Maraş, Rumca adıyla VAROSI, Kıbrıs’ta akılsızlığın ve yağmanın adıdır.
Maraş, adadaki olup bitende, son sözü söyleme yetkisinin dış güçlerde olduğunun da sembolüdür.
Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde, Kıbrıs turizminin MERKEZİ Maraş’tı. On binlerce yatağı, gece hayatı, eğlence alemi ve millerce uzanan altın kumu ile bir rüya merkeziydi.
Maraş, Mağusa ve çevresine hayat veren bir KALP’ti. Şimdi ise TUTSAK VE BOŞ bir şehirden başka bir şey değil.
1974’te işgal edilen ve ganimetçilerin, hırsızların yağmasına terk edilen bu şehir, şimdi yeniden yasal sahiplerine nasıl verilecek diye, KONUŞULUYOR.
Maraş, her iki tarafta yıkılan ekonomiye bir HAYAT ÖPÜCÜĞÜ etkisi verebilir.
Yıkılıp temizlenecek ve dünya sermayesiyle, yeniden imar edilecek bir MARAŞ, açılacağı ilk günden itibaren, Kıbrıs ekonomisini büyütecek çok önemli bir rol oynayacaktır.
Maraş’ın yeniden imarı, Türk ve Rum işçilerinin, ustalarının ellerine verilmelidir. Türk ve Rum iş adamlarıyla birlikte, Türkiye ve Yunanistan iş adamları da görev alarak, bölge hızla bir şantiye merkezi haline getirilmelidir.
Maraş’ın açılması, Mağusa Limanı’nın da devreye girmesi ve Mağusa’nın yeniden dünya ile bağlanması demektir.
Maraş’ın açılmasını, Kıbrıs sorununun bitmesine bağlayan anlayış, Kıbrıs’ta çözümün önünde engeldir.
Kıbrıs Rum toplumu içerisindeki statik durağanlığı yıkıp, Rum toplumunun dikkatini yeniden çözüme odaklamada, Maraş’ın iadesi belirleyicidir.
Maraş konusu her açıldığında aklıma ÖKSÜZ DİLLİRGA ve TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ gelir.
Tüm Rumlar, Kıbrıs işgalinin sembolü olarak MARAŞ’ı seçer ve bu uğurda mücadele ederken, Kıbrıs Türk toplumunun başındakilerin, Rum mallarını yağma etmek ve siyasi rant elde etmekten başka bir politikaları olmamıştır.
Oysa, Kıbrıs Türklerinin Kuzey’e bakan en geniş toprakları olan DİLLİRGA BÖLGESİ 1964’ten beri Rum ordusunun işgali altındadır.
Doğal güzellik olarak Kıbrıs’ın en güzel ve bakir olan bu bölgesi, bir master planı temelinde ele alınırsa, o bölgede yeni bir MARAŞ, Kıbrıs karakteri bozulmayan bir CENNET PARÇASI yaratılabilir.
Trodos’un hemen altında, DENİZ VE YEŞİL’in, MAVİ ile buluştuğu bu yer, KIBRIS TÜRKLERİNİN mağdur edildiğinin SEMBOLÜDÜR de.
DİLLİRGA, sadece Kıbrıs Türklerinin sembolü yapılmamalıdır. Dillirga’da yaşayan Kıbrıs Rumları da Dillirga’nın bir parçasıdır.
DİLLİRGA, her iki toplumu birleştirecek bir İŞ BİRLİĞİ BÖLGESİ’dir.
Ne yazık ki, hiçbir KUZEY partisinin adayı birleştirecek projeleri yoktur. Kuzey’deki partiler, günü kurtarmak yerine, her iki halkı birleştirecek ve Kıbrıs sorununun bitmesini sağlayacak projeler ÜRETMEK ZORUNDADIRLAR.
Downer, çantasıyla birlikte, yeniden aramızdadır. Bu kez, BM, arkasına ABD, AB ve Türkiye ve Yunanistan’ın gücünü de alarak son bir kez, deneme yapacaktır.
Rumların MARAŞ kartına karşılık Kıbrıs Türklerinin DİLLİRGA seçeneğini masaya koyması ve Kıbrıs Türklerinin 1964’tten beri adadaki MAĞDURİYETİ’ni göstermesi gerekmektedir.
Maraş ve Dillirga, bir plan dahilinde YENİDEN İMAR EDİLMELİ ve YASAL SAHİPLERİNE iade edilmelidir.
