Yazıklar olsun,Bunu da gördük... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Yazıklar olsun,Bunu da gördük…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Erdoğan Mirata, Kıbrıs Türkünün tanıdığı, sevdiği, saygı duyduğu bir isimdi.

İyi bir diş hekimiydi, ayaklı bir kütüphaneydi, bir tarihti. Mücadelenin içinden gelmişti. Hatta son dönemde anılarını yazmıştı. Kıbrıs Türkünün sosyal yapısı hakkında bilmediğim, farketmediğim bir çok şeyi onun anılarından öğrenmiştim.


Ama, öyle kötü bir muameleye maruz kaldı ki, yaşasa, böyle bir olayı işitse, “bunun için mi mücadele ettik” derdi…

Konu rahmetli Mirata değil, hepimizin meselesi. Bu onun başına geldiği gibi, bir başkasının başına da gelebilirdi.

Dünyada hiç bir canlı böyle bir muameleyi hak etmez…

Ölüler ise asla…

Biliyorsunuz, Girne Akçiçek Hastanesi’nin morgunu soğutan motor bozulmuş, mefta çürümüş…

Bakanlık özür diliyor ve diyor ki, “başka cenaze gelmedi, onun için farketmedik”…

Yani ara sıra kontrol eden, patrol yapan yokmuş. Allaha emanet etmişler, bitmiş…

Gerçek üstü, absürd…

Rahmetlinin kitabının adı “Şaka Gibi”ydi. Bu da şaka gibi…

Vicdani, insani, sürreal…

Bunu hiç bir mantıkla izah edemezsiniz.

O hastanenin en azından morgunda kaç görevli var? Eminim birden fazladır. Nedir bu adamların işi? Oranın ısısını, temzliğini, güvenliğini saağlamak değil mi?

Hayatını kaybetmiş bir insan, devletimizin hastanesinde, çöplükte ölen köpek muamelesi görüyor…

Bir an kendilerini o acılı ailenin yerine koysunlar ve anlamaya çalışsınlar.

Görünen o ki, ne hastane yönetimi, ne de Bakanlık, olayın vehametinin farkında değil…

Özür üstüne özür.

Toplum vicdanı yaralanmış, güven bir kez daha sarsılmış, bütün bir halk aşağılanmış, bedeli özür müdür?

Aşağıdaki görevlilerden sorulmaz bu hesap. Daha üstünden sorulur…

Mesela Başhekim olacak kişi…

Demek ki hastanesinde neler olup bittiğinden haberi yok.

Demek ki, otoritesi yok…

Dedim ki, “Şimdi Başhekim çıkıp, ‘adamlar tatildeydi’ derse hiç şaşmam”…

O daha da kötüsünü yaptı, “Sorumluluğumuzda değil” dedi. Morgun anahtarı Belediye görevlilerindeymiş.

Sanki o binanın tüm sorumluluğu kendinde değilmiş gibi…

Sanki böyle söyleyince yırtacakmış gibi…

Ne ayıp…

Koskoca bir hekim, insanlığa yemini var, ama ölüye bile saygısı yok…

İşini layığıyla yapmadığı aşikar…

İstifa bile etmemeli, doğrudan görevden alınmalıdır…

Sonra böyle bir ihmalle ortaya çıkan başka bir boyut… Düşünün, bu kadar basit bir konu, yönetim zaafiyetinden, umursuzluktan, laçkalıktan skandala dönüyorsa, daha komplike olanlar, mesela sağlık sistemi bu ellerde neye döner? Bu kafayla hangi sorun halledilir? Sonra da bugün döndüğü kaosa döner doğal olarak…

Başbakan da kalkmış bayram mesajında, insani değerlerin önem kazanmasını dilemiş…

İnsani değerler ha…

Not: Her türlü acıya, umutsuzluğa inat, bayramı sevdiklerinizle birlikte sağlık ve mutlulukla kutlamanızı dilerim. Pazartesi görüşmek dileğiyle…

 


YERİN KULAĞI VAR

KİM BUNLAR?:

Son zamanlarda bazı aklı evellerin biz Kıbrıs Türküne “ayar” vermek için kolları sıvadığını, uyduruk sitelerden olmadık hakaretler ettiklerini okuyoruz. “Su”yumuzu bile onların verdiğinden tutun da, burayı yeniden “fethetmek”, “İngiliz ve ABD hayranlarını temizlemek” gerektiğini söyleyenler bile var. Bu kadar aşağılama, bu kadar hakarete karşın, birkaçı hariç, bizim poltikacılardan tıs yok. Hani derler ya, “yüzüne tükürsen yarabbi şükür” diyecek, işte tam da öyle…

 

SANA KİM GÜVENSİN:

Rum Yönetimi eski Başkanı Hristofyas, Anastasiadis’e hiçbir zaman güvenmediğini çünkü her zaman koltuk maksatlı hareket ettiğini söylemiş. Tamam da sana kim güvensin. Annan Planı döneminde referanduma iki gün kala, “hayır”oyuna döndüğünü ne çabuk unuttun. “Yoldaş” dediğin Talat’ın seçimi kaybetmesi için yaptıklarını da unutmadık. Şimdi kalkıp da “Anastasiadis güvenilmez” dersen, senin de ondan bir farkın olmadığını söylerler…

 

“KAHRAMANLAR” ARANIYOR:

Toparlanıyoruz Hareketi, 4 aydır Merkez Bankasına Başkan atanmamasını eleştirdi. Kimse kusura bakmasın ama, efendilerin daha önemli işleri vardı, zaten atamayı da onlar yapacak değil, onlar sadece onay makamı. Hem öyle oraya atanmak kolay mı? Öncelikle iktidara yakın olacaksın, ardından senin atanman için uğraşan en az “3 kahraman” bulacaksın ki işin oluversin…

 

KAFAM KARIŞTI:

Başsavcılık FETÖ ile bağlantısı tespit edilen 53 polisin görevden alınmalarını istedi. Bu polislerin Bylock kullandıkları ve zaman zaman da Türkiye’den gelen FETÖ Terör Örgütü üyeleri ile KKTC’de toplantılar yaptıklarına dair bulgulara ulaşılmış. Yani kanıtlanmış. Ayrıca hesaplarında yüklü miktarda para bulunmuş. KKTC’de görev yapan polis sayısı 2000 civarında. 53 tanesi şimdiden tespit edilmiş. Yani yüzde 2,5… Ciddi bir rakam. Nasıl sızmışlar? Polis gibi istihbaratın içinde olan insanlar nasıl olmuş da bu örgütlenmeden haberdar olmamışlar? Büyük zaafiyet… Kafam karıştı…

 

BİRLİK BERABERLİKMİŞ:

Yine bir bayram, yine “birlik, beraberlik” mesajları… Bir de içinde ince ince göndermeler, hani ‘birlik beraberliği bozanlar var’ gibilerinden… Kimdir acaba birlik beraberliği bozan? Daha doğrusu nedir? Adaletsizlik… Eşitsizlik… İnsana saygısızlık… Çevreye saygısızlık… Biri yer, biri bakar durumu… Halkın malının, ona buna peşkeş çekilmesi… Daha sorumlu mu ararsınız? Ya da böyle bir ortamda birlik beraberliği nasıl beklersiniz…

 

BİZE FAYDASI NE:

Bayram nedeniyle beş yıldızlı oteller doldu, Türkiye’nin ünlü sanatçıları KKTC’de, uçakların biri inip biri kalkıyor. İyi de sade vatandaşın bundan karı ne? Aksine artan kalabalık, kilitlenen trafik ve bayram nedeniyle zamlanan fiyatlar. Sizin anlayacağınız bu bayram da paralar, otel ve casinocular ile Ercan’ı işleten T&T’nin cebine girecek, eziyetini de biz çekeceyiz…


ZİRVEDEKİLER

Mustafa Akıncı: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde daha güzel bir gelecek yaratma çabalarımızı sürdürürken, demokratik, laik, çoğulcu, barışçı, hoşgörülü ve bilimin ışığında yürüyen bir toplumsal yapıyı yaratmak hedefini gözetmek durumundayız. Bunun için eğitim sistemimizin yozlaşmasına fırsat vermemek, çağdaş ve bilimsel niteliğini gözümüz gibi korumak en önemli sorumluluklarımızdan biridir…”.

 

DİPTEKİLER

Salih Beyoğlu: Girne Akçiçek Hastanesi Başhekimi… Sorumluluğunda olan bir ölünün çürümesi karşısında “sorumluluğumuz yok” diyen birinden, hem de bir hekimden başkası, dibe yakışmazdı. Kendi hakları için seslerini yükselten hekim örgütleri neredesiniz? Bu muameleye layık görülen de bir hekimdi. Sendikalar neredesiniz? Niye sesiniz çıkmıyor? Bu kadar mı çıkarcı olduk, bu kadar mı laçkalaştık…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar