2004 ve kırılma noktası sonrası… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

2004 ve kırılma noktası sonrası…

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

“Türkiye medyası son siyasi gelişmeleri değerlendirir özellikle AB ile olan ilişkileri yorumlamak gereğini duyarken, 2004 yılını büyük değişimin odağına oturtmakta fakat ısrarla Kıbrıs siyasi sorunu ile Annan planı referandumunda  Türkiye’ye atılan kazığı hatırlamak istememektedir!

Oysa 2004 yılı her ne kadar Erdoğan’ın gözlerini Batı’ya çevirip “müktesebatına” uygunluğunca peş peşine reformlarını gerçekleştirmesinin miladı olsa da   madalyonun diğer yüzünde, “Erdoğan’lı AKP’nin   Hristiyan kulübü olarak kabul gören AB’e ilk kez bir müslüman ülke olarak üye olmayı hedeflediğinin resmi vardır.  Böyle bir olay gerçekleşmiş olsaydı Türkiye sadece AB’de de  değil Ortadoğu’da da “müthiş ve lider bir ülke konumuna” gelecekti. Nitekim o yıllarda bölgede esen siyasi rüzgârlar da bunun müjdecisi gibiydi..


KIBRIS FAKTÖRÜ: Bu nedenle Erdoğan Annan planı referandumuna büyük önem veriyordu. O kadar ki bugün Rum tarafına Kuzey’den zırnık toprak vermezken, 2004’lerin Annan planı ile “vermediği yer kalmamıştı!” Çünkü hedef  Kıbrıs çözümü üzerinden AB’ye üye olmaktı. (Belki diyoruz AB üyelikleri ile Rum-Yunan ikilisinde gerçekleşen  güç ve iş birliğinin benzeri bir olay da bu kez   Kuzey Kıbrıs ile Türkiye’nin üyelikleri ile  gerçekleşecekti.)

KIRILMA NOKTASI:  Rum tarafı bu mandepsiye  basmadı!  Türkiye’nin devam edecek garantisi ile AB kapılarının da kendisine açılacağı kuşku ve tabi ki korkularında onca kazanımına karşılık referandumda  “hayır” dedi!

Bu olay Kıbrıs siyasi sorununun bugünlere kadar gelen  çözümsüzlüğünü de çakan kırılma noktası oldu. AB’nin o dönemdeki siyaset ve basiret fukarası komiseri Verhogen sanki Türkiye ve adadaki Türkler ezeli düşmanıymışlar gibi “AB dışına atılırlarken, Rum tarafı da  Yunanistan ve mihver ülkeler desteği ile AB’ye (besleme olarak) üye alındıydı!

DENGELER BOZULDU: Erdoğan’ı artık tanıyoruz. Türkiye’ye veya kendisine atılan yahut atılmaya çalışılan hiçbir  kazığı hangi ülke olursa olsun kabullenmez, anında karşı çıkışla (hem de ne çıkış) siyaset sahnesini viran eylemek pahasına cevabı ve politik çıkışlarıyla tepkisini gösterir!

2004’den sonrası gelişmelerde de bu “etki tepki politikası” görüldü, Türkiye AB’den gelmeyecek hayrı bu kez 2011’lerde başlayan  Arap Baharı ile Ortadoğu’da aramaya başladı..

Öte yandan geçtiğimiz günlerde  AB’nin Türkiye’yi bir kez daha cezalandırarak “üyelik sürecinden denetim düzeyine” indirmesi çok şaşırtıcı olmadı. 15 Temmuz’dan sonra bu tip tasarruflar bekleniyordu çünkü Türkiye’de artık hapislerde olmayan ne gazeteci kaldı ne demokrat kafalı insan! Üstelik Başkanlık sistemin yolunu açan bir referandum da sürecin cabası oldu!

KIBRIS’A DÖNELİM: Hâlâ Türkiye için AB kozu olarak elde tutuluyor! Bu kez Doğu Akdeniz’deki Hidrokarbon arayışları yanı sıra, eğer çözüm olacaksa TC yurttaşlarına da AB’nin 4 özgürlüğünün tanınmasını istiyor ki bu ne Brüksel ne de Atina ile Güney’in kabul edeceği bir “öneri” değil zaten Erdoğan da bunu bilmektedir, “istediğiniz muzırlıksa alın size dik alâsını” demektedir! Ha, “olan”  bir şey varsa Güney’le Kuzey arasında sandüviç olduğumuzdur, alıştık gayrı!


 

         STÖ’Nİ ÇOK SEVDİK. (KOOPERATIFÇİLİĞİ DE SEVSEK!)     

Olayı toplumsal değer yargılarının içine koyduğunuzda insanlarımızın örgütlenmeyi çok sevdiğini sanırsınız.. Fakat “örgütlerin şekilleri ile faaliyet alanlarına” baktığınızda görürsünüz ki “hayır insanlar örgütlenerek iş ve güç birliği yapmıyor, beterince bölük pörçük olurlarken siyalaşmanın “iktidar ve muhalefet” karşıtlığında yerlerini alıyorlar..

(Bu sorunu ilk kez DAÜ’deki bir konferansı ile milletvekilliği de yapmış rahmetlik Mehmet Öztürk gündeme getirmişti.)

NEDEN ÖRGÜTLENME? “Statü meselesi, bir, kişisel çıkar hesapları iki!” İki kişinin bir yere geldiğinde “ben söylediydim, ben yazdıydım” diye başlayan Kıbrıslı huyuna sarmalanmış sohbetler yetmediğinde “örgütlenmeler” başlar! “Sosyal tabanla tepe arasında yer almanın  bir kısa yoludur Toplumsal örgütlenmeler! Çoğunlukla da “Başkandan” ibarettirler!

       BUNA KARŞILIK: Bir başka önemli örgütlenme daha vardır ama! Mesela “Kooperatifçilik!” İşte burada üretim ve tüketim olayına dayanan bir örgütlenme göremezsiniz! Çünkü bini aşkın STÖ’de buluşabilen statü meraklısı insanlar, (tabi ki gerçek anlamda faaliyetlerini sürdürenleri tenzih ediyoruz)   Kooperatifçilik gibi “ortaklığı ve emekle üretimin paylaşımını öngören hedefler söz konusu olduğunda yan çizerler!”

Kısaca “hani ne zaman adam oluruz” diyoruz ya! “En az STÖ’leri kadar  Kooperatifleşmeyi de başardığımızda!


       KISACA TAKILDIĞIM. (YİĞİT BULUT GİBİ BİRİ.)                                                                   

Türkiye ile Güney arasında sıkışmışlıktan canımız çok sıkılıyordu. Derken Cumhurbaşkanı Başdanışmanlığına yükselmiş, sivri uçlu Yiğit Bulut çıktı meydane ve dedi ki: “Maşallah yani. Bir vali idare edebilecekken Cumhurbaşkanlığından Bakanlarınıza, Meclis’ten devletinize kadar bir tamam organlarınızda Kuzey’de carta çekiyorsunuz. Fakat sormuyorsunuz bu değirmenin suyu nasıl akar? Alışmışsınız ekmek elden su gölden!.. Siz en iyisi o KKTC dediğinizi iptal edin, bağlanın TC’ye çünkü size para da yetiştiremiyoruz!”

Eğer bu mealde lafları Yiğit Bulut söylememiş mesela Çavuşoğlu veya  Bekir Bozdağ gibi siyasiler söylemiş olsalardı çok gücüme gidecekti! Fakat zaten Türkiye’de kimse Bulut’un kusuruna bakmıyor, doğrusu ben de güldüm çok ihtiyacım vardı!

Özgürgün’e gelince: Onun da “Bulut kişisel görüşünü belirtmiştir” açıklamasının kusuruna bakmadım.”

Ha şunu da ekleyim. Deniyor ki “Bulut’un açıklaması resmi görüş değildir!” İnsan Erdoğan’ın Başdanışmanı olur da bu tip açıklaması mı resmi olmaz!                                Laf arasında bazan diyorum ki TC’nin dış politikasında bir aksiklikler var ya yoksa diyorum “şu Yiğit Bulut gibi kılavuzlardan mı kaynaklı?”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar