Yeni Hükümet’te Bakanlık ve dairelerin dağılımı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Yeni Hükümet’te Bakanlık ve dairelerin dağılımı

Onur Borman

Hükümet oluşumunda Bakanlıklara bağlı dairelerin ve bakanlıkların dağılımında hizmet etmenin ön planda olması gerektiğine göre, dağılımın buna göre yapılması beklenirdi. Hizmetlerin aynı sektörel konulara göre bir bakanlıkta olması, yetkilerin birleştiği veya koordine edildiği aynı çatı altında görevlerin çok daha süratli ve kolay  yürütülmesini sağladığı gibi,  fazla formalite ve zaman kaybını da önler.  Halbuki, Hükümet kurulurken iki Parti arasındaki Bakanlık paylaşımının, Parti veya kişileri tatmin açısından yapıldığının ön planda tutulduğunu görmekteyiz.

En bariz örnek Maliye Bakanlığının altında, eski adı ile, ‘Maliye Dairesi’nin olmaması hayret edilecek bir durumdur. Bu hali ile altı boşaltılmış bir Bakanlık pozisyonuna düşürüldüğünü görüyoruz.  Kaldı ki Hazine ve Muhasebe Dairesinin( eski adı Maliye Dairesi)Ekonomi bakanlığında olması, uygulamada yetki karmaşası ve koordinasyonun karşılıklı olarak süreklilik arzedecek şekilde başka bir Bakanlıkla yapılması zaruretini ortaya çıkaran,  bir bölüşüm yaratılmıştır.


Hazine ve Muhasebe Dairesinin Maliye Bakanlığından alınarak Ekonomi Bakanlığı’na bağlanmasını 28 yıl Ekonomi ve Maliye Bakanlığında her kademede ve bunun 22 yılını üst kademe Yöneticisi ve Bakan olarak görev yapmış bir kamu Yöneticisi olarak çok yadırgadığımı söylemek istiyorum. Hazine ve Muhasebe Dairesinin ilk adı Maliye Dairesi idi. Bunu bu dairenin Maliye Bakanlığının temel Dairelerinden biri olduğunu vurgulamak için hatırlattım. Çünkü özetle Maliye kapsamındaki tüm devlet maliyesi hesaplarının tutulduğu ve ödemelerde de sonuca ulaştırılmasıyla ilgili, mali bir fonksiyonu üstlenmektedir. Devletin teşkilatlandırılması safhasında, gerek Kamu görevlileri yasası gerekse yasal teşkilatlanmasının ihtiyaçlara göre yeniden şekillenmesinde Bakanlık olarak ayrı ayrı fazla daire yaratmamak amacıyla fonksiyonu da genişletilerek Hazine ve Muhasebe Dairesi olarak ismini değiştirmiştik ki tüm devlet muhasebesinin tutulduğu, tüm çalışanların (memur, işçi) ve emeklilerin  maaş ve ücretlerinin bordrolarının hazırlandığı, tüm devlet bütçesinden çıkan her türlü harcamaların cari, transfer, yatırım harcamalarının ödeme emirlerinin ve çeklerin ödeme safhasına getirildiği ve ödemeye gönderildiği, devletin kesin hesaplarının ve diğer hesapların tutulduğu bir dairedir. Maliye Bakanlığının kopmaz parçasıdır. Şimdi bu Daire Ekonomi Bakanlığı yetkisine verilmiştir.

Buna karşılık Ödeme Fonları, Ana Konsolide Fonu yani hazine işleri, tüm vergilerin ve tüm gelirlerin çeşitli kanallardan ve devletin banka hesaplarına yatan vergi ve gelirlerinin toplandığı ve ödeme yapıldığı havuz Fon’dan yapılacak tüm ödemeler için ise yetki, Maliye Bakanlığında.

Bu durumda mevcut nakit durumuna göre ödemelerin yapılması için, Ekonomi bakanlığının her gün Maliye bakanlığının uhdesinde olacak olan Devletin Fon’larının nakit durumunu takip etmesi kaçınılmazdır. Kaldı ki bu Fon’lar ve hazine hesaplarından ödeme yapılması için de Fon’un yetkisinde olduğu Maliye Bakanlığından her ödeme için her an veya her defasında onay veya yetki istemesi gerekecektir.

Bu hem bürokrasiyi arttıracak hem de gereksiz zaman kaybı ve Bu daire personelinin bağlı olduğu  Ekonomi Bakanlığından ziyade, Maliye Bakanlığı ile günlük sürekli ikili bir temas içinde olmasını gerektirmektedir. Uygulamada yaratılan karşılıklı oyalama ve zorluğa bakar mısınız?

Devlet kurumlarının faaliyetlerinin hızlandırılması ve koordinasyonunun arttırılması yerine böldürülmesinin ve bürokrasinin çoğaltılmasının bir tek amacı vardır, varsın işler hızlı yürümesin zaman kaybı olsun, personel ordan oraya koştursun ancak partiler veya kişiler tatmin olsun.

Ciddi bir devlet yönetiminde siyasi partilerin bu tür küçük hesapları ön planda tutması ise Ülke açısından üzüntü vericidir. Çünkü Siyasi partilerin esas görevleri tam tersine, halkın devlet hizmetlerine kolay ulaşmasını sağlamaktır.

Kişileri veya partileri tatmin için devlet teşkilatlarının ciddiyetle bağdaşmayacak seviyede tar-umar edilmesi tasvip edilecek bir uygulama değildir sanırım.  Hizmetlerin yürütülmesi açısından Devletin kalbi sayılan bir ve ikinci Bakanlıkta yetki karmaşası yaratmak, basitleştirilmesi gerekli işlemleri gereksiz zorlaştırma ile zaman israfına yazık değil mi ?  Bu da bir maliyettir. Kimse kusura bakmasın çok acemice geldi bana. Veya koalisyon ortaklarının birbirlerine olan güven bunalımını, veya şahsi tercihlerin ağır basarak, gerisinin üzerinde durulmadığını göstermektedir.

Gümrük ve Rüsumat dairesinin de Ekonomi bakanlığına bağlanması, sırıtmaktadır. Diğer bir örneklerden,  Orman dairesinin Turizm ve çevre bakanlığına bağlanması, veya Spor dairesi altındaki Piyangoların da Spor dairesinden alınarak,- ki direk Spor’la alakalıdır,- Maliye’ye bağlanması, sübjektif faktörlerin ağırlık kazandığını göstermektedir.

Koalisyonlar özellikle de son yıllarda sık sık değişmektedir. Her değişiklikte, bakanlık ve dairelerin ve bağlı kurumların yerlerinin değiştirildiğine şahit olmaktayız.  Gerek siyasi partilerin gerekse kilit mevkilerdeki yetkililerin isteklerine göre her defasında devlet kurumları ve çalışanlar bir yerden bir yere götürülür veya savrulursa, ki bu devamlı tekrarlanıyor, Kurumsal Yapıların ve devlet yapılanmasının daha da zayıflatılması için, en büyük nedenlerden biri olmaktadır.

Halbuki tüm siyasi partilerin kabullendikleri bir şey, gittikçe artan partizanlıklar dolayısıyla ve defalarca değiştirilen kamu Görevlileri yasası ile alt üst edilen kamu yönetiminin düzeltilmesi için, özellikle de son yıllarda söyledikleri ve programlara koydukları Kamu Reformu projesi vardır.  Söylenenler ve programlara konanlarla, uygulananlar arasında bu kadar çelişkiler devam ettikçe, Kamu Reformu da bir hikâyeden öte gidemeyecektir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar