Zavallı psikolojik operasyonlar… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Zavallı psikolojik operasyonlar…

Başaran DüzgünBaşaran Düzgün

Öncelikle bir konuyu açığa havale ederek konuya başlayalım.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı her fırsatta der ya, ya da her fırsatta demek zorunda bırakılır ya;


“Ben halkımdan aldığım yetki çerçevesinde müzakereleri yürütüyorum…”

Bu cümledeki “halkım” tanımlamasının içine kaç kişi girer bilemem.

Referandumda evet diyenlerin sayısı mıdır, son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, ikinci turda Akıncı’ya oy verenlerin (ki ben de öyle yaptım) sayısı mıdır, bilemem.

Her ne ise o sayı, bir tanesi de benim.

Oy verme yani Kıbrıs sorununu çözme konusunda mal sahibi olma hasebiyle, bir kişiyi yetkilendirmeye haiz birisi olarak Akıncı’nın yaptıklarını onaylıyorum.

Anlayacağınız, Akıncı’nın “halkımdan aldığım yetki” dediklerinin içine ben de dahilim.

Bunu da özgür irademle ve büyük bir mutlulukla yapıyorum.

Çünkü, doğru yolun bu olduğuna inanıyorum.

Kıbrıs Türkünün gelecek nesillerinin ancak bu yolla bu topraklarda, özgür, müreffeh içinde ve her daim kalıcı olabileceğini görüyorum.

***

Memleketteki bazı güç odaklarının papağanları ve kendini “bağımsız entelektüel” zanneden kimileri Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun çalışmalarına başlaması vesilesi ile New York’a yapacağı ziyareti değersizleştirmeye çalışıyorlar.

Akıncı’nın Lefkoşa’da BM Özel Temsilcisi Lute ve Rum lider Anastasiadis ile yürüttüğü görüşmelerin New York’ta, BM Genel Sekreterinin önünde bir görüşme sürecine dönüşebileceğinden endişe ediyorlar ve ha bire saldırıyorlar.

Aynı günlerde Dışişleri Bakanı Özersay’ın da New York’ta olmasına atıf yaparak “şimdi New York’ta kim daha önemli temas yaptı zamanı başladı” gibi değeri kendinden menkul, zavallı cümleler kuruyorlar.

KKTC Cumhurbaşkanlarının ve ötesi KTFD Başkanlarının (ki sadece merhum Denktaş idi) BM Genel Kurullarında New York’ta bulunmaları bir gelenektir.

Her ne kadar tanınmışlık olamasa da orada ciddi ve önemli temasların yapıldığı bir gerçektir.

Ve hatta, merhum Cumhurbaşkanı Denktaş’ın BM Genel Kurulunda yaptığı o tarihi konuşma hala belleklerdedir.

Ne acıdır ki o dönemde Kıbrıs Türkü BM Genel Kurulundan üye ülke temsilcilerine hitap edebiliyordu da ayrılıkçı politikalar yüzünden bundan mahrum bırakıldı.

***

Özetle durum şudur;

New York temaslarıyla ilgili Özersay ile Akıncı’yı yarıştırmaya çalışanlar , 40 yıllık periyotta Cumhurbaşkanlarının bu dönem yaptıklarını şimdilerde değersizleştirmeye çalışanlardır.

Bunun ana nedeni de yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleridir.

Kıbrıs sorunu gibi önemli bir davayı seçimlere heba etmek Kıbrıs Türküne yapılacak en büyük kötülüktür.

Benim naçizane önerim şudur;

New York sonrası herkes kendi değerlendirmesini yapsın ve adaylığını açıklasın.

Eylül bitti, sonrası Ekim.

Nisan’daki seçim öncesindeki 60 günlük resmi propaganda dönemini çıkardığınızda şunun şurasında 5 ayı aşkın bir zaman kaldı.

Herkes eteğindeki taşları döksün de böyle zavallı operasyonlara maruz kalmayalım.

Eeee, yetti artık…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar