YA 21 ARALIK 1963’TE RUM SALDIRGANLAR AMAÇLARINA ULAŞSALARDI! TÜRK HALKI NE OLACAKTI DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

YA 21 ARALIK 1963’TE RUM SALDIRGANLAR AMAÇLARINA ULAŞSALARDI! TÜRK HALKI NE OLACAKTI DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?

21 Aralık 1963’te Akritas Planı ile Türk halkına yönelik saldırıya geçen EOKA mensubu “milis güçleri” eğer başarıya ulaşmış olsalardı acaba adada nasıl bir siyasi değişim olurdu?”
Bu soruya cevap vermeden önce az biraz geriye giderek o yıllarda yaşanmış olayları kısaca hatırlayalım:
MAKARİOS: 1960’ta oluşan “Kıbrıs Cumhuriyeti”ne onca yıllık mücadelesine ne de ideasına uygun bir çözüm şekli değildi. Çünkü Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak hedefi ile başlattığı EOKA hareketi sonucunda İngiliz’e karşı bir başarı elde etmişti ama aklının ucundan bile geçmeyen bir başka siyasi olayı kabul etmek zorunda kalmıştı… O da şuydu:
1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte hem Türk halkına yüzde otuzluk siyasi temsiliyet hakkı tanımak zorunda bırakılmıştı hem de “garanti anlaşmaları” ile Türkiye’nin adada bir askeri alayının konuşlandırılmasını kabul etmişti!
Yani Makarios kazanmamış kaybetmişti! Nitekim bu “azaba” dayanamadığı yerde, “Anayasa’daki 13 maddeyi değiştirmek için yeni bir mücadele başlatmış, Türk halkının KC’deki haklarını budayıp vicdan sızısını dindirmek istemişti!”
Tabi ki Kıbrıs Cumhuriyetini resmen dinamitleşmiş, kadük hale getirmişti. 21 Aralık 1963’e yaklaşırken de ufaktan ufaktan Türk halkına yönelik saldırılarla gözdağı vermeye başlamıştı… Kısaca Makarios ne olursa olsun KC’ini yıkıp Enosis’i gerçekleştirmeyi aklına koymuştu…
AKRİTAS PLANI: Bu plan neydi bilir misiniz? Türk halkına saldırı planı! Türk halkını jenosit hareketiyle yok etme planı! Dolayısıyla etkisiz hale getirilecek Türk halkını saf dışına iterek Enosis’i gerçekleştirmek planı!
Planın altındaki imzalardan bazıları şunlardı: Ayni zamanda EOKA içinde kod adı “AKRİTAS” olan ve plana da bu kod adını veren Polikarpos Yorgacis… Çalışma Bakanı olan Thassos Papadopulos… Milletvekili Nikos Koçis… Meclis Başkanı Glafkos Kleridis… Ve hiç söylemeye gerek yok tabi en başlarda Makarios…
Akritas Planı o kadar detaylı hazırlandıydı ki hangi Türk Bölgelerine, hangi Birliklerin, kimler yönetiminde saldıracaklarına varıncaya kadar bircik bircik belirtilmişti… Üstelik siyasi propaganda da unutulmamış “içte ve dışta” nasıl yapılacakları satır satır belirtilmişti…
21 Aralık 1963’e gelinirken ilk ayak sesleri Bayraktar Camiinin bombalanması, Maraş’taki Pertev Paşa Türbesi’nin tahrip edilmesi, Ömeriye Camii’nin saldırıya uğraması, Lefkoşa Türk Lisesi’nin Rum polislerce basılması, Atatürk heykelinin yine Rum polislerince kurşunlanması ile duyuluyordu…
VE O 21 ARALIK: Yine Lefkoşa Türk Lisesi ile Atatürk heykeli Rum polislerince kurşunlanıyor ancak bu kez Akritas Planı devreye konmuş olmalı ki Türk bölgeleri de gece boyunca kurşunlanmaya devam ediyordu…
Rum EOKA’cı ve Milis güçlerinin saldırıları 24 Aralık’a kadar devam ediyordu. Türk mücahitleri “savunmaya” geçerlerken Küçük Kaymaklı düşüyor, Kumsal’da “Banyo Katliamı” gerçekleşiyordu.
Üniter Kıbrıs Cumhuriyeti, Makarios’un direktifleri ve Akritas Planı’nın uygulanmasının devreye sokulması ile yıkılıyordu. Türk Milletvekilleri ile Türk memurlar ve radyodaki görevliler kaçıp güvenli Türk bölgelerine sığınıyorlardı.
KISACA: Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki siyasi yetkileri ile kamu hizmetlerindeki görevlerini terk etmek zorunda kalan Türklerin bıraktığı “devlet boşluğuna” tümden “Kıbrıs Rum siyasi iradesi ile otoritesi egemen oluyordu.”
SALDIRILAR 1977’YE KADAR DEVAM ETTİ: Ta ki “Geçitkale saldırılarının” artık tahammül sınırlarını yıkmasına kadar… Türkiye’nin müdahalesi ile 20 bin Yunan askeri adadan ayrılmak zorunda kalıyor ve “normale dönüş” yahut yeni bir “ateş kes” dönemi başlıyordu… O günlerin literatürüne de “normalizasyon” ifadesiyle giriyordu.
Bilanço ağırdı ama. Türk halkı evleri yakılıp yıkıldığı için 103 karma köyden göç etmiş, yüzlerce şehit verilmişti… Bu süre içinde yediden yetmişe Kıbrıs Türk halkı sadece “can mal güvenliğini sağlamak için mücahit olarak görev yapmıştı. Ne iş ne aş ne para!”

**********     
SALDIRAN, YAKAN, ÖLDÜREN RUM; FATURASINI ÖDEYİP CEZASINI ÇEKMESİ İSTENEN TÜRK! İŞTE DÜNYANIN EN BÜYÜK VİCDANSIZLIĞI!
Yukarıda yazdıklarımla varmak istediğim amacımı en başında sormuştum: “Ya 21 Aralık’ta Akritas Planı çerçevesinde Türk halkına saldıran EOKA’cılarla milis güçleri (sonraları bunlara Yunan subayları da katıldıydı) amaçlarına ulaşıp Türk halkını tümden teslim alacak yahut saf dışı bırakacak başarıya ulaşsalardı durumumuz ne olacaktı?”
Mesela bir jenosit hareketiyle tamamen yok mu olurduk? Teslim olup Enosis’e boyun mu eğerdik? Türk bölgelerini teslim almış Rum milis güçleri tarafından olası Türkiye müdahalesine karşı rehin olarak mı kullanılırdık?
Dikkat ama: Bu Rum harekâtını sakın ola bugünün kafası ile düşünüp değerlendirmek yanlışına düşmeyin. Sözünü ettiğimiz 1963’lerde, Türkiye’nin parmağını bile oynatacak takati yoktu. 27 Mayıs ihtilalinden çıkmış, Menderes’i asmıştı! Başta askeri cunta vardı… BM’ler zaten kurulduğundan bu yana hiçbir siyasi sorunu çözme başarısı göstermediydi ki bizi de Rum’un dişleri arasından çekip alsındı!
Ve bir daha soruyorum: Ya Makarios’lu, Yorgacis’li, Papadopulos’lu, Kliridis’li Rum güçleri Akritas planını çerçevesinde amaçlarına varsalardı hallerimiz nice olurdu, düşündünüz mü?
VE GELELİM ASIL FACİAYA: Gün geldi Türk halkını etkisiz hale getirmek için gerekirse “soykırımı” bile kapsamına alan Akritas Planı’nın hazırlayıcıları ile uygulayıcıları bizi müzakere masasına oturtup bu adada “barışı ve çözümü” sağlamamızı istediler…
Oysa ortada resmen “Türk halkını yok etmek saf dışına itmek gibi bir tarihi “Akritas belgesi” vardı! Fakat bu “soykırım belgesini” ne BM’ler dikkate aldı ne AB’liği ne de Amerika ile garantör ülke İngiltere!
Buna karşılık Makarios’u devirip yine Enosis’i gerçekleştirme girişimi sonucunda garantörlük hakkını kullanarak 1974 Barış Harekâtını gerçekleştiren Türkiye’yi, o Rum mezalimini görmeyen gözleri gördü ama! Soykırım planları ile soykırım yapan Rumları affedip cezalandırmayan vicdanları ise Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı karşısında taş kesildi! Yetmedi, Türk halkını EOKA’cılarla, Akritas Planı’nı uygulayanlarla uzlaştırmak için müzakere masası bile kurdular!
OYSA NE BEKLİYORDUK? Kıbrıs’a kan ve ölümden başka hiçbir şey getirmeyen o Akritas Planı uygulayıcıları ile kendi halkının binlercesini yine kendi güçleri tarafından öldürten Makarios’larla öteki Rum liderlerinin yargılanıp cezalandırılmalarını… Hatta asla ödeyemeyecekleri kefaretlerinin bedeli olarak ipte sallandırılmalarını…
Aksine ödüllendirildiler! Kahraman ilan edildiler! Cumhurbaşkanı, bakan yapıldılar! Türk halkı ise liderleriyle birlikte “suçlandılar!” Türkiye adanın kuzeyini işgal etmenin töhmeti altına sokulurken hala suçlu sandalyesinde oturan taraftır… Ve hala Türk halkından “ödün vermesini” daha açıkçası Rum egemenliğine baş eğmesini beklemektedirler…
Dünyada böylesi bir siyasi kepazelik olamazdı… Eşi benzeri görülemezdi. Halkları kan ve ateşlerde yakıp öldüren liderlerle generaller hala fellik fellik aranıp yakalanarak mahkemelere sevk edilirler, idam cezalarına çarptırılırlarken; kör talihe bakın, Kıbrıs dediğiniz bu adada Rum’un ödemesi gereken faturayı ille de Türk halkına ödettirmek için uğraşıyorlar! Rum sütten çıkmış ak kaşık, Türk işgalci ve suçlu! Ve bu memlekette çözüm olacakmış…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar