YANLIŞ HAYAT - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

YANLIŞ HAYAT

Ahmet OkanAhmet Okan

Dünyanın en pahalı elektriğini,

En pahalı suyunu kullanır ki tonu 6 liradan.


Gıkı çıkar mı?

Çıkmaz.

Çünkü hoşgörülüdür!

Sırasında bok içinde oturur; yazları sivrisinekten, küpdüşen’den geçilmez,

Birçok yerde kanalizasyon sorunu yaşanır; yağmurlar yağdığında ne kadar atık varsa sokak sokak taşar,

Birkaç protestodan, birkaç yazı çiziden öteye birinin bir şey dediği var mı?

Yok!

Çünkü hoşgörülüdür!

Kavga etmeyi sevmez.

Gürültü falan olmasın der yerinde oturur kolayına ayağa kalkmaz!

18 yıl başbakan olan var, ömrünün çoğunu mecliste geçiren var,

Doğru söyleyenden, her dakikasını çalışmayla geçirenden çok cenaze ve evlenme törenlerini kaçırmayan siyasileri tutar.

Bu daha makbul gelir kendisine; oyunu seve seve verir her seferinde nemelazım.

Neden?

Yüzü tutmaz!

İsterse sorun bir kırk yıl daha sürsün,

Kolayına “dur” demez,

O kırk yılı yaşadığı gibi bir kırk yılı da yaşamaya razıdır.

Neden?

Hoşgörü meselesi.

Çözümsüzlüğe hoşgörü!

Her gün gözü ile görür, doğup büyüdüğü yerler harabeye dönmüştür, sokak çeşmeleri yıkılmış, kerpiç duvarlar, hanaylar birer birer çökmüştür.

Allah’ın yatırları bile başkalaştırılmak istenmektedir gözlerinin önünde!

Bir hayattan bir hayata koşarken içi sızlamaz,

Tekmil kent başına yıkılsa hoşgörüsünden midir nedir kılı kıpırdamaz!

Yıkılsın der! Ne olacak?

Camiler teslim alındı,

Dinci militan yetiştirilmekte.

Sesi çıkmıyorsa,

İşte,

Hoşgörülü olduğundandır…

Yüzyıllarca adaya yabancı gezginler, yazarlar, tarihçiler gidip geldi.

Hepsi kitap yazdı, gözlemlerini aktardı ki kim ihtiyaç duyarsa maziye yönelik bunlar okunmak durumunda.

Dağlarda ovalarda biten ottan böcekten, camilere, kiliselere, çeşmelere, medreselere, hanlara, hamamlara kadar her şey büyük bir dikkatle anlatıldı.

Ta Roma döneminden hatta daha da gerisinden günümüze.

Diyeceğim,

Senin memleketini başkaları yazdı,

Ama bizim hoşgörülü oturduğu evin ya da mahallesinin hikayesini merak bile etmemekte.

Merak etmeyi bırak, orta yerde duran tren istasyonu binasını bakkal dükkanı zannetmekte!

Sahillere vuran ceset sayısı an be an artmakta.

İçi sızlamaz mı insanın?

Sızlar.

Alt tarafı şuracıkta yanı başımızda bir bela.

Olsun!

Olup biten öylece seyredilir.

Ne yapılabilir ki zaten?

Kimin elinden ne gelebilir?

Sonra herkesin derdi kendine!

Ölüm dediğin kimilerine denizde nasip, kimilerine havada, kimilerine karada…

Yeter ki kendinden uzak dursun her bela…

Hoşgörülüdür!

Gürültü patırtı istemez.

İsterse ada tekmil sökülüp atılsın, taş taş üstünde kalmasın, o taşlarla birlikte kendisi de yok olup gitsin.

“Merhaba” diyecek biri kalmasın.

Hiç önemi yok!

O kadar hoşgörülü ki gerçekten saygı duymak lazım.

Hiç istemediği ile evlenebilir,

İstemediği okula gidebilir,

Hayal bile etmediği bir mesleği hayat boyu yapabilir,

Doktor olacak yerde avukat,

Tamirci olacak yerde muhasebeci,

Mühendis olacak yerde bakkal olabilir ya da tersi.

Hayatı tasarlamadığı gibi sürdüren tek ahalidir…

Yanlışlıkla öğretmen,

Yanlışlıkla gazeteci,

Yanlışlıkla memur,

Yanlışlıkla işçi,

Yanlışlıkla siyasetçi,

Yanlışlıkla bilmem ne olan tek toplum…

Hayat kadınlarına sorun,

Hepsinin hayatı bir yanlışlıktan ibaret…

Genellikle herkesin hayatı yanlış olunca, ortaya kendine özgü gıkı çıkmayan bir toplum çıkıyor, belki de bundandır bütün olup bitenler, emin değiliz gerçi!

Yanlış hayattan!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar