Bilinen bir deyimdir ya…
Bir olayın “can alıcı” yerine geldiğiniz zaman…
“Evet” de uzatılarak…
“Eveeeeeettttt…Şimdi zurnanın zırt dediği yere geldik” derdi eskiler…
Güzel bir deyim değil mi?
İşte müzakere sürecinde de aynı noktadayız…
Toprak…
Bugün ve yarın kriterler görüşülecek.
Altını çizelim…
Harita değil…
Köy isimleri de değil…
Sadece kriter…
Eğer bu noktada liderler ilerleyeceklerine inanırsa…
O zaman gündeme “beşli konferans” gelecek.
Beşli konferans tarihinin kesinleşmesi ve açıklanması durumunda da Mont Pelerin zirvesi başarı ile sonuçlanmış olacak.
Dolayısı ile…
Bugün ve yarın, hem sayın Akıncı, hem sayın Anastasiades için son derece önemli…
Liderlik zamanı…
Mont Pelerin’in zirvesindeki otelden gelen bilgiler olumlu.
Zirve takvimi beklenildiği gibi yürüyor…
İlk iki gün dört başlık ele alındı…
AB…
Yönetim ve Güç Paylaşımı…
Ekonomi…
Son olarak da mülkiyet…
Bu konular Kıbrıs’ta da üzerinde uzun uzun konuşulan, ciddi ilerlemeler sağlanan konular.
Şimdi iş daha da ciddi…
Yani en ciddi nokta…
Toprak…
Önce kriterler belirlenecek…
Bunun hemen ardından beşli zirve tarihi için kesin bir uzlaşı sağlanacak…
Eş zamanlı olarak da uzlaşılan kriterler esasında harita masaya konulacak.
Duygusal yaklaşımlar bir yana…
Şimdi tarihi bir sorumluluk zamanı…
Ülkeyi, federal bir çatı altında geleceğe taşımak ya da upuzun yıllar “federasyon” tezinin askıya alınacağı bir dönem…
Akıncı ve Anastasiades…
Ya toprak kriterini aşarak beşli konferansa ulaşacak…
Ya da diğerleri gibi…
Görüşüp görüşüp anlaşamayan liderler olarak tarihte “silik” bir yere sahip olacak…
Mutabakat ortada…
Liderlerin üzerinde anlaştığı konular belli…
Şimdi toprak masada…
Mutabakat belli…
Kriterlerde uzlaşı sağlanacak…
Beşli konferans için tarih belirlenecek…
Ardından da “federal Kıbrıs’ın sınırlarının belirleneceği özlü bir görüşme sürecine” girilecek…
Yol haritası belli.
Aksi masayı dağıtır.
Masa dağılırsa ne olur?
Mont Pelerin başarısız olur…
Yeni bir açılım yolu bulunmazsa, süreç tıkanır…
2016 fırsatı heba olur…
Anastasiadis içe döner…
Türkiye’yi suçlar…
İç politikaya oynar…
Küçük faşist grupların desteğini alarak yeniden seçime soyunur…
BM Genel sekreteri zaten görev süresini tamamladı…
Eide de gider…
AB yeniden şekillenmeye başladı zaten…
ABD de öyle…
2017’de güneyde doğalgaz çalışmaları hız kazanır…
Barbaros da fırkateynler eşliğinde sismik çalışma yapmak için gelir…
Akdeniz’de sular fokurdar…
Türkiye bölünmüş Kıbrıs’ın güney yarısına posta koyar…
Kuzey ile elektrik başta olmak üzere “daha yakın olma” sürecine hız verir…
Biz de ortada kala kalırız…
“Be ama biz evrodoyuk?” sorusunu daha çok sorarız…
Filler tepişirken, biz ezilmeye devam ederiz…
Bu sefer ezilecek çimler sadece biz olmayız ama, bahçenin güneydeki çimler de ezilir…
