Duygu ALAN
Cihangir, Düzova, Balıkesir, Gaziköy ve Paşaköy’de hem çiftçiyi hem de hayvan üreticilerini kötü etkileyen kuraklık, Görneç ve Ergenekon’da da üreticilerin kabusu oldu.
Görneç ve Ergenekon’da Kasım – Aralık aylarında ekilen tarlaların çoğu Ocak-Şubat aylarında yeterli yağmur yağmaması nedeni ile kurudu.
Havadis’e konuşan üreticiler, bu ay itibari ile yağmur yağsa dahi tarlaların verimi açısından iş görmeyeceğini belirtti.
Hayvan üreticileri, kuraklık nedeni ile ileriki tarihlerde kaba yem sıkıntısı yaşanabileceğine vurgu yaptı, Tarım Bakanlığı yetkililerinin bir an önce kuraklık tespiti yapıp Tarım Sigortası Fonu’nu devreye sokması gerektiğini söyledi.
Çiftçiler, hasat sezonunda bir miktar kaba yem çıkabileceğini ancak rekoltenin ülke ihtiyacını karşılamayabileceğini belirtti.
Borçlar dağ gibi birikti
Ekim sezonunda dönüm başına 170-200 TL arasında masrafı olan çiftçiler, kuraklık nedeni ile bu yıl elde edilecek hasattan kazanacakları para ile maliyetlerini bile karşılayamayacaklarını söyledi.
Tarlalarını ekmek için bankalardan binlerce lira borçlanan çiftçiler, şimdi bu borcun taksitlerini nasıl ödeyeceklerinin derdine düştü.
Hayvanlar yeşile hasret
Hayvan üreticileri ise kuraklığa bağlı olarak birkaç ay içinde ülkede kaba yem sıkıntısı yaşanabileceğini şuanda ise meralarda ot bulmakta sıkıntı yaşadıklarını söyledi.
Süt verimi için hayvanların muhakkak ot yemesi gerektiğine işaret eden hayvan üreticileri, hayvanlarının ot ihtiyacını komşularının bahçesinden, yol kenarlarından kestikleri otlar ile karşılamaya çalıştıklarını kaydetti.
Kürdoğlu: Sıkıntı büyük
Görneç’te ikamet eden Fevzi Kürdoğlu, bölgede Ocak-Şubat aylarında yeterli yağmur olmadığından binlerce dönüm ekili tarlanın kuruduğunu söyledi.
Üreticinin dönüm başına en az 170 TL maliyeti olduğunu kaydeden Fevzi Kürdoğlu, bu yıl elde edilecek hasattan kazanacakları para ile bu maliyeti bile karşılamayabileceklerini belirtti.
Çiftçiliğin yanı sıra hayvan üreticiliği de yapan Kürdoğlu, bölgede yaşanan kuraklık sebebi ile meralarda yeşil de olmadığını, hayvanlarının ot ihtiyacını komşularının bahçesinden ve yol kenarlarından kestiği otlarla karşılamaya çalıştığını söyledi. Fevzi Kürdoğlu, yine kuraklığa bağlı olarak ileriki tarihlerde kaba yem sıkıntısının da yaşanacağını vurguladı.
Kürdoğlu şunları söyledi: Ben hem tarla ekiyorum hem de hayvan üreticisiyim. Dolayısıyla kuraklık beni iki taraflı etkiledi. Ekili tarlaların büyük kısmı bu yıl yağmur yeterli yağmadığı için şimdiden kurudu. Bu ay yağmur yağsa da artık tarlalara faydası olmaz. Bir üreticinin dönüm başına en az 170 TL masrafı oluyor. Ekim yapabilmek için de bankalardan, ondan, bundan borçlanıyor. Geçim kaynağı ise ektiği tarlalardan elde edeceği hasat. Kısacası bu yıl çiftçiyi çok kötü günler bekliyor. Hayvan üreticisi ise meralarda verimsiz olduğundan hayvanının ot ihtiyacını yeterli miktarda karşılayamıyor. Benim 18 tane koyunum var ve bu koyunlar ayda 4 torba arpa tüketiyor, süt verimi olması için de her gün yeşil yemesi gerekiyor. Hadi bir şekilde arpayı satın alıyorum. Ama yeşil olmadığından hayvanlarımı meraya çıkaramıyorum. Komşunun bahçesinden, yol kenarlarından kestiklerimi yediriyorum. Kaba yem sıkıntısı zaten kapıda.”
Büyüksoy: Geçim sıkıntısı yaşıyoruz
Ergenekon köyünde ikamet eden Hayvan üreticisi Süleyman Büyüksoy, kuraklığa bağlı olarak bu yıl hayvan üreticilerinin hem ot hem de kaba yem bulmak konusunda ciddi sıkıntılar yaşayacağını söyledi. Büyüksoy, yem sıkıntısının hayvanların süt verimlerini de direkt etkileyeceğini kaydetti.
Ayrıca hayvan üreticilerine verilen devlet desteğinden şikayet eden Süleyman Büyüksoy, “Bir yandan kuraklık bir yandan verimsizlik derken bu yıl karnımızı doyuralım da borçları nasıl ödeyeceğimizi sonra düşünürüz” diye konuştu.
Süleyman Büyüksoy, yaşadığı sorunları anlattı: “İki oğlum var biri işsizdi, diğerini de çalıştığı işten çıkardık üretim yapsın elinde daimi bir mesleği, işi olsun diye düşündük. Hata etmişiz. Önceden bir oğlum olsun işlerdi, iyi kötü bir maaşı olsun vardı. Şimdi üçümüz de kazanmıyoruz. Geçen seneye kadar çok kazanmasak da bu denli zor duruma düşmemiştik, ayrelli toplayıp satarak, hellim, peynir, yoğurt yapıp satarak en azından borçların bir kısmını ödeyebiliyorduk. Fakat bu yıl durum farklı olacak. Bu yıl yaşanan kuraklık yüzünden cepler dibine kadar boşalacak. Nasıl geçineceğiz, borçları nasıl ödeyeceğiz hiç bilmiyorum. 100 bin TL bankadan borçlandım yılda 20 bin TL taksitle, hayvana yedirdiğimiz yemler hep borç ile alındı. Onların da ödemeleri bekliyor. Çocuklarımın sigortalarını yatıramıyorum.”
