UBP çok ciddi bir demokrasi sınavı veriyor.
Düşünün…
Geçtiğimiz haftalarda, aynı gün 3 bin 865 kişi sandığa gitti.
UBP’nin kurultaylarında en fazla, bin 400 kişi oy kullandı geçmişte.
Bu kadar çok insanın sandığa gitmesi, parti içi demokrasiyi çalıştırması son derece önemi…
Bakınız…
Lefkoşa’dan 3 bin 134 üye…
Mağusa’dan 2 bin 496 üye…
Girne’den bin 456 üye…
Güzelyurt’tan Bin 091 üye…
İskele’den Bin 047 üye…
Toplamda 9 bin 224 üye…
Yarın UBP’nin yeni genel başkanını belirlemek üzere sandığa gitmeli…
Elbette gitmeyecek olanlar da var.
5 bin katılım başarı sayılıyor…
Ama, bu bile başlı başına bir olay.
Demokrasi şöleni…
Baksanıza…
Tam bir aday bolluğu…
Yedi aday var…
Hüseyin Özgürgün…
Ersin Tatar…
Ünal Üstel…
Nazım Çavuşoğlu…
Ersan Saner…
Zorlu Töre…
Ve Oğuz Ceyda…
Tümü de UBP’yi yönetmeye aday.
Ciddi bir organizasyon gerekiyor.
Bugün, adaylar 20 dakikalık sürelerde üyelere hitap edecek.
Esas “cümbüş” yarın.
Sabah başlayacak oy verme işlemi, akşam saatlerine kadar devam edecek.
“Oy sayımı 22.00’de bitecek” dense de…
Sabahı bulsa şaşmam.
Neden şaşayım…
Bu bir ilk ülkede…
Binlerce kişi oy verecek…
Mutlaka karışıklık da olacak.
Gazeteci olarak, buna da ihtimal veriyorum.
50 sandalyeye 109 aday
UBP’de, 10 gençlik, 10 da kadın kontenjanı var…
Parti Meclisi için.
Toplam 50 kişi de Parti Meclisi üyeliği için seçilecek.
Kontenjan dışındaki adaylıklar için 109 başvuru var.
10 kadın kontenjanı için 19…
10 genç kontenjanı için de 11 başvuru yapıldı…
Mağusa ve İskele’de gençler “kontenjan sayısında müracaat” olduğu için seçimsiz gelecekler…
Lider değil, başkan seçilecek
Dr. Derviş Eroğlu der ki: Kurultayda başkan seçilmek başka bir şeydir, lider olmak başka. Lider olmak için, partinizi tek başına iktidara taşımanız gerekir.
Şu kadar aday, bu kadar aday…
Şu kadar üye oy kullanacak…
Hepsi gelip geçici…
UBP tarihinin tek liderinin söylediği doğru…
Sandık…
Sandıktan partisini çıkarmayı başaran UBP’li, kitlenin de önüne geçecek.
Bu kurultaya yönelik çok oyunlar gördük.
Adayların tümü de kazanmak için bir çok adım attı.
Üye yazımı da…
Fazla aday çıkmasının gerekçeleri de…
Hepsi ama hepsi ortada.
“UBP nasıl büyür?” tartışması gördük mü?
Hayır.
UBP’ye de yazık, topluma da
Bu nedenle, kurultay başlamadan, şunu da söylemekte fayda görüyorum:
“Toplum UBP içi kavgalarla daha fazla zaman kaybetmemeli…”
UBP’yi sevenler de şunu kendine sormalı:
“Buna ne hakkımız var?”
Sadece topluma da değil. UBP’ye de büyük zararlar veriliyor.
Tek başına iktidar olan UBP, kurultay kavgaları ile karpuz gibi ikiye bölündü.
“Bitti” denilen DP, UBP’den gidenlerle neredeyse UBP kadar oy aldı.
Bunu UBP tabanına yapma hakkı var mı birilerinin…
Herkes şunu biliyor.
UBP’de ciddi bir lider boşluğu var.
Tabana hakim olsa da UBP’yi yönetenleri, meclis grubuna hakim olamıyor.
Bakan olan kurultayda Özgürgün’ün yanında duruyor…
Bakan olamayanlar, kurultayda yoğunlukla aday.
Bunun neresi normal?
UBP’de milletvekili seçilenlerin, kendi tabanına bu kavgaları yaşatma hakkı var mı?
Buna UBP’liler karar verecek.
Ama tablo hoş değil.
Ama bir durum daha var. O da kurultay bitince ne olacağı?
Kurultayda kaybedenler kavgaya devam ederse…
Kazanan da kaybedenleri silmek için kavgayı sürdürürse…
O zaman olan yine memlekete olacak.
UBP sorumluluk taşımalı.
Hükümet ortağıdır.
Hem de beş bakanla…
Yapılması gerekenler zaten bir süredir kurultay nedeniyle erteleniyor.
UBP, kurultaylarını “iç mesele” olarak yaşamak yerinme, maalesef bunu “memleket meselesi” haline getiriyor.
Buna hakkı yok.
Umarım, taban da milletvekillerinin, şahsi kavgaları ile hem ülkeyi, hem de UBP’yi kilitlemelerine daha fazla seyirci kalmaz.
