YENİDEN BAŞLARKEN - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

YENİDEN BAŞLARKEN

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Yarım asırlık bir gazetecilik serüvenimden sonra, “eskiliğimin” son demlerinde kendimi, anlayıp uyum sağlamakta çok zorlandığım “dijital çağın” yeniliklerinde bulmam; her halde benim gibi kuşağımızı da saran kadersel bir oyun olmalıdır!

Ama ne derler? “Hayat sürprizlerle doludur.” Yoksa Feyisbuk’a bile girip gezinmeyi doğru dürüst beceremediğim için “sevmediğim” gerçekte ne işim vardır benim “internet gazeteciliğinde!” Ki elli yıldır hemen her gün büyük sevgiyle o mürekkep kokulu gazeteleri önüme serip çevirirken, çıkardıkları “hışır hışır” seslerinin alışkanlığını hiç unutmayacağım; bir gün Havadis gazetesini o sayfalarıyla  yeniden önümde görmek özlemimde…


***

NEREDE kalmıştık? Koronavirüs’ün zırt dediği yerde!.. Hayret ki hayret! Mars’ta su olduğunu gören… Uzayda “insanlı insansız mekikleriyle” fink atan… İcadı olan Bombalarının tekiyle bir değil, iki üç Kıbrıs kadar alanı yerle yeksan eden… Yaşadığı devre “Dijital” diyen… Dünyanın, kuruluşundan bugünlere kadar geçen sürede ne kadar soyut somut “bilgi” varsa hepsini avuç içi kadar bir telefona sığdıran insanlık… “Koronavirüs’e yenik düştü!” Hayret ki hayret!

Demek ki 2. Dünya Savaşından beridir insanlığın bugünlere kadar gelirken başardığı, yarattığı, ürettiği, her şeyin gözle görülmesine imkân olmayan bir virüs kadar bile kıymeti harbiyesi yokmuş! Hayret ki hayret!

VE işte o virüse (zaten hay hayda düşecektik) biz de yenik düştük! Hem de en çaresiz olduğumuz dönemde..

Örneğin İngiltere’deki öğrencilerimizi bile KKTC’e nasıl ve ne zaman getireceğimizi bilemiyoruz, bu Koronavirüs karşısında o kadar kaldık biçare!

Örneğin İstanbul’un bir semti kadar nüfusa ve büyüklüğe sahip olmayan kentlerimizi bile keşmekeşten kurtaramıyoruz.Yıllardır (her nasılsa) rutin hale gelmişlikleriyle düzenli olarak yapılan aylık ödemeleri bile şaşkın hallere düşürmekten kurtulamıyoruz! (Oysa: Asıl böylesi olağanüstü günlerde gerekli olan doğru düzgün maaşlar ödemelerini kesip doğrayarak, “toplumsal paylaşma” haline getirdiler ki “bir yıldır battık diyen belediyelerin bütçelerinden bile kesinti yapmacasına!

***

PARDON ama: Biliyordum! Çünkü bizim kuşak hem Paşalar dönemini yaşayıp gördü hem de “Liderler” dönemini!

O günlerden bugünlere hatıralarımızda taşıdığımız yada hatırımda taşıdığım pek çok olayın yanı sıra “Yönetme erkleri” içinde bir tanesi vardır ki dün de bugün de doğrusu onu çok iyi beceriyoruz: Nedir o? “Emirlerle yönetirken, yönetmek!” (Sırası geldi araya sıkıştırayım: Her ne kadar “ol dedim oldu” Allah’a mahsus olsa da “bırakın biz gariban KKTC yurttaşlarını, bu dünya ne “Hitler”ler ne Neron’lar ne Stalin’ler ne Abdülhamit’ler ne Makarios’lar gördü! Yaşadık ki çilelerin en kadersizlerini!

Bugün de farklı konumda değiliz. Önce yasaklarla birlikte emirler geliyor, sonra “düzenlemeler!”

Ki şimdilerde (hadi zorunluktan diyeyım) bu yasakları yaşıyoruz. Şöyle ki “düzenlemelerle yeniden düzenler oluşturulması” için: Tabi bedelini ödeyerek!

NİTEKİM narenciye dallarında kaldı! Süt, üreticisinin elinde!

Rodin’in “düşünen adam heykeli” misali işçinin eli şakağında kaldı, çoluk çocuğu perişan!

Özel sektörde zar zor “iş” bulan üniversite öğrencileri “devam mı tamam mı bilemiyorlar şaşkın ve kaygılılar!

Hava alanımız, Mağusa Limanı rıhtımı boş! Kentler terk edilmişliğin ıssızlığını yaşıyorlar…

Uzatmaya gerek yok. Zaten görüyorsunuz. Koronavirüse yenik düştük ki bekler olduk ne yapmamız gerektiğinin emirlerini!

(Not: Yazarken yazarken gene unuttuk İnternetlik olacağını! Aldık başımızı gittik! İnşallah alıştıkça daha “internetli” olacağız.. Yarına buluşmak üzere..)

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar