Uzun süredir tartışılan TOMA’da sona gelindiği bilgisi var.
Nedir?
Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı…
CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, “CTP varsa, TOMA olmaz” demişti.
Dün, “TOMA geliyor TOMA” gündeme bomba gibi düştü…
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’na soruldu…
“TOMA mı geliyor?”
Yorgancıoğlu “hayır” demedi…
Tıpkı, “Alo Ben Beşir” olayında yaptığı gibi, soruya uygun olmayan bir cevapla geçiştirdi.
“Haberim yok, ama halkımıza karşı kullanmayacağız…”
Herhalde TOMA’yı Bakanlar Kurulu üyelerinden birinin sürecek hali yok.
Kim sürecek?
Polis…
Çevik Birlik.
TOMA gelecekse, Çevik Birlik için gelecek…
Nerede kullanacağını da herhalde, Başbakan’a sormayacak…
Tıpkı terfileri de sormadığı gibi…
Tıpkı ihalesini de sormadığı gibi…
Özkan Bey diyor ki, “Halka karşı kullanılmayacak…”
Dünyanın neresinde TOMA halka karşı kullanılmıyor?
Var mı öyle bir ülke?
Yoktur…
TOMA kullanan bir Başbakan ya da Bakanlar Kurulu üyesi de yoktur…
TOMA adaya gelirse, gelecek.
Bunu Başbakan’a da sormayacaklar…
TOMA kullanılacağında da Başbakan’a sormayacaklar…
TOMA çiçek sulama aracı değildir.
Orman yangınlarına müdahale aracı da değildir.
TOMA gelecek…
TOMA “toplumsal olaylara müdahalede” kullanılacak…
Kimse de “Sayın Başbakanım TOMA garajdan çıksın mı?” diye de sormayacak…
Güvenlik Kuvvetleri Komutanı’na soracaklar…
Polis Genel Müdürü’ne soracaklar…
Tıpkı, terfileri sordukları gibi…
İşte bütün mesele de bu…
Ben de diyorum ki, “Özkan Bey, seçilmişler bu durumlara düşmesinler diye, daha fazla demokrasi…”
***
Yeni dönemde yasamanın gücü öne çıkmalı
Yasama…
Yürütme…
Yargı…
Üç önemli güç…
Yasama, Cumhuriyet Meclisi’ni simgeler ve yasa yapar… 50 milletvekili ile…
Yürütme, Bakanlar Kurulu’ndan oluşur… Yasal çerçevede görev yapar… Ama yasaları “yasama organı” yapar…
Yargıyı da uzun uzun yazmamıza gerek yok.
Ancak…
Bizim ülkede, “yasama”, hep “yürütmenin” gölgesindedir.
Bakanlar, başına buyruk icraatlarla “yasamadan” ayrı görev yapar.
Yürütmenin figürleri, Meclis’teki denetim günlerinde, milletvekillerini dinlemeye dahi gelmezler çoğu zaman…
Meclis’te komiteler yeniden oluştu, malum yeni bir Parlamento var…
Parlamento’da üç önemli komite var…
Ekonomi, Maliye, Plan ve Bütçe Komitesi…
Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi…
İdari ve Sosyal İşler Komitesi…
Ekonomi, Maliye, Plan ve Bütçe Komitesi Başkanı Birikim Özgür oldu… İlk kez Parlamento’da…
Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi Başkanı Tufan Erhürman, Parlamento’nun yeni isimlerinden…
İdari ve Sosyal İşler Komitesi Başkanı ise Dr. Özdemir Berova… O da diğer komite başkanları gibi Parlamento’da yeni…
Her üç komitede de Parlamento’nun tecrübeli isimleri de var.
Buna rağmen, başkanlar genç isimlerden oluştu…
Bu iyiye işaret…
Neden mi?
Yıllardır, bakanlar, “kılıfına uydurmak” maksadıyla, komiteleri kullanır ve “kişiye özel” yasalar dayatır.
“Parti disiplini” içerisinde de, koca koca milletvekilleri komitelerde toplanırlar ve karar alırlar.
Meclis’te de 26 parmak kalktı mı, yasa tamamdır.
“Yenilenme” beraberinde “yasamanın” daha önemli bir konuma gelmesine de yardımcı olmalıdır.
Bu anlayışı, yenilenen komiteler değiştirebilir.
Ülkenin sorunları bellidir ve çözüm yeri meclistir.
Yasama, yani Meclis, Sibel Siber başkanlığında artık “toplumun itici gücü” olmalıdır.
Bakanlıklardan gelecek yasaları beklemeye gerek var mı?
Toplumun temel ihtiyaçları bellidir.
Birikim Özgür de…
Tufan Erhürman da…
Özdemir Berova da…
Ciddi bir görev üstlendiler.
Parlamento’nun esas görevi olan yasamayı yerine getirmeleri gerekmektedir.
Parlamento, esas görevine dönmeli ve yasalar yapmalı…
Bakanlıkların onay makamı olmaktan kurtulmalıdır…
