Kuzey Kıbrıs, HAYVANCILARIN eylemleriyle sarsılırken, yapılan işler, evin kirini, pisliğini HALI ALTINA süpürmeye benzedi.
Dövizin hızlı erimesiyle, hayat pahalılığı alabildiğine artarken, herkes, her sektör can hayliyle , kendisini kurtarmaya çalışıyor. Ancak, “KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA”
Kuzey Kıbrıs yöneticileri, bu artan maliyetleri nasıl karşılayabilir? Bunu düşünen yok.
Her sektör, uzun yıllardan beri sadece İSTEMEYE ALIŞTIRILMIŞ.
Kimse, KIRAL ÇIPLAK demek istemiyor.
Gerçek son derece çıplaktır. Türkiye vermeden, buradaki yönetimlerden hiç biri, ekonomide adım atamaz. Atılacak adımlar ise, yıkımı hızlandırmaktan başka hiçbir işe yaramaz.
Bu KAOS tan çıkmanın ikini bir yolu ise, Kıbrıs Sorununu çözme yönünde daha fazla çalışma yapıp, Türkiye ile birlikte riskleri de göze alacak yeni bir DIŞ POLİTİKA çizgisine yönelmektir.
Zaten, ABD, tarafından sıkıştırılan, Suriye’de ise hızla Rusya ile çatışma sürecine giren Türkiye’nin AB ye yaklaşmaktan başka hiçbir çıkış yolu kalmamaktadır.
AB ye yaklaşmada ise kilit nokta, KIBRIS SORUNU dur.
Türkiye’nin 533 Milyar dolarlık dış borcu varken, artık dış gelişmelerde tek başına davranma lüksü de kalmamıştır.
‘Dünyada Türkiye kadar yabancı sermayeye bağımlı başka ülke olmadığı’ saptamasını yapan Alman DİE WELT gazetesi, şu değerlendirmeyi yapmaktadır.
“Erdoğan’ın iktidarında Türkiye, sürekli olarak ihraç ettiğinden çok ithal ediyor. Bu yüzden sürekli artan cari açığın GSYİH’ya (Milli Gelir) göre oranı 2016’da yüzde 3.8’ken, 2017’de yüzde 5.5’e yükseldi. Bu cari işlemler açığı ancak ülkeye sürekli akan yabancı sermaye varsa telafi edilebilir.”
”Dolayısıyla Türkiye’nin bu en zayıf, en savunmasız noktasını ABD yönetimi kasten bariz şekilde kullanıyor. Senato’daki yaptırımlar kabul edilirse tam da ülkeye yabancı sermaye akışını hedef alacak. Bu akış durursa , basit şekilde liranın değer kaybıyla sınırlı kalmaz, ödemeler dengesi krizi riski artar. O zaman iflaslara ve ödemelerin yapılamaması noktasına gelinir ki devlet de kendisini bu durumda bulabilir, bankalar türbülansa girer ve insanlar birikimlerini kaybedebilir.”
Alman gazetesinin bu tahlilinden çıkartılacak önemli sonuçlar vardır.
Amerikan Senatosu, alacağı yaptırım kararlarıyla, Türkiye’yi bir anda, Yabancı SERMAYE AKIŞININ DURDUĞU BİR ÜLKE HALİNE GETİREBİLİR. Bu ise, TOPYEKÜN YIKIM sürecini başlatabilir.
Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan insanlar, hep istemek yerine, farklı ÇIKIŞ YOLLARINI ARAMAK zorundadırlar. Aksi halde, şimdi ellerinde tuttuklarını arar noktasına HIZLA GELEBİLİRLER.
