Mehmet Ekin Vaiz, çok güçlü bir zeka…
Yaratıcı…
Yenilikçi…
Şimdi, “Ye Yememin Partisi” ile seçimlere yön verebilecek bir kampanya başlattı.
Tema şu: Bütün partilerde hırsızlar var. Hepsi de yer. Biz yeyeceğimizi söylüyoruz ve öyle iktidara geleceğiz…
Mehmet Ekin Vaiz’in yürüttüğü kampanya, haliyle, “yolsuzluk ve arsızlıkla” suçlanan UBP ve DP’nin işine geliyor.
Malum halk da öyle yaklaşmıyor mu olaya: Hepsi ayni…
Kampanya tamamen, “yolsuzluğu ve arsızlığı”, “yalanı ve talanı” aslında “her partinin yaptığı bir iş” olarak göstermekte ve özendirmekte…
Tüm partileri eşitlemekte…
Karakterimiz Çetin Sadeli, yani “muzur vatandaş”, “her partinin içine sızdık” demekte…
UBP, DP, CTP, HP, YDP diye ayırmamakta…
Ve UBP ve DP, bunca tartıştığımız olayın ardından seçime giderken, elbette, “Biz yaptık ama kim olsa aynısını yapar” şeklindeki bir kampanyaya bayılır…
Mehmet Ekin Vaiz, “UBP ve DP için bu kampanyayı yapıyor” demek değil muradım…
Konuyu bağlayacağım nokta şu:
“Herhangi bir parti, sosyal medayada örgütlenen ama sandığa da yansıması muhtemel bu kampanyaya itiraz etmezse… Mehmet Ekin Vaiz haklı. O zaman durum daha da vahim…”
Mehmet Ekin Vaiz, ya gerçekten eğleniyor…
Ya da bilerek ya da bilmeyerek UBP- DP’ye hizmet ediyor…
Tablo budur…
_______________________________________________________________________________
Fikri Toros ve “işçi hakları”
Fikri Toros ile, Kıbrıs sorununu gazeteci olarak takip ettiğim son beş zirvede yakından tanıdım.
“Çözüme aşık” saptaması tam da yerindedir.
CTP’nin iki varlık nedeni vardır.
Biri düzene karşı…
Diğeri de çözümsüzlüğe…
Fikri Toros CTP’den “kontenjan adayı” olmayı kabul etti.
Üstelik, başkanlığı yürüttüğü Ticaret Odası’ndan da “görevini bırakarak…”
Fırtınalar koptu…
Dendi ki: “CTP sermayeye dost, işçiye düşman oldu…”
Güzel bir konu…
Tartışmayı da kaldırır…
Bir soru da ben sorayım:
“CTP iktidarda olup, Başbakanlık, Maliye ve Çalışma bakanlıklarını kendisi yönettiği zamanlarda, özel sektör çalışanlarını ihya etti?”
Hade bir soru daha sorayım:
“CTP iktidarlarında, özel sektörde sendikalaşma zorunluluğu geldi?”
Daha sorum var ama:
“Sendikacılar mı, işverenler mi bu ülkede daha fazla çalışan dostu?”
Gene sorayım:
“Fikri Toros, Ticaret Odası çalışanlarının, ya da kendi şirketinde görevli işçilerin hakkını mı yedi? Maaşlarını mı ödemedi? Sosyal Sigorta İhtiyat sandığına borcu mu var?”
Başka sorum yok…
Toros’un CTP’den aday olmasını eleştirebilirsiniz…
CTP, defa defa Ticaret Odası başkanlarını kadrosundan aday yaptı…
Hasan İnce…
Şua Saracoğlu ilk aklıma gelen…
İŞAD ve GİAD Başkanlarını da aday yaptı…
Özdil Nami gökten zembille mi indi?
Üstelik, bu isimlerin aday olduğu listeler CTP’yi iktidar yaptı, bir çok “sendika kökenli” isim de ya mecliste yan yana oturdu, ya müdür müsteşar oldu…
Benim tepkim samimiyete…
İdeolojiler öne koyarak, samimiyetsizlik perdeleniyor, ona kızıyorum…
