Demokrasi Bu Mudur..? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

Demokrasi Bu Mudur..?

Köş, MoreketMehmet Moreket

Ne demiştik…

Cumhurbaşkanı ‘dur’ dedi ama…. Yükseköğrenim Yasası da, Harita Dairesi Yasası da geri gelecek…


Aynen öyle oldu.

Cumhurbaşkanı yasaları iade ettikten biri ki gün sonra Meclis’in ilgili komiteleri toplandı, her ikisini de bir daha onayladı, Genel Kurul’a gönderdi.

Ne demek bu..?

-Biz şu anda bu ülke yönetiminde hasbelkader bulunan bir azınlık hükümeti olsak da, vatandaş bize çoğunluk yetkisi vermemiş olsa da, biz sağdan soldan topladığımız parmak sayısıyla, bu ülkenin geleceğiyle ilgili her türlü kararı alabiliriz…

-Biz üniversiteler konusunun bizim dışımızda gelişmesine göz yummayız…

Öyle özerklikmiş, denetimmiş bize sökmez…

Yeni bölüm mü açılacak, yeni üniversite mi açılacak, YÖDAK kim? Biz karar vereceğiz.

Hem YÖDAK Başkanı’nı Cumhurbaşkanı niye belirlesin ki, biz onun içine de siyaseti sokacağız.

Siyaset için önemli ilişkiler bunlar…

-100 yeni müşavire bir tane daha eklensin ne olur ki..?

Diğer dairelere çoğunluğu öğretmen alakasız insanları atamadık mı..?

Bir Harita Dairesi mi kaldı…

Elimizde seçime kadar müdür yapmamız gereken adamlarımız var, e ne yapalım yani…

İşte budur dedikleri…

Ağır mı geldi..?

Peki bunun dışında bir izahı var mı..?

Yapılan eleştirileri burada tekrar etmek istemem. Ama tonla eleştiri yapıldı. Hem siyasi muhalefetten, hem sivil toplumdan, hem de üniversitelerin kendinden.

Siz eğer bunların hiç birine kulak asmıyorsanız, bilerek ve isteyerek bir dayatma içindesiniz demektir.

O zaman bu yazılanlar da ağırınıza gitmeyecek….

Şaka bir yana, şu son dönemde ekonomide, kamuda, iş yaşamında, toprakların el değiştirmesi konusunda, emirnamelerde, yasa dışı işlere göz yumulmasında, kısaca her alanda öylesine köklü bozulmalar meydana geldi ki, bunların çoğu geri döndürülmesi mümkün olmayan bozulmalar. Diğerlerini de düzeltmeye kalkan birileri iktidara gelirse, yıllar alacak.

Zaten hep böyle olmadı mı..?

İngiliz disiplininden kalma yasalarımız vardı. Yine aynı düzende oluşturulmuş bir kamu düzeni vardı.

Zaman içinde siyasi zihniyetteki bozulmayla birlikte, hepsi orasından burasından bozuldu. Bugünkü kaotik ortam meydana geldi.

Bırak yasayı tüzüğü, düzeni… Eğitimin durumuna bakın, sağlığın durumuna bakın…

Doğayı koruyan kurallar bile bozuldu bu dönem…

Yazık!

Gerçekten üzüldüm.

Cumhurbaşkanının her iki yasa değişikliğiyle ilgili o kadar somut gerekçeleri vardı ki…

Bu demokrasi midir..?

Bu ülkenin geleceği adına doğru kararlar vermek midir..?

Yoksa siyasete bulaşmamış kalan bir iki kurumu da baştan aşağı siyasallaştırmak mıdır…

Tabii ki ikincisi…

Sanki bir yerden kilitlenmiş gibi, büyük bir hızla daha da kötüsüne doğru yuvarlanıyoruz….

 

 

YERİN KULAĞI VAR

KİMSE İNANMIYOR:

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Nisan ve Mayıs ayları hayati 2 ay olacak” demiş. Kırk yıldır ne Nisanlar, ne Mayıslar gördük geçirdik. Kıbrıs Türkü bu tür açıklamalara itibar etmiyor artık. Rumların bu adada yönetimi bizimle paylaşacaklarına, hele de kısa süreliğine bile olsa Türk bir Cumhurbaşkanı kabul edeceklerine kimse inanmıyor. Onun için kimse, önümüzdeki 2 ayın hayati aylar olacağına inanmıyor. Ömrümüz yettiğince daha çok Nisanlar, Mayıslar göreceğiz…

 

NÜFUSA İHTİYACIMIZ VAR MI?: 

UBP-DP hükümetinin vatandaşlık politikasını anlamak zor değil. Bu kadar sorgusuz sualsiz vatandaşlık veriyorsunuz, TC’liler bitti, şimdilerde üçüncü ülkeden gelenlere de veriyorsunuz desek hemen “ırkçı” damgası yeriz. Diğer yandan farklı düşünenlerin tezi ise, nüfusa ihityacımız olduğu, Rumları yakalamak gerektiğidir. Belki herkes kendince haklı ama, bu topraklar bu kadar çok nüfusu ne kaldırabilir, ne de doyurabilir…

 

ÇOK DİNLEDİK:

Neredeyse her seçim öncesi tüm partilerin seçim bildirgelerinde “müşavirliği kaldıracağız” sözü mutlaka vardır. Ama bugüne kadar iktidara geldikten sonra bu konuda adım atan bir parti göremedik ne yazık ki. Aksine daha fazla müşavir yarattılar. HP Genel Başkanı Kudret Özersay da “Göreve geldiğimizde doğrudan doğruya bu statüyü kaldıracağız” dedi. Şimdi geçmişte yaşanan bunca tecrübeden sonra Kudret hocanın sözüne güvenelim mi, yoksa diğerleri gibi o da iktidar olunca bu sözlerini unutur mu acaba…

 

NEDİR BU SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN GÖNÜLLÜ KURULUŞLARA GAREZİ?:

Önce kadın sığınma evini boşalttılar. Şimdi de Sosyal Riskleri Önleme Vakfı’nın bin bir zorlukla açtığı, Surlariçindeki dar gelirlilerin çocukları için açtığı anaokulunu boşaltıyor… Şimdi siz bunun yerine ne koyarsanız koyun, bu anaokulunun işlevinden daha önemli olamaz. Orada çalışan kadınlar çocuklarını ücretsiz birakabilecekleri bir yer hem de, bir bir emekle yapılan güzel bir yer bulmuşlardı. Siz Sayın Sağlık Bakanı, o anaokulunun aile içi şiddete ve enseste karşı da bir güvence olduğundan haberiniz var mıydı? Eminim biliyorsunuz ama niyetiniz başka…

 

YÜZÜNÜZ KIZARMALI:

Baktılar gördüler bizim düzeltmeye niyetimiz yok, onlar devreye girdi. Rum Çevre Komiseri Yoanna Panayotu, taş ocaklarının dağlara verdiği hasardan ve bölgedeki nadir bitki örtüsünün yok olmasından dolayı, taş ocaklarının faaliyetlerine son verilmesi için tedbir alınmasını istedi. Biz yıllardır seyredip önlem almazken, tasası başkalarına düştü…

 

YAPIN ALKIŞLAYALIM:

Girne Antik Limanın yıllardır, yetki karmaşası yüzünden  çözülemeyen sorunları sona eriyor. Turizm ve Çevre Bakanlığı İle Girne Belediyesi arasında “görev netleştirmesi” için protokol imzalanıyor. Protokole göre Antik Limanda kimin nerede yetkili olduğu ve görevleri belli olacak. Dünyanın sayılı güzellikleri arsında yer alan liman için, belki de bugüne kadar atılmış en önemli adım. İnşallah yeniden siyasete kurban gitmez…

 

 

ZİRVEDEKİLER

Cenk Mutluyakalı: “Umutluyuz bir kez daha, görüşmeler yeniden başlayacak…Peki ne olacak?

Her bir taraf, bildik pozisyonuna tutunduğu sürece, ne kadar mesafe alacağız? Kıbrıslı Rumlar ‘Cumhuriyet’i iç etmiş, paylaşmıyor; Kıbrıslı Türkler de ‘mülkiyeti’… İkisinin de ‘haklı’ nedenleri var, sorarsan…Birisinin ‘korku’suna öteki ‘canım’ diyor! Birisinin hakkına, öteki ‘çok seneler geçti.’
Sizi bilmem de, çok umudum yok benim…”.

 

DİPTEKİLER

Yeni Bankacılık Yasası: Bugünlerde sessiz ve derinden hazırlanmakta olan yeni bankacılık yasası… Neler yapılmaya çalışıldığını anlayanlar, şimdilik “aman bankacılık sistemimize şaibe düşmesin” diye seslerini çıkartmıyor. Hele bir çıksın ortaya, Hanya’yı Konya’yı göreceğiz… Öyle basit, sıradan bir değişim değil… Masum, hiç değil… Duyduklarımız, dudak uçuklatacak cinsten. Benim anlamadığım, muhalefet konuyu takip ediyor da neden kamuoyunu gereği gibi aydınlatmıyor? Neden halkı da arkasına almayı denemiyor..?

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar