226 bin 344, ARTI 20… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

226 bin 344, ARTI 20…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Dün yazımı yazmaya başladığım saatte Corona ve ardından yeni şekliyle Covid 19 virüsünde dünyada  saptanan pozitif vaka sayısı,  226 bin 344’dü…

Bunların 9 bin 310’u hayatını kaybetmiş.


İyileşen vaka sayısı 85 bin 985…

Halihazırda hasta olan sayısı, 131 bin 049…

Çeşitli internet sayfalarında dijital göstergeler var, her yeni gelişme işleniyor. Ayrıca haritalar var. İstediğiniz ülkeyi sorup, sayıyı öğrenebiliyorsunuz.

Birçoğunu gezdim, ülke bazında rakamları ayrıca inceledim. “Kıbrıs” yazdığınızda, güneyin verdiği rakamı görüyorsunuz.

Kıbrıs’ın kuzeyinde de insanların yaşadığına, onların da dünyanın ortak derdi bu salgından muzdarip olduğuna dair en ufak bir bilgi yok.

Hiç olmazsa, dünya istatistikleri bakımından konması gerekirken, yok. Yani dünyanın tüm sağlık örgütleri, üniversiteleri ve de medyası Kıbrıs Türklerini yok sayıyor…

Biz burada topyekun yok olsak, acaba o zaman haberleri olur mu diye düşünüyor insan.

Tanınmış bir statüye kavuşmayı, bugüne kadar hep uluslararası hukukun içine girmek olarak düşünmüştük. Genelde de izolasyonun, ambargoların bitmesi diye…

Ama bakın şimdi küt diye kafamıza vuruyor, devletlik, tanınma, şu bu değil mesele, insan olarak da, sayı olarak da kıymetimiz yokmuş.

Ne kadar incitici, ne kadar üzücü ve tabii düşündürücü.

Şu virüs olayının aldığı boyuta üzüldüğüm kadar buna da üzüldüm, lanet ettim.

Hala daha bu toplumun çözüm arzusunu Rumculuk olarak niteleyenler ne düşünür acaba?

Diğer taraftan, Dışişleri Bakanlığı’nın bu konuda ne yaptığını da görmek isterdim doğrusu. Tam da dünyaya sesimizi duyurmamız gereken bir dönem. Var mı bir düşünce? Ama öyle resmi yazışmalar değil, dünya kamuoyuna yönelik bir çığlık….

En azından bizi “var” kabul eden BM’ye yönelik bir talep ya da internet üzerinden bir kampanya falan… Adına şimdilerde “kamu diplomasisi” denilen türden.

Yapıldıysa ne yapıldı? Varsa bile neden biz duymadık, hissetmedik?

Bu kadar mı çaresiziz?

 

BANKALARIN AÇIKLAMASINDA PÜF NOKTASI…

Bankalar Birliği’nin açıklaması, yangına bir nebze merhem olacak. Ancak açıklamanın bir püf noktası var… O da şu; ilan edilen tüm faiz ve ödemeyle ilgili ertelemeler, geneli kapsamıyor.

Bakın açıklamada ne deniyor; “…Kuzey Kıbrıs Bankalar Birliği (KKBB) bünyesinde faaliyet gösteren 21 bankamızca kapalı işletmelerimiz ile bunların çalışanlarına talep etmeleri durumunda aşağıda belirtilen ilave olanakların sunulmasına karar verilmiştir…”.

Yani siz şu anda kapatılmış olan bir işyerine sahip değilseniz, ya da böyle bir iş yerinin çalışanı değilseniz, bu ertelemelerden yararlanamayacaksınız.

Bankalar Birliği’nin bu konuya açıklık getirmesi şart diye düşünürüm.

Benim anladığım ve bilenlere sorup soruşturduğumda öğrendiğim bu. Değilse, onu da açıklasınlar.

 

YERİN KULAĞI VAR

 

“AYRIK OTU”:

Meclis cumhurbaşkanlığı seçiminin 6 ay ertelenmesine ve 11 Ekim’de yapılmasına karar verdi. Seçime kadar Akıncı görevde kalacak. Doğru ve yerinde bir karar. Tek üzüntüm, kararın oy çokluğu ile alınması. Sadece YDP’li 2 vekil “ayrık otu” gibi karara olumlu oy vermediler. Öyle görünüyor ki YDP’nin derdi virüs ya da istikrar değil, sadece Akıncı’ymış. YDP belli ki henüz dar siyasi çıkarlardan ve nefret politikasından kurtulamadı. Meclis üzerine düşen görevi yaptı. Bunca sıkıntı arasında bir de seçim derdimiz olmayacak hiç olmazsa…

 

BİRLİKTE HAREKET ETMELİLER:

Seçimler ertelendi, iyi de oldu, istikrara ihtiyacımız vardı, bir engeli ortadan kaldırdık. Ancak, devletin birliği ve bütünlüğü görüntüsü de bir an önce sağlanmalı. Başbakanlığın ayrı, Cumhurbaşkanlığının ayrı Bilim Kurulu ile çalışması ne demek? Böyle günde bile birlikte hareket etmezlerse, biz bu seçimi niye erteledik?

 

SİL BAŞTAN AÇIKLAYIN:

Hükümetin salgınla ilgili aldığı kararlar eksik veya fazla tartışılabilir ancak, her gün çıkıp yeni bir karar açıklıyorlar. Bir gün önce aldıklarını bir gün sonra değiştiriyorlar. Böyle olunca da vatandaşın kafası karışıyor. Benim naçizane önerim bunları en son şekli ile bir kez daha topluca açıklasınlar. Nereden nereye geldik, son uygulamalar nedir herkes bilgisini tazelesin…

 

MESAFE KURALI NE OLDU?:

Hekimlerimiz, sağlık çalışanları, hepsine müteşekkiriz. Önlerinde saygı ile eğiliyoruz. O kötü koşullarda, tehdit altında nefes almadan günlerdir çalışıyorlar, haklarını ödeyemeyiz. Yalnız kamuoyuna yönelik yayınlanan fotoğraf ve videolarda, mesafe kuralına uyulmadığını görmek de bizi üzüyor. Biliyoruz ki, Güney Kıbrıs’ta lokal bulaşmanın nedeni doktorlar oldu. Halen 150 doktor ve hemşire karantinada…

 

KRİZİ FIRSATA ÇEVİRENLER:

Bu salgın olayını vicdansızca kullanan, işçilerini daha bir hafta dolmadan kapının önüne koyanlar olduğu haberleri geliyor. Örneğin ismi henüz açığa düşmeyen tanınmış bir otel patronu salgını bahane ederek yüzlerce çalışanını kapının önüne koyuvermiş. Diğer taraftan da “vergilerimizi öteleyiniz ve hatta bağışlayınız, teşviklerimizi derhal veriniz” diye de ferman çıkarıyormuş. Toplum, bu zor süreçte kimin ne olduğuna bir kez daha tanık oldu. Günü geldiğinde de bunun hesabını mutlaka sorar…

 

HAÇANA BİR:

Bu evde oturma olayı toplumda iki büyük patlamaya neden olacak gibi görünüyor. Birincisi önümüzdeki yıl nüfusumuzda büyük bir patlama yaşama olasılığımız oldukça yüksek. İkincisi ise, hiç istemediğimiz boşanma vakalarında yaşanması muhtemel patlama. Bir de sürekli evde oturup atıştırmaktan, obez bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz. Otur otur da nereye kadar…

 

ZİRVEDEKİLER

Sağlık Çalışanları: Doktorundan, hemşiresine, sağlık hizmetlisine kadar yüzlerce sağlık çalışanı için ne söylesek azdır. Haftalardır canla başla çalışan, her türlü riske karşı mücadelelerini sürdürmeyi sürdüren bu insanlara ülke ve toplum olarak çok şey borçluyuz. İnşallah bu kötü günleri onların dirayetli duruşu ile tez zamanda atlatırız, hepsine sonsuz teşekkürler…

 

 

DİPTEKİLER

Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği: Hayvan Üreticileri, ithal et kararına karşı çıkmışlar. Satamazlarmış, ellerinde kalmış… Öyle olsa birkaç yıldır tonlarca et neden kaçak olarak ülkeye giriyordu? Şu anda marketlerin kasap bölümleri de ayrıca kasaplar da açık. Kendilerini engelleyen bir durum yok ki. Fiyatlar da maşallah günden güne artmakta. Aslında keyfi üretim, keyfi fiyatlandırma işlerine geliyordu. Ben inanıyorum ki, eğer ithalatı sadece Toprak Ürünleri Kurumu değil de herkes yapacak olsaydı, sesleri çıkmayacaktı. Bunca zamandır enayi yerine konduğumuz yetmedi mi?

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar