Hayatın çarkı önüne geçilemeyecek bir hızla dönmeye devam ediyor. Çarkın dönüşüyle birlikte, değişim de bütün hızıyla her alanda egemen olmaya, sürekli farklılaşmaya doğru gidiyor.
İple çektiğimiz yaz, artık son günlerini yaşıyor.
Kurban Bayramı dolayısıyla, şehirlerden deniz kenarlarına doğru akın eden insanlar, yazın son güzelliklerini yaşamaya çalışıyorlar.
Birkaç gün sonra, Üniversiteler açılmaya başlayacak. Eylülün 15iyle birlikte, tüm ilk ve orta dereceli okullar da yavaş yavaş öğrenimlerine başlayacaklar.
Hayat, yeniden farklı şekilde yaşanmaya başlanacak. Ailelerin yaz telaşı, yerini kış hazırlıklarına bırakacak.
Yüzyıllardan beri, kendisini kanıtlamış olan tek doğru, her yeni günün, yeni bir başlanıç olduğu gerçeğidir.
Yeni günler, Kıbrıs Sorununda hangi yeni gelişmeleri tetikleyecektir. Bu yeni gelişmelere karşı iç ve dış çelişmeler hangi doğrultuda gelişecektir? Herkesin kafasındaki önemli sorunların başında gelmektedir.
Herkesin Cebini ilgilendiren, DÖVİZ önümüzdeki aylarda nasıl bir çizgi izleyecektir?
Türkiyeli şirketlerin bu yıl sonuna kadar ödemesi gereken 250 milyar dolar civarındaki dış borçları nedeniyle, Türk Lirası nasıl bir yol izleyecektir.
Dövizde yeni bir yükselme insanların cebini nasıl etkileyecektir?
Tüm bu gelişmeleri, yazın bitmesiyle birlikte, herkesin yaşaması kaçınılmazdır.
Döviz’in TL karşısındaki değer artışı, tüm katmanları derinden etkilerken, Kıbrıslı Türkler ise, iki katı bir etkilenmeyle karşı karşıya kalacaklardır.
Anastasiadis ve Rum DERİN DEVLETİ, zora giren Türk ekonomisinin, Kıbrıs Türkleri arasındaki etkisini, büyük bir ihtimalle, sübjektivizm kokan tahlillerle değerlendirmeye çalışacaklardır.
Kıbrıs Rumları, UZUN SOLUKLU MÜCADELE sloganıyla, Kıbrıs’ın içinde yaşadığı çıkmazın daha da büyümesinin dışında yeni bir politika üretmede, ne kadar başarılı olacaklardır. Bu da cevaplandırılması zor olan bir sorudur.
Yaz mevsimiyle birlikte gelmekte olan kış, politik ve ekonomik sorunlarla hayli ağır geçecek. Gerçek kış, kendi çizgisinde kimsenin müdahalesine izin vermez ve bildiğini yapar.
Politik ve ekonomik kış, üstün manevra yeteneği gerektirecek bir dönem olacaktır. Bu dönemi herkes derinden hissedecek ve etkileri uzun yıllar sürecektir.
Türkiye’nin yeniden fırtınasız günlere dönmesi, özellikle Kıbrıs Türklerinin temenni ettiği bir gelişme olacaktır.
Yaşayıp, görelim.
