini kolluyorlar. Halbuki her iki partinin üyeleri özellikle sosyal medya üzerinden Tatar ve Özersay’ın adaylıklarını çoktan açıkladılar. Sanki bu ikilinin hala bekledikleri bir şeyler var gibi. Birinden biri adaylıktan vazgeçerse hiç şaşırmayın…

BAL GİBİ KRİZ VAR:

Siz bakmayın hükümet ortaklarının sürekli olarak “hükümette kriz yok, uyum içinde çalışıyoruz” demelerine, aslında bal gibi kriz var demektir bu açıklamalar. Dörtlü hükümet dönemini hatırlayın. HP lideri “kriz yok” dedikten bir gün sonra hükümeti bozmuştu. Onun için ne derlerse tam tersi oluyor…

HAZIR GİTMİŞKEN:

Başbakan Tatar; “İstihdam teşviki de bir yere kadar” demişti ya, yeni seneyi kişi başı iki bin lira civarındaki bir casinolu otelde karşıladı, milyonları götüren ama vergisini tam olarak alamadığımız yıldız sanatçılarla… Hakkıdır gitsin gitmesine de, umarım bütçe açığı-vergi tahsili ilişkisini de aklından çıkartmamıştır. Hani devletin toplayamadığı 440 milyon…

TOPLUMSAL DİRENİŞ:

Hükümetin harçlara yaptığı son zamlara karşı sosyal medya üzerinden başlatılan “yol yoksa, seyrüsefer de yok” örgütlenmesi belki küçük bir hareket ama ilk. Ancak, sadece seyrüsefere karşı değil, devletin her yıl alışkanlık haline getirdiği harç ve pul zamlarına karşı da tavır konmalı, toplumsal bir direniş başlatılmalı. Biz sessiz kaldığımız sürece bu böyle devam edecek, bir yerden başlamak ve kitlesel bir tepki oluşturmanın zamanı geldi de geçti bile…

 SADECE ARAÇ SİGORTALARI MI:

Kuzey Kıbrıs Genç İş Adamları Derneği Başkanı Uğur Ergün, hükümete, araç sigorta ücretlerine yapılan zamma müdahale etmesi çağrısında bulundu. Yahu adamlar iğneden ipliğe devletin tüm harçlarına okkalı zam yapmış GİAD’ın tek derdi araç sigortalarına yapılan zam. Diğer zamlar onları pek de etkilememiş anlaşılan…

 

ZİRVEDEKİLER

Murat Kanatlı:“Demokrasilerde seçilmişler, yetkilerinin yasal mevzuat ile sınırlandığını ilkesel zeminde temel prensip olarak kabul ederler, ya da edermiş gibi yaparlar, bu çok temel bir ön kabuldür, ne zaman ki ‘ben şu kadar oy aldım’, ‘ben cumhurbaşkanıyım’, ‘başbakanım’, ‘belediye başkanıyım’ deyip, sınırlamaların kendi için genişletilebileceğini tartışmaya açar ve uygulamaya sokar, demokrasi orada aşınmaya başlar”…

 

DİPTEKİLER

Yabancı Çeteler Hesaplaşıyor: Sayısını kaçırdığımız kadar Afrikalı öldürüldü, kendilerinin oluşturduğu çetelerin işi olduğu ortaya çıktı. Daha geçen gün bir tanesi daha sokakta şişlendi. Bir başka haber, hani sürekli adam kaçırma suçu işleniyor ya bunlardan biri daha. Bu defa kaçırdıkları kişi, ülkede kaçakmış. Demek ki bu işlere bakan mafya bozuntuları da türemiş. Yaşasın.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar