Yaz aylarında birçok dikkat edilmesi gereken unsur göze çarpıyor. Bunların başında güneş ve güneşin sebep olduğu durumlar dikkat çekiyor.
Bu hafta sizler için güneşten nasıl korunmalıyız, yaz aylarında nelere dikkat etmeliyiz? Bu soruların cevabını almak için Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Doktoru Sayın FATMA DENİZ’LE röportaj yaptık. Röportajıma başlamadan önce kendisine bir kez daha huzurunuzda teşekkürlerimi iletiyorum ve Kıbrıs halkı için çok değerli bir doktor olduğunu söylemek istiyorum.
Cildimizi güneşten nasıl korumalıyız?
Yazın öğlen direk güneş ışığına maruz kalmaktan kaçınılmalı özelikle de 10-16 saatleri arasında güneşe maruz kalınmamalıdır. Dışarıda iken gölge yerleri tercih etmek ve UV indeksini takip etmek de korunmada önemlidir. UV İndeksi güneş ışınlarının beklenen riskini belirten günlük bir tahmindir. İndeksteki değerler ne kadar yüksekse, deri ve göze daha zararlı hale gelir ve daha kısa sürede zarar verir.
Kıyafet olarak sıkı dokunmuş, uzun kollu, koyu renkli, sentetik giysiler tercih edilmelidir. UV ışınını en iyi yansıtan ürünler ağartılmamış pamuk veya ipekten yapılan giysilerdir. Kulaklar, burun, yüz ve saçı dökülmüş olanlarda kafa derisi için geniş kenarlı şapkalar ya da şemsiye kullanılmalıdır. Bir yaşından küçük çocuklara mutlaka şapka giydirilmelidir. Çocuklarda deri tipine bakılmaksızın yüksek faktörlü ürünler kullanılmalıdır. 3 yaşın altındaki çocuklar kesinlikle korunmasız güneşin altında bırakılmamalıdır. Güneşe çıkılmadan yarım saat önce en az SPF 30+ suya dayanıklı güneş koruyucu ürün kullanılmalıdır. Dışarıda iken 3-4 saatte bir, yüzme terleme sonrası 2 saatte bir güneş kremleri tekrarlanmalıdır.
Allerji mevsimi yaşıyoruz nelere dikkat etmeliyiz?
Alerjik kişilerin güzel bahar günlerini kâbusa çeviren polenler ya da diğer adıyla çiçek tozları, bitkilerin erkek tohumlarıdır. Küçük polenler rüzgârla taşındıklarından bitkiden kilometrelerce uzaktaki kişide bile alerjiye neden olabilir. Ağaç polenleri daha çok Şubat-Mayıs, ot polenleri Mayıs-Haziran aylarında, yabani ot polenleri ise yaz ortasından sonbahara dek yakınmalara neden olur. Sabah saatlerinde havadaki polen miktarı genellikle daha fazladır. Yağmurlu günlerde havada uçuşan polen miktarı azaldığından polen alerjisi olan kişiler rahat ederken sıcak ve rüzgârlı günlerde polen yayılımı artar.
Bu mevsimlerde araba ve evlerin pencereleri kapalı tutulmalıdır. Polenler daha çok sabah saat 05.00-10.00 arasında yayıldıklarından ev öğleden sonra havalandırılmalıdır. Mümkün olduğunca sokağa çıkmamalı, dışarı çıktığında yapabiliyorsa polen maskesi kullanmalıdır. Polen mevsiminde açık havada spor yapmak doğru değildir. Dışarı çıkarken gözlerin yanını da örten güneş gözlüklerinin faydası olabilir. Dışarıdan eve gelindiğinde hemen giysiler değiştirilerek yıkanmalı, mümkünse burun içini dahi yıkayarak banyo yapılmalıdır. Saçların yıkanması da yapışan polenlerin temizlenmesi açısından yarar sağlar. Çamaşırlar dışarıda kurutulmamalı, mümkünse polen mevsiminde kurutma makinesi kullanılmalıdır. Evde ve arabadaki klimaların polen filtreleri sık sık değiştirilmelidir. Ev içi hava temizleyiciler eve giren polenlerin ortadan kaldırılmasında faydalı olabilir. Polen mevsiminde toz, sigara dumanı, boya kokusu, parfüm gibi irritanlardan uzak durmak, polen alerjisi olan kişinin şikâyetlerinin ağırlaşmasını engeller.
Havuz ve denize gireceğimiz bu dönemlerde nelere dikkat etmeliyiz?
Havuza giriş ve çıkışta duş alınmalı, yüzerken su yutmamaya dikkat edilmelidir. Ciltte açık yara varsa çıkınca sabunla yıkanmalı, mayo değiştirilmeli, havuz civarından bulaşabilecek mantar enfeksiyonlarından korunmak için terlik kullanmalı ve oturulan yerlere havlu serilmeli, gözlük ve kulaklık kullanarak havuza girmeye dikkat edilmelidir. Havuz kenarındaki ıslak zeminlere çıplak ayakla basmak mantarı riskini artırabileceğinden çıkınca ayakların kurutulmasına özen gösterilmelidir. . Havuz kenarında terlik giyilmeli ve kişisel eşyalar kullanılmalıdır. Mevcutsa havuz gidiş güzergâhındaki dezenfektanlı suya ayaklar batırılmalıdır. Kapalı havuzda bone kullanımına özen gösterilmelidir. Bulaşıcı hastalık, açık yara, cilt rahatsızlığı gibi durumlarda havuza girilmemelidir. Temiz olmayan sulardan; viral, bakteriyel ya da mantar enfeksiyonu bulaşabilir. Enfeksiyonlar; deride, dış kulak yolunda ve gözde oluşabilir. Islak mayo ile uzun süre kalmak; vajinal mantarların oluşmasını kolaylaştırır. Ayrıca havuz dezenfektanlarına karşı egzama gelişebilir. Temiz plajlar ve uygun şekilde dezenfekte edilen havuzlar tercih edilmelidir. Deniz ve havuz suyu ile temas; saçta, tırnaklarda ve ciltte kurumaya yol açar. Banyodan hemen sonra bir vücut losyonu ile vücudunuzu ve yüzünüzü nemlendirilmelidir.
Güneş yanığı oluşması durumda yapılacak en iyi şey; yanık oluşan bölgeye soğuk su uygulamaktır. Güneş yağını olanın bol su içmesi ve de istirahat edilmesi gerekir.
Hızlı bronzlaşmak için kullanılan kakao yağı, havuç yağı, kola ve zeytinyağı cildi olumsuz etkilemektedir. Koruma faktörsüz bu ürünler cildin erken yaşlanmasına, kalıcı lekelenmelere ve cilt deri kanserine neden olabilir.
Cilt kuruluğunun sebepleri nelerdir?
Kuru cilde neden olan çevresel etkenler; sıcak su, deterjanlar, giysilerden dolayı oluşan sürtünme, sık hava yolculuğu, rüzgâra maruz kalmak, çevre kirliliği, klima ve diğer kimyasal maddeler olarak sıralanabilir. Atopik egzama, kalıtsal bazı hastalıklar, ihtiyosis, sedef gibi cilt hastalıkları, metabolik faktörler, tiroit bezinin yeterince çalışamaması, tedavi amaçlı gerek ağızdan gerekse deriye uygulanan bazı ilaçlar, aşırı kilo kaybı ve ilerleyen yaş kuru deriye neden olan diğer faktörlerdir.
Kuru cilt problemi olan hastalar yağ içinde su emülsiyonu dediğimiz deriyi daha yoğun nemlendiren ürünler kullanabilirler. Deride iritasyon problemi olmayan kişiler ise üre ihtiva eden kozmetik nemlendiricilerden fayda görebilirler. Banyo sonunda kullanılan vücut yağları derinin nem kaybını engeller. Bu tip kozmetik ürünlerin de oldukça faydası vardır
