Yeni Ekonomik Program - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

Yeni Ekonomik Program

Onur Borman

Türkiye’de Maliye ve Hazine Bakanı Albayrak tarafından bir süreden beri beklenen ve şimdiye kadar Orta Vadeli Program olarak adlandırılan program, ‘Yeni Ekonomik Program’ adı ile açıklandı.

Bunda Programa ‘Yeni hedef’ olarak dikkat çekmek ve yeni stratejiler esas alınarak uygulanacağı imajına önem verildiği görülmektedir.


Şu sıralarda, en çok ön planda olan ve ekonomideki dengelerde bozulmalara neden olan kur artışlarını durdurabilecek önlemlere odaklanan vatandaş, öncelikle gerek şimdi kısa vadede gerekse orta vade için çareler konusunda beklentileri öncelikliydi. Çünkü kur yüksekliklerinin insan hayatına dokunan bir konu ve piyasalarda fiyat istikrarının sağlanması, enflasyonun düşürülmesine yönelik önlemler merak konusu idi. Bir de gelecek için hane halkı dahil plan ve programlarını etkileyecek yatırımcıların önünü görmesi bakımından da merak konusu idi.

Yeni program için, 3 yılı kapsayan, gerçekçi, yere basan bir program açıklaması olduğu hususunda çoğu yorumcular -yabancılar dahil- geçen günden beri birleşmektedirler. Yani halen içinde bulunulan enflasyonun bu yıl yüksek, tüketici fiyatlarıyla % 20.8 olacağı hatta 2019’da da % 15.9’la devam edeceği ve 2020’de % 10’un altına düşeceği öngörülmektedir. Sorunun birkaç aylık bir süre ile halledilemeyeceği ve temel sorunların çözülmesiyle kur sorununun da çözüleceği öngörülüyor. Kur enflasyon ilişkisine bakarsak kurların bir süre daha yüksek seviyede devam edeceği ancak fazla yükselmeyeceği mesajı veriliyor, diyebiliriz. Nitekim program açıklanmasından sonra kurların düşme eğilimine girmediği görüldü. Esasen, TCMB tarafından alınan son isabetli faiz kararlarından ve aldığı ve almakta olduğu önlemler yanında ekonomiyi düze çıkarabilecek esas alınması gerekli destekleyici Hükümet Programı üzerine gözler çevrilmişti. Çünkü 2013’den beri biriken ve mevcut dış ticaret açığı, cari açık , bütçe açığı ve kabaran özel sektör dış ve iç borçları karşısında içine girilen ekonomik sorunların kökten  çözülmesi için gerekli düzeltici ve düzenleyici önlemlere acil olarak ihtiyaç vardı.

Özellikle dış borçların ve döviz açıklarının esas olarak kurları etkilediği ve bu nedenler dolayısıyla yüksek döviz talebini yarattığı, dolayısıyla Türk Lirası değerinde -uzun süre faiz düşüklüğü de eklendiğinde -döviz talebini daha da arttırdığı enflasyona göre faiz getirisi zayıflamasıyla da hem yabancı sermayenin çekilmesi veya duraklamasına hem de iş insanları ve işletmeler gibi hane halkının da TL’sından dövize yönelerek kurları ateşlediği bir gerçektir.

Yeni Program öncesinde TC Hükümetinin içte TL’sına dönüş ve TL ile kira, menkul ve gayrımenkul alım, satım, kira, ticari ve nerde ise tüm işlemlerin Türk Lirası ile yapılması kararları içteki döviz talebine bir miktar fayda getirecektir. Bunun yanında İhracatçıların mal ve hizmet bedellerinin yurt dışından Türkiye’ye getirilmesini öngören Hükümet kararı çok önemlidir. Yurt içi kaynaklardan yararlanarak katma değeri olan ve teşviklerden yararlanarak yurt dışına yapılan ihracat bedellerinin dahi yurt dışında tutulması ülkenin döviz mevcudu ve ihtiyacını olumsuz etkilemektedir. Hükümetin aldığı 90-180 gün içinde geri yurda getirilmesi kararı ise çok isabetli bir karar olarak dövizin Türkiye’de artmasına ve kurların yumuşamasına önemli etki yapacaktır. Bu kararın kalıcı olması ülke menfaatleri açısından gereklidir. Kalkınma ancak yurt içi kaynakların kullanılarak dışa yapılan ihracatla mal ve hizmet bedellerinin ülkeye getirilmesi ile olabilir. Hatta bir çok ülkeler kalkınma stratejilerini ihracata ve ihracat gelirlerinin artışına dayalı olarak geliştirirler, rezervlerini arttırır ve ülkelerini zenginleştirirler. Uzak doğu ülkelerinin bir çoğu bu stratejiyi benimseyerek kalkınmışlardır. İhracat bedellerinin getirilmemesi ülke kaynaklarıyla ülkeyi değil kişileri zenginleştirir.

Bakan Albayrak, Yeni Programın 3 ana temele, ‘dengelenme, disiplin ve değişim’e, dayandırdıklarını söyledi. Nitekim açıklamalara bakarsak önceliklerden 2019 yılı için 60 milyar TL giderlerde tasarruf ve 17 milyar TL gelir arttırıcı önlemlerle 76 milyar TL toplamda tasarrufla bütçe gelir ve gider dengesinin kurulmasına Bütçe açığının 2018’de GSYIH’nın %1.9’una, 2019’da ise %1.8 gibi AB ve dünya standartlarına göre ve düşük seviyelere indirileceği öngörülmektedir. Faiz dışı fazlası da %08 gibi iyi bir seviye hedeflendi.

Ayrıca diğer programlardan farklı olarak Kamu Maliyesi dönüşüm ve değişim Ofisi kurulması, Bankacılık ve reel sektöre yönelik tedbirler, ve yargı uygulamalarında iyileştirme, konularına ağırlık verileceği vurgulandı. Üretim ve ihracatta da yüksek katma değerli olmasına ve teşviklerin bu yönde olacağı, sonucun da takip edileceği öngörülüyor.

Türkiye’de halen en fazla sorun olan Cari açığın düşürülmesi ki bunun içinde ihracat açığı en büyük nedendir, ve ithalatın da azaltılmasına gerek vardır. Programda lüks ve ithal yoğunluklu ürünlere vergi düzenlemesi yapılacağı (henüz detayları açıklanmadı), fiyat istikrarına yardımcı olmak için kira gelirlerinin Tüfe’ye göre olacağı öngörüldü. Çünkü üretici fiyatları bu yıl tüketici fiyatlarından oldukça yüksek bir farklılık gösteriyor.

Ayrıca vergi, prim ve diğer kamu alacaklarına ilişkin yeniden yapılandırma sürecinin kesinlikle olmayacağı kesin bir dille ifade edildi ve programda öngörüldü, ki bu çok doğru ve özellikle bu dönemde vergi affı, prim affı, kamu alacağı affı hem ayrıcalık yaratan hem de haksızlık yaratan bir işlemdir. Ve bundan her zaman kaçınmak gerekir, çünkü yasalara uymayanlar ödüllendirilmiş olur. Programda dolaylı vergilerin de azaltılacağı ve vergi sisteminin daha adil olacağı vurgulanıyor.

Yeni programda dikkat çeken husus, büyüme oranları hedefleri oldukça düşürülmüştür. % 7’lerden 2018 için yıllık % 3.8, 2019 için % 2.3 ve 2020 için %3.5 öngörüldü. 2021 de ise %5. İstihdamda da işsizlik oranlarında %11-12 civarlarında olması hedefinde, büyümeden ziyade istikrara öncelik verileceğidir. Bu dönemde fazla istihdam öngörüleri (herhalde özel sektörde kapasite artırımı fazla yapılamayacağı, devlette de tasarruf hedefi ile) mevcut değil.

Bankacılıkta da sağlam olan bünyenin güçlendirilmesi ve reel ekonomi başta olmak üzere ihtiyaç olan güçlü bankacılığın devamlılığını sağlayacak önlemler için mali bünye değerlendirme çalışmalarının başlatılacağı öngörülüyor.

Programın daha da detaylandırılacağı ve bu öngörülen temel hedefler için ek önlemler, yasalar ve mevzuatın geliştirileceği hususunda da açıklamalar oldu.

Yeni programı yabancı ülke yetkili ve yorumcuları da gerçekçi buldu ve Türkiye yetkililerinin ekonomideki esas zafiyet noktalarının ana nedenlerinin kabul edilerek bunların düzeltilmesi yönünde kararlılığı,  programda hedef ve önlemler konarak gösterildiği yönündeki görüşler ağırlık kazanmıştır. Bu tür bir algı ile, temennimiz gerek Türkiye’deki gerekse yabancı ülke sermaye ve yatırımcılarını olumlu beklenti ve güvenle Türkiye’de çeşitli yatırımlara teşvik etmesi. Türkiye ekonomisine ve paralel olarak KKTC ekonomisine hayırlı olmasını dileriz.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar