Bu CTP’yi tanımakta ve anlamakta güçlük çekiyorum.
Bizim görmediğimiz veya anlamadığımız bir dönemde CTP’de çok şeyler “değişti” galiba.
“Değişim” olumluyu işaret eder ve ileriye doğru olur fakat CTP’de yaşanan “değişim” tam bir dejenerasyon yönündedir.
İdeolojisi ve ilkelerini bir yana bırakın CTP’yi CTP yapan ve ortak aklı bir arada tutan kolektif değerler de yerle bir oldu.
Ve CTP, 45 yıllık koca parti, tanınmaz hale geldi.
CTP Parti Meclisi, önceki gün, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlarını değerlendirdi ve faturayı sadece Özkan Yorgancıoğlu’na kesip, 14 Haziran’da sadece başkanın seçileceği olağanüstü kurultay yapma kararı aldı.
Bu kararla da Özkan Yorgancıoğlu’nu “günah keçisine” dönüştürdü.
CTP’nin içine düştüğü durumun ve son yaşadığı seçim yenilgisinin tek sorumlusu Özkan Yorgancıoğlu mu?
CTP Parti Meclisi’nin kararına göre öyle.
Peki CTP ne zamandan beri kolektif düşünce ve davranışı bir kenara itip bireylere suç yüklemeye başladı?
Başlamış da haberimiz yokmuş.
Parti yönetimi Merkez Yönetim Kurulu, Parti Meclisi ve ilçe yönetimleri bu kararla ellerini yıkayıp aklanacaklarını mı zannediyorlar?
Bence fena halde yanılıyorlar.
Bu kararla parti içi pozisyonlarını muhafaza edebilirler.
Fakat, halk nezdinde yaşadıkları vahametin farkında olmadan halk tarafından süratle tasfiye edilirler.
Hem de ilk seçimde.
CTP, bireyciliğin-adamcılığın batağına sürüklendi ve korkunç zararları olan bir iç savaş yaşıyor.
Bundan kurtulmak için kolektif aklına geri döneceğine daha da batağa saplanıyor.
Saplandıkça da tanınmaz hale geliyor.
Herhalde bizim göremediğimiz nokta budur.
***
İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın CTP’nin başına geri dönüyor olması olumlu bir gelişmedir.
“İkinci Cumhurbaşkanı” noktasına özellikle vurgu yaptım.
Çünkü CTP’lilerin dışında geniş bir kesimde Talat’ın yeri ayrıdır ve bu kesimler Talat’ın “bir partinin başına geçecek olmasını” garipsemektedirler.
Talat, ömrünün geri kalan bölümünde “İkinci Cumhurbaşkanı” unvanına uygun olarak ve halktan gördüğü sevgi-saygıya layık bir şekilde devam edebilirdi.
CTP’nin başına geri dönmekle elini taşın altına sokuyor.
CTP’deki iç savaşı bitirmesi amacıyla buna sürükleniyor.
Fakat herkesin ve özellikle CTP’lilerin bilmesi gerekir ki bu nokta sadece ama sadece CTP’lileri ilgilendiriyor.
Toplumun zerre kadar ilgilendiği yoktur.
Cumhurbaşkanlığı seçimi de bunu CTP’lilere çok açık bir şekilde göstermiştir.
CTP, hiç milletvekiline sahip olmadığı, egemenler tarafından horlanıp-aşağılandığı, tehdit edildiği, üyelerinin canına kastedildiği günlerden beridir Kıbrıs Türkü’ne ilkeleri ve düşünceleri doğrultusunda hizmet verdi.
Bunun içindir ki gün geldi hem hükümet, hem Meclis Başkanlığı ve hem de Başbakanlık halk tarafından CTP’ye layık görüldü.
CTP’nin idealleri hayata geçsin diye.
CTP Kıbrıs Türkü için icraat yapsın diye.
Hem iç konularda hem de Kıbrıs sorununda.
Umarın Mehmet Ali Talat böylesi bir proje için “geri dönüyor.”
Yoksa onu da iç savaşın bir parçası haline çevirecekler.
Ve kaybeden sadece Mehmet Ali Talat ile CTP olmayacak.
Kıbrıs Türkü kaybedecek.
Hem de tarihsel olarak kritik bir dönemeçten geçildiği zamanda…
