UZAK YAZILAR -1- (DIŞARIYA KAPANMAK) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

UZAK YAZILAR -1- (DIŞARIYA KAPANMAK)

Ahmet OkanAhmet Okan

Ortaçağdan kalma dar sokaklardan oluşan Albayzin bölgesinin küçük meydanlarında flamenko tınıları yağmurla birlikte Rio Darro nehrine karışıyor.

Böyle havalarda yağmur yağsa bile kimsenin eve kapandığı yok, tam aksine dışarıya kapanıyor insanlar…


Ben de şehrin akışına uyup eve kapanacağıma dışarıya kapandım…

Memlekete olan uzaklığı Al Hambra’nın tepesinde yükselen kar toplamış bembeyaz Sierra Nevada dağlarına bakarken hissediyorum ancak; uzaklık hissi memlekete dair “anında” ulaşılan haberlerle birdenbire dağılıyorsa da; mümkün olduğunca bakmıyorum bu haberlere… uzak yazılarda kalayım…

Herkes mevsimine uygun giyinmiş; kadınlar mantolu, erkekler paltolu, şemsiyeleri açık; hiç bu kadar şemsiye kullanan ahali görmemiştim doğrusu, Granada’nın geniş caddelerini süslüyor bu alabildiğine rengarenk görüntü.

Kalabalığa Çinliler hakim; yeni yılları dolayısıyla yayılmışlar buralara.

Yaya geçitlerinde kırmızı ışıklar saygıyla bekleniyor ama şaşırtıcı bir şey var: Geniş caddelerden tek tük arabalar geçmekte; trafik yok denecek kadar az; bir sakinlik bir huzur sürükleniyor caddelerde; böyle bir sükunet tedirgin edicidir bizim gibileri…

Kırmızı ışıkta öpüşen gençlere kimsenin aldırdığı yok, onların kimseyi aldırmadığı gibi.

Kentin ana caddesinde iyi bir mekan tutan Faslı felafelci hayatından memnun görünüyor.

Yüzyıllar öncesinden devralınmış Emevi kültürü turizme evrilmiş vaziyette, nere baksanız Al Hambra.

Kraliçe Isabel’in Kristof Kolomb’a yeni dünyayı keşfe dair verdiği izin anı kentin ana caddesinde heykellerle sembolleştirilmiş…

Ama beni ilgilendiren Albayzin sokakları:

Sokak çeşmelerinden soğuk sular içtim.

Café’lere oturup köşeleri tutan çingenelerin şarkılarını dinledim.

Tanımadığım insanlardan selam aldım selam verdim.

Nehir kıyısında hippilerle birlikte yürüdüm.

San Jose sokağında kaldığım evin terasından Al Hambra’ya baktım dakikalarca Lefkoşa’ya Boğaz tepelerinden  bakar gibi…

Sokakları gezerken hayıflandım:

Keşke bizim sokaklarımız da böyle bakımlı olsaydı dedim.

Keşke bizim evlerimiz de böyle ayakta kalabilseydi,

Keşke bizim sokak çeşmelerimizden de sular aksaydı dedim.

Keşke… Dedim…

Keşke herkes birbirine sabahı kelamı kesmeseydi; bizim sokaklarımızı görmek için de dünyanın her yerinden insanlar gelseydi keşke dedim.

Rio Darro’dan su akıyor da Kanlıdere’nin niye akmıyor dedim, keşke aksaydı diye dertlendim…

Yine de,

Böyle uzaklarda insanın içine bir his düşer memeketten ziyade bir şey.

Nasıl desem,

Mektup bekler gibi bir his…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar