Azerbaycan’dan ödül ve basın özgürlüğü... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 30, 2024
Köşe Yazarları

Azerbaycan’dan ödül ve basın özgürlüğü…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlarından ve Bakü  eski Temsilcisi Zeki Gazioğlu’na, Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Kütlevi Enformasyon Vasıtalarının Geliştirilmesinde Devlet Desteği Fonu-Vakfı (KİVDF) tarafından  “Azerbaycan basınının uluslararası tecrübesinin geliştirilmesi” yönündeki çabalarına sağladığı katkı” dolayısıyla, fahri diploma ödülü verildi.

Oralarda iz bırakmış bir Temsilcimiz olarak sevindik, gurur duyduk.


Fakat Vakfın faaliyetlerine baktığımızda da özendik…

Görüşüne bakılmaksızın tüm basına inanılmaz destek veren bir Vakıf. Zaten amacı da bağımsız medyanın güçlenmesi.

Medyanın finansal güvenliğinin sağlanması, ekonomik bağımsızlığının güçlendirilmesi diye de bir hedefi var ki, muhteşem. Bu hedeflere nasıl ulaşılabileceği konusunda araştırmalar yapıyor, basını ödüllerle teşvik ediyor, doğrudan finans sağlıyor. Hatta basın mensuplarına ev yapıp dağıtmış.

Dedim ya, sadece özendik. Biz aylardır hala hükümetimizin vereceğini açıkladığı küçücük destekleri gözlüyoruz.

Dün Yenidüzen’de Sevgili Cenk Mutluyakalı’nın bir cümlesi vardı ki, halimizi anlatır…

“Ne yaman bir çelişki! Mesela bizim 2 bin 900 lira maaşlı gazeteciler, devletin 7 bin maaşlı memurlarının grevini takip ettiler”…

Ondan sonra gelin de “bağımsız medya”dan bahsedin.

Bunlar son demlerimizdir. Sermayenin basın sektörünü tümüyle yutmasına az kalmıştır.

Maalesef bizim siyasetimizin gündeminde de böyle bir gailenin yeri yoktur.

Demokrasinin vazgeçilmez bir ayağı bağımsızlığını kaybettiğinde, o silahın gün gele kendilerini de vuracağını bildikleri halde…

 

TURİST SAYISI NİYE DÜŞÜYOR ARAŞTIRIYOR MUYUZ?

Çok da bilgiçlik taslamak istemem ama, okuduklarımla yürüttüğüm bir mantık var.

Beş yıldızlı otellerin doluluk oranı, Şubat ayına göre artmış ama, bir önceki yıla göre de yüzde 27 oranında düşmüş.

Diğer yandan, küçük otellerdeki düşüş daha az olmuş, yüzde 10.

Beş yıldızlıların asıl müşterisi, kumar müşterisi. O da yoğunlukla Türkiye’den. Özellikle de kış sezonunda. Anlaşılan, Türkiye’den kumara gelenlerin sayısı epeyce azalmış.

Ama küçük otellerin müşterisi, gerçek turist. Restoranlarda yemek yiyen, kalış süresi diğerlerine göre daha fazla olan ve döviz bırakan turist bu.

Şu anda sesi çıkan, sürekli devleti suçlayan ve sürekli bir şeyler talep edenler, beş yıldızlılar. E zaten bu teşvikler, destekler de en çok onlara gidiyor.

Turist getirme karşılığı teşvik sistemini diğerlerinden ayırmak lazım. Hani otellerin vergi muafiyetlerinden, tarıma verilen verimsiz desteklerden falan. Bu sistem mümkün olduğunca sürmeli.

Ancak demek ki, ortada bir yanlış var. Artı, bir başarısızlık var. Bazı şeyler doğru yapılmıyor.

Onca kaynak aktarımına rağmen, TL’deki değer kaybına rağmen turist sayısı düşüyor.

Sürdürülen sistem verimli mi, full board sistemi bu ülke için akılcı mı, yapılan reklamlar hedefe ulaşıyor mu? Bakan bunlara baktıklarını söylüyor ama, sayı da günden güne düşüyor. Fuarları gezip gezip, ilginin büyük olduğu söylenen Hollandalı, İskandinav, Alman turistlerden haber yok…

Kumarhaneli otellerin lüksü cezbetmiyor turisti, ülkenin cazibesi önemli. Görünen o ki, bizim beceremediğimiz bu. Mikrofonu elinde tutanın sesi çok çıktığına göre, devlet ona göre davranıyor. Aksini yapmaya da cesareti yok…

Turizm Bakanı yeni teşvik rehberinin yakında çıkacağını söyledi. En az seyahat acentaları kadar ben de merak etmekteyim…

YERİN KULAĞI VAR

UMUDU OLAN VAR MI?:

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres Kıbrıs raporunu  Güvenlik Konseyi’ne sundu. Raporda neler var, Guterres Kıbrıs sorunuyla ilgili neler yazdı henüz bilmiyoruz. Ancak geçmiş yıllara baktığımızda “ne şiş yansın, ne kebap” mantığıyle yazıldığını, herhangi bir tarafa süreci baltaladığı ve bugünkü gibi zamana oynadığı gibi, net suçlamalar olmayacağı kesin. O nedenle kimse Genel Sekreterden parametreleri havaya uçuran Rum tarafını suçlayıcı bir rapor yazmasını beklemesin…

 45 YILDA TANITAMADIK:

Başbakan Erhürman yeni dönemde hedefler arasında Türkiye’ye KKTC’yi, Kıbrıs Türk halkını yeniden tanıtmak olduğunu söyledi. Kusura bakmayın ama aradan geçen 45 seneden sonra hala kendimizi yeteri kadar tanıtamamışsak vay halimize. Yosa acaba kötü mü tanıttık? Ne dersiniz?

UBP’NİN TAKTİĞİ:

Türkiye’nin bu hükümeti “istemediği” yönündeki söylemlerin UBP tarafından bilinçli olarak ortaya atıldığı iddiaları var. Amaçlarının, bu iddialarla Türkiye’nin dikkatini buraya çekmek ve bu sayede iktidarı ele geçirmek olduğu iddia ediliyor. Bu iddilar gerçek mi bilmiyorum ancak, “olur mu” derseniz, yıllardır bire bir kopyalarını yaşadığımız için, neden olmasın deriz.

BELEDİYELERİN YETKİSİ VAR:

Belediyeler otla mücadeleyi kamusal alanlarda kendi imkanlarıyla başlattılar. Ama bu sene yağan yağmurlarla çıkan ot yoğunluğu baş edilecek gibi değil. Belediyeler yasasında, arsaların temizlenmesi konusunda bir çare var. Belediye arsa sahibini temizlemesi için uyarır, temizlemezse, belediye temizletir ve bedelini ödetir. Kendi özelimizde, yıllarca benzer bir konuda şikayetçi olduk, bu maddenin uygulanmasını başaramadık. Bu yıl işler biraz daha fazla ciddiye alınmak zorunda. Yoksa bu yıl sivrisineklerle mücadele başarısız kalacak…

ZANLI ARAMAYIN, SİSTEME BAKIN:

Yine kaçak para. Polisin yakalamaktan iflahı kesildi, mahkemeler kaçakçılarla doldu, ama sonu gelmiyor. Neden? Çünkü bu paraların kaynağına inilemiyor da ondan. Sonuçta burada para basılmıyor, ama bir şekilde korkunç miktarda karanlık bir para dönüyor. Kaçakçılardan itiraf beklemek nafile. Devlet bilmiyor mu bu paranın kaynaklarını? O çirkefi kurutmak için itirafa gerek yok, sisteme bakmak kafi…

KİM İNANIR:

Ülkede herkes, işçisinden işverenine “battık, bittik, geçinemiyoruz, maaş yetmiyor” diye sesini yükseltiyor. Ama yollara bakıyorum, neredeyse insan sayısından fazla araçlar vızır vızır dolaşıyor. Dışarıdan gelen birisi bu tabloyu görüdükten sonra, “ülke battı” iddialarına sadece güler inanın. Araba sayısının nüfusu kat kat geçtiği bir ülkede mağdur edebiyatı yapmak gerçekten tuhaf kaçıyor…

ZİRVEDEKİLER

Barış Burcu: “Federal çözüm, bir Türk tezidir. 11 Şubat belgesini, Anastasiades ve Sayın Eroğlu imzaladı. Bu belgede, çözümün çerçevesi belli. Şimdi hem Sayın Derviş Eroğlu, hem de Sayın Anastasiades, bu imzaya ters davranış ve söylemler içinde. Bu nasıl toplum liderliği, inanmadığınız bir belgeyi mi imzaladınız”…

 DİPTEKİLER

Kime İnanalım: El-Sen Başkanı Özkıraç, “Güvenlik Komutanlığı da dahil olmak üzere ülkemizdeki askeri gücün tamamının elektrik giderleri KIB-TEK’e ödenmemekte ve bu borç büyüyerek 55 milyon Türk Lirası’na ulaşmış durumdadır” derken YDP başkanı Arıklı ise, “Asker’in kuruma ödemesi gereken 120 milyon TL civarında elektrik borcunu ödemediğini gördüklerini” söylüyor. Maliye Bakanı Denktaş ise, “Alacak-verecek eşitliğinin sağlandığını ve kurumun devletten alacağı var söyleminin doğru olmadığını iddia ediyor. Üç farklı açıklama, hangisi doğru siz karar verin…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar