“Trapezouni Çarpışması” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 16, 2024
Köşe Yazarları

“Trapezouni Çarpışması”

Ahmet OkanAhmet Okan

Eskiden halk arasında kullanılan “Trapez” veya “Dirabez” kelimesi “masa” anlamında kullanılırdı.

Sözcük, Bener Hakkı Hakeri’nin “Hakeri’nin Kıbrıs Türkçesi Sözlüğü” adlı eserinde Grek kökenli olduğu belirtilir ki Rumların bunu sıklıkla kullandıkları biliniyor…


Türkiye’de Trabzon kelimesinin etimolojik uzantıları da “Trapez” sözcüğüne uzanmasına karşın, bu konudaki tartışmalar muhteliftir, ama bu bizim konumuzun dışındadır…

Hasanbulliler’in “Trapezouni Çarpışması”, Haşmet Muzaffer Gürkan’ın “Bir Zamanlar Kıbrıs’ta” adlı eserinde önemli yer tutar.

Bilindiği gibi Kıbrıs coğrafyasında öyle tepeler vardır ki bunlar “Trapez” olarak adlandırılmıştır…

O tepeler masa şeklindedir, yani üst kısımları masa gibi dümdüz.

Hasanbulliler’in İngiliz müfrezeleri ile çatışmaya girdiği tepelerden biri de bu masa şeklindeki tepedir…

Hasanbulliler bu çarpışmadan sağ salim kurtulmuş olsalar da yanlarında bulundurdukları Pembe ve Feride adlı kadınlar yakalanmışlardı.

Ancak müfrezeler de zayiat vermişler, aralarında ölenler olmuştu…

Hasanbulliler olayı bir türküdür kuşkusuz.

Ne kadar adi olaylara karışıp, adam falan katletseler de, Rum-Türk ahalinin gözünde kahraman olmuşlar, ahaliden destek almışlardı.

Bunun nedeni, ahalinin İngiliz’e karşı öfkesiydi.

Sömürgeye karşı tutunamayan insanlar, Hasanbulliler’in dağdan dağa çarpışmalarına merak kesiliyor, onlara, İngiliz’e karşı direnmelerinden dolayı gizliden gizliye bir hayranlık duyuyorlardı…

Hasanbulliler’in çarpıştığı tepe Pissouri köyü civarında bulunan Trapez tepesi imiş ve İngiliz kayıtlarına “Trapezouni Çarpışması” olarak geçtiği anlaşılmaktadır…

İngiliz adaya geldiğinde toparladığı polis gücünün çoğunluğu Türklerden oluşuyordu.

Bir yazımızda belirtmiştik,

Polisler fesli-sarıklı idiler ve Rumlar bunu takmayı reddediyorlardı; çok az sayıda Rum bunları kullanıp polis olmuştu.

Diyeceğim,

Bu yüzden Hasanbulliler girdikleri her çarpışmada karşısında İngiliz’e bağlı Türk polislerini de görmüşler, onlarla çatışmaya girmişler, hatta bazılarını öldürmek durumunda kalmışlardı.

“Trabouzini Çarpışması” sırasında bir müfrezenin başı olan Hüseyin Çavuş, Hasanbulliler’le girdiği çatışmada öldürülmüştü…

Aradan yıllar geçecekti,

Fes yerine şapka giyilecek, yeni hayat şartlarına alışmaya çalışan ada Müslümanları yeni kimlik edinecekler, “Türk” kimliğini kullanmaya başlayacaklar, ama İngiliz bundan pek hoşlanmayacaktı.

O kadar ki, şapka giydi diye “Kemalist” olarak fişlenen devlet memurları olacaktı…

Bir yandan adaya medeniyet getiren İngilizler, şapkayı Türkler icat etmiş gibi bundan huylanıyorlardı…

Demek ki, sırasında herhangi bir simge, bir kimliğin belirtisidir ki bu bilinen bir şey.

Göğsünüze bir rozet taktığınızda, örneğin barışla ilgili bir rozet, o sizin dünyaya bakış açınız hakkında ipuçları verir…

Barış dedik de,

Şu anda Türkiye’de “barış” demek neredeyse yasak!

Savaşa karşı çıkmak yasak!

Dirabezaya dönecek olursak,

Eskiden dirabezalar kurulur, konyaklar ve mezeler o dirabezaları süslerdi.

Hele köy düğünlerinde.

Hammalın Mustafa da dirabezaları hisar üstüne kurar, yaz akşamları hisarüstlerinde türküler, gazeller, şarkılar çalınırdı ki aramızdan bir yıl önce ayrılan Dr. Turan Korun o şarkıları çok severdi.

Hele de birkaç konyak atıp, cigarasının tütününü havaya savurduktan sonra…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar