TÜM YAPISAL KUSURLARIMIZI “KAMBURLARIMIZ” OLARAK TAŞIMAYA DEVAM EDİYORUZ - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

TÜM YAPISAL KUSURLARIMIZI “KAMBURLARIMIZ” OLARAK TAŞIMAYA DEVAM EDİYORUZ

Önce birbirimizi üzmeden şu soruya cevap vermek zorundayız: “Eğer elimizdeki mevcut coğrafya ile siyasi irademizi temsil eden KKTC’den fedakârlık yapmak zorundaysak…”
BİR: Neleri vermeye hazırız?
İKİ: Çok kapsamlı hazırlandığı için hâlâ hem referans hem de ölçüt olarak kabul edilen Annan planında ön görülenler kadar mı?
ÜÇ: Yoksa Annan Planı’nda ön görülenlerin altında ödünler mi?
DÖRT: Somuta indirmek gerekirse yüzde kaç oranında toprak vermeye hazırız?
BEŞ: Federal Devlet Yönetiminde azınlık çoğunluk temsiliyetinden kurtulamayacaksak kamu görevlerinde çatıyı Kıbrıs Cumhuriyeti’nde olduğu gibi yüzde otuz yüzde yetmiş oranı ile mi oluşturacağız?
ALTI: Yoksa artık köprülerin altından çok sular aktı diyerek “tam bir eşitlik” mi istiyoruz?
YEDİ: İki Kurucu Devlet formülünde ısrarlı isek Kuzey’deki Türk Kurucu Devleti kendi içinde egemen mi olacaktır?
SEKİZ: “Tek egemenlik ve tek uluslararası temsiliyet” başlığı altında Kuzey ve Güney Kurucu Devletlerinin kendi içlerinde AB ve öteki ülkelerle ilişkileri neler olacaktır? Mesela Elçilikler nasıl paylaşılacaktır?
DOKUZ: Türkiye’nin garantisi devam edecek midir? Edecekse yeni garanti anlaşmaları yapılacak mıdır?
ON: Yoksa tüm bu vurguladıklarımız müzakerelerin seyrine bırakılmış uçları açık konular olarak pazarlığa mı bırakılmışlardır?
Yukarıda “soru” haline getirdiğim “konuların” bazıları zaten görüşmeler sürecinde ya öneriler halinde Rum tarafına sunulmuştur veya hâlâ görüşülmeleri için ilerleme ve zemin bulamamış olmalarından dolayı sırada beklemektedirler!
VE İTİRAF EDELİM: “Çözüm isteriz” demekten helâk olduk! Konu “nasıl çözüm istendiğine” gelindiğinde tabi ki elimizde ciddiyeti ile doğruluğu kanıtlanmış kamuoyu anketleri yoktur ama her “kesimin” kendine göre bir siyasi görüş oluşturduğu da bilfiil sorunla ilgili açıklamalarından bilinmektedir.
Nitekim: Baş müzakereci durumundaki Eroğlu, “Türk halkının haklarını müzakere masasında en iyi ancak kendisinin savunabileceğini ve savunduğunu” söylemektedir. Nihayet bu saplantısı son kerteye geldiğinde bugüne kadar Dışişleri Bakanı olmasına karşın mümkün olduğunca müzakerelerin dışında tutmaya çalıştığı Özdil Nami’ye, “Anastasiadis’in savunucusu” diyerek hem siyaset sahnesini viran eyledi hem de bir kez daha Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde “aday Eroğlu” olarak yeniden seçilmek uğruna ne kadar “haşinleşeceğiyle” halkı “gereceğinin” sinyalini verdi!
Muhalefet cephesine gelince: Bugüne kadar ne istediklerini açık seçik ortaya koymadılar. Buna karşılık sürekli Eroğlu’nu ve Özersay’ı suçladılar! Kendi ekollerinden olması gereken Talat’ın, geçmiş yıllardaki müzakerelerde Papadopulos ile Hristofyas kayasına çarpıp nasıl başını gözünü yardığını görmezden geldiler! Ve siyasi partiler arasındaki muhalefeti tüm Kıbrıs Türk halkının ulusal davası olması gereken Kıbrıs sorununa da irca ettiler!
Keza STÖ’leri de farklı gözlük kullanmadılar! AB’nin teşvikleri ile iki toplumlu etkinlikleri ki bu etkinlikler nedense hep Kuzey’de yapılmaktadır, müzakerelerin önüne koyarak “müzakerecilerin” ellerini zayıflattılar! İkide birde yerli yersiz Ankara’ya çatarak mevcut iktidarı da güç durumda bıraktılar!
KISACA: Başında söylediğimizi yine söylüyoruz. Kıbrıs Türk halkının önce kendi içinde anlaşması gerekir! Bu da asgari müştereklerde toplumsal uzlaşmadan geçer. Bu nedenle yıllarca, “gelin Güney’de olduğu gibi Meclis’teki iktidar Muhalefet Çatışmalarından arındırılmış, halkı temsil edecek bir Ulusal Konsey oluşturun” diye yırtındıydık. Siyasiler ellerindeki yönetim erkini yitirmemek için bu oluşuma hiç iltifat etmediler! Fakat kendileri de yarattıkları “boşluklarla bilinmezlikleri” dolduramadılar!
NİTEKİM: 1974’ten beridir kamburumuzda taşıdığımız “yapısal sorunları” silkeleyip atamadık. Hâlâ verdikleri zararları yaşarken kamburlarını da sırtımızda taşımaya devam ediyoruz!       

***********     
YORGANCIOĞLU’NUN BAŞARILI OLDUĞUNU SÖYLEMEK MÜMKÜN MÜDÜR?

Önce parti içinde parça körçe olan dirlik ve düzeni hâlâ yerine koyamadı. Kaldı ki beterince bozulacağına yönelik emare de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde mesela ayni partiden iki adayın çıkmış olmasıdır.
Buna karşın: Her ne kadar Yorgancıoğlu parti içi kavgalara (ki “tartışma” demiyor resmen “kavga” diyor) bundan sonra hoşgörü ile yaklaşmayacağını söylese de bu konuda büyük sıkıntısı olduğunu saklamıyor. Nitekim partinin eski genel sekreteri Akansoy her aklına geldiğinde demokrasiye sığınarak partinin şu veya bu sorununu bombardımana tutmaktadır. Tabii toplar da Yorgancıoğlu’nu bulmaktadır.
Ne söylerlerse söylesinler! CTP yerel seçimlerde parasal yönden asla iflâh olmayacak ve mali sorunları devam edecek ne kadar küçük yöre belediyesi varsa hepsini de kazanıp başına yeni “dertler” olarak alırken; büyük kentleri çatır çatır kaybetmesi de her halde Başbakanın da performansını çok olumsuz etkilemiştir.
ASIL SORUN NEDİR? Malum KKTC Türkiye’ye 1 liralık mal ihraç ediyorsa oradan yüz liralık mal almaktadır. Tutun ki hâlâ TC’ye yoğunluğunca ihracat yapacak düzeye gelmedik. Ve tutun ki TC Büyükelçisi Akça’ya göre reformları yapmadan da ekonomide bir ilerleme sağlamamız mümkün değildir.
Fakat Sn. Akça’nın bizden çok iyi bilmesi gereken çok can sıkıcı bir gerçek vardır. KKTC Türkiye’den ithal ettiği tüm emtiaya dolar ve Euro ödemektedir! Son yıllarda TL dolar karşısında değer kazandıydı. Dolayısıyla cari açıklar idare ediyordu. Fakat Başbakan Yorgancıoğlu’nun talihsizliği olmalı Amerikan Merkez Bankası’nın dolarla ilgili tedbirleri dünyayı olumsuz etkilerken Türk Lirası’nı da fena vurduydu. Yansımaları el an devam ediyor. Nitekim Yorgancıoğlu kamu görevlilerinin maaşları ile tarım ve hayvancılık kesiminin kuraklıktan doğan tazminatlarını ödemekte çaresiz kalınca Ankara’nın yoluna düştüydü…
Ancak nereye kadar? Mesela Sn. Akça “TC Ekonomi Durum Raporunda” uyarılarına devam ederken Gayri Safi Milli Hasıla’nınki “milli gelire” karşın daha reel bir ölçüttür, dünya standartlarının altında kaldığını söylemektedir!
Yine ayni kaynağa göre Yeşil Hat ticareti durma noktasına gelmiştir.
Reformlar savsaklanmaktadır.
İhraç sürekli azalırken ithalat artmaktadır.
Başbakan Yorgancıoğlu açısından bir başka açmaz ise devam eden müzakerelere KKTC’nin çıkarı açısından yaklaşmak yerine bir CTP’li muhalif olarak eleştirilerle yaklaşması ve süreci UBP-CTP rekabeti çerçevesine sokmasıdır.
Nitekim müzakereler söz konusu olduğunda en kabadayından teşhisi “Rum tarafının hiçbir şeyi kabul etmiyorum noktasına gelmesi, Kıbrıs Türk tarafının yarattığı fırsattan kaynaklanmıştır” sözleri olmaktadır!
Fakat bu “yaratılan fırsatların” neler olduğunu söylememekte dolayısıyla kafalarda, “ne yani Anastasiadis’e her istediğini masada vermek mi gerekirdi ki adamın gönlü şen olsundu” düşüncesini yaratmaktadır!
TÜM BUNLARA KARŞILIK: Ben KKTC yurttaşı olarak Başbakanımın “başarısız” olmasını değil hangi partiden olursa olsun “başarılı” olmasını isterim. Onların ve hükümetin başarısı KKTC insanları olarak bizlerin de refah ve saadetimiz olacaktır. İnsan istikrarı istemez mi?                
**********        
KISACA TAKILDIĞIM  
  
Bayramınız nasıl geçti veya hâlâ devam ediyorsa nasıl geçiyor? Ben genelde bütün gün görücü bekleyen kız babaları gibi gelip elimi öpecekleri bekledim evde. Arada bir dışarı çıktım elini öpeceklerimin bayramlarını kutladım. Ne var ki hiç alışamadım! Ben niçin elimi öptüklerinde bayramlık verirken, elini öptüklerim hep hasis davranır!
Üstelik: Neden gitgide elimi öpenler çoğalırlarken, elini öptüklerim azalmaktadırlar! Böyle demokrasi mi olur!..
YA EROĞLU OLSAYDI: Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde bir stadyumun açılışında ünlülerle futbol oynadı. Tüm futbolcular Erdoğan’a top yuvarlama seferberliğine çıkınca üç gol atıverdi!
Ya bizde böylesi bir açılışa Eski kalecilerden Eroğlu katılsaydı ne olurdu? Fırsat bu fırsattır denir önce sahada kaç oyuncu varsa adamı parça körçe ederler ardından da silindir gibi üzerinden geçerek şeklini şemailini değiştirirlerdi! Fakat dikkat! Böylesi bir “oyunda” Erdoğan olmaktansa Eroğlu olmayı yeğlerdim…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar