TEŞEKKÜRLER TOPRAK ANA - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

TEŞEKKÜRLER TOPRAK ANA

 

Geçtiğimiz hafta Sakinşehir Yeniboğaziçi ve Slowfood Salamis Birliği’nin düzenlemiş olduğu Terra Madre (TOPRAK ANA) GÜNÜ’nü gerçekleştirdik. Toprağın bereketini kutlamak için düzenlenen “Toprak Ana Günü”, slowfood felsefesine inanan herkesi, gıda topluluklarını ve yerel otoriteleri bir araya getirerek sürdürülebilir bir gıda sisteminin öneminin altını çiziyor. Toprak Ana günü 2009 yılından bu yana her yıl Aralık ayında kutlanıyor.


Yerel tatların, yerelde üretilenin baş tacı edildiği ve gıdanın sağlayıcısı olan üreticinin tüketici ile buluştuğu, toprağın, tohumun bereketinin konuşulduğu bir gün olarak Toprak Ana Günü, slowfood hareketinin de doğum günü sayılıyor.

Slowfood hareketi, 1986da İtalya’da Carlo Petrini tarafından Roma’da açılan Mc. Donalds’a karşı başlatılmış, bugün uluslararası bir harekete dönüşmüştür. Hızlı, ayaküstü yemek alışkanlığına – fast food’a karşı geleneksel ve yerel yemek ve yeme biçimlerini, yerel ekosistemlerin özelliklerini korumayı teşvik eden slowfood – yavaş gıda hareketi 160′tan fazla ülkede bulunan destekleyicileri, kaliteli yemeklerin sürdürülebilir üretimi üzerine çalışan 2 binden fazla yemek kuruluşu, 1.300 yerel grubu ile iyi yemeğin zevkini, topluma ve çevreye olan sorumlulukla bir araya getiren bir sivil toplum kuruluşudur.

Gecemizde slowfood birliğimizin başkahramanları olan kadın birliklerimizle birlikte hareket ettik. Mormenekşe, Yeniboğaziçi, Alaniçi, Akova ve Yıldırım Kadın birlikleri ile hareket ederek İtalya’ya kadar uzanan bu organizasyon için yerel tatlardan örnekler sunduk. Bunları yaparken merkez İtalya’ya tarihimiz ve ikram ettiğimiz yiyecekler hakkında çok detaylı bilgiler verdik. Bu yiyecekler rastgele seçilmemişti elbette. Pilavuna, gatmer, çörek, hellim, kabak böreği, golifa, ceviz, karpuz, badem macunu Kıbrıs yiyecekleri olarak slowfood Birliğimizin etkinliğinde İtalya’daki merkeze bu yiyeceklerin tanıtımı ve bilgilerini kaydettirdik.

Yavaş Gıda hareketinin misyonuna yönelik bazı amaçları şunlardır:
Yerel biyoçeşitliliği korumak amacıyla tohum bankası oluşturmak ve sürdürmek.
Yerel ve geleneksel besin maddelerini korumak ve teşvik etmek.
Tat eğitimini teşvik etmek.
Tüketicileri fast food ürünlerinin riskine karşı eğitmek.
Organik ve doğal çiftçiliği destekleyici kamuoyu oluşturmak.
Ürünlere yönelik genetik mühendislik müdahalelerine karşı çıkmak.
Ürünlerde böcek ilaçlarının kullanımını karşı bilinci arttırmak.
Öğrencilere bahçıvanlık becerisini kazandırmak.

2009 yılından bu yana her sene 10 Aralık’ta slowfood tarafından kutlanan Terra Madre- Toprak Ana Günü ise, yerel gıdanın dünya çapında fark edilmesi ve kutlanması bakımından çok önemli bir yere sahiptir

Terra Madre-Toprak Ana pozitif küreselleşmeyi temsil eder. Tarımdaki endüstrileşmeye ve yemek kültürlerinin standartlaşmasına teslim olmayı reddedenlerin sesidir. Gıda üretiminin çevre ile uyumlu bir ilişkisi olması gerektiğini ilan ederek geleneksel uygulamaların kültürel ve bilimsel değerlerini destekler. Gıda üretiminin aktif üyelerini, dağıtım zincirlerini birleştirerek; sürdürülebilir tarım, balıkçılık ve gıda üretimini yaymayı amaçlar.

Dünya çapında tanınan, 2000′in üzerinde gıda topluluğundan oluşan Terra Madre Ağı ise iki senede bir yapılan evrensel buluşmalar ve 2004’den beri dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan bölgesel toplantılar sayesinde genişleyerek günümüzdeki haline gelmiştir. Başlattığımız hareket elbette ki kutlamalardan ibaret değildir. Yiyeceklerimizle, beslenme ve sağlıkla ilgili halk hareketi olarak atacağımız adımlar şimdi başlamaktadır. Ağız tadı ile yaşanılacak günler dilerim. Bize sunduğu nimetleri bozduğumuz, tohumlarına GDO ile müdahale ettiğimiz ve canlıları beslemeye, yaşatmaya değil para kazanmak uğruna ihanet ettiğimiz TOPRAK ANA’dan özür dilerim. Bu hareketler ve çalışmalar doğadan, dünyadan, toprak anadan bir barışma isteğidir. İnsanın kendine yaklaşmasıdır. Doymak bilmez insanlığa katlandığı ve hala nimetlerini sunduğu için TOPRAK ANA’ya çok şey borçluyuz.

———————————————————————————————————-

TERRA MADRE KUTLAMALARI
Yiyeceklerimiz, eskilerin “dünyanın nefes alıp vermesi” olarak niteledikleri karmaşık bir sistemden aldığımız paydır. Balıkçılar, arıcılar ve hayvan yetiştiricileri doğa ile aramızdaki bu hassas bağı korumuşlardı. Şimdi küresel ekonominin gıda alanında bizi sürüklediği durumu görenler çevreyi korumak ve bundan sonra da yüksek değerde gıda ürünlerini sorumluluk bilinciyle üretme arzusunu yeniden ortaya koymaktalar. Ancak çok geç kalındığı da ortada. Zira 20. Yüzyılın başlarında dünya yüzündeki gıda ürünü çeşitlerinin yüzde 75’i bugün ortadan kalkmış durumda. Sürekli kimyasalların bombardımanına tutulan toprak kısırlaştı, yer altı sularını kirletti. Tarımsal ilaçlar toprağın organik bileşimlerine saldırdı ve onu kısırlaştırdı. Genleri değiştirilmiş organizmalar (GDO) bu durumu daha da vahim hale getirdi; zira monokültür denen tek ürüne dayalı tarıma yol açtığı gibi çiftçilerin kendi tohumlarını kendilerinin seçip, gelecek yıla saklamaları haklarını da ellerinden aldı.
Gıda ürünleri diğer ticari ürünlerle aynı piyasa mantığı ile değerlendirilmeye başlandı, vadeli borsa işlemleri kapsamında, üretimle hiç ilgisi bulunmayan kişilerin kazanç kapısı oldu, insanların beslenmesi ve sağlığı açısından bir tehdit haline geldi. Yerel kültürler de bu süreçten paylarını aldılar. Meyve, sebze ve tahıl cinslerinin yitirilmesiyle çevre ve gündelik yaşamla bağlantılı yerel yemek tarifleri, arazilerin görüntüsü, sanatsal ifade biçimleri hatta bazı diller yok oldu.
Kısacası, doğayı koruyan ve insanlığa hizmet eden, sonuçta toprakla yeniden uyum içinde yaşamamızı sağlayan bir sistemin desteklenmesi gerekiyordu. Doğa ile uyum sağlama konusunda küresel çözümler işe yaramıyordu. Çünkü her çaba yerel koşulların karmaşıklığı karşısında başarısızlıkla sonuçlanmaya mahkumdu. Yerel çözümler bulunmalı, uygulanmalıydı. Bunun için yerel ekonomi biçimleri güçlendirilmeli, kısa üretim zincirleri desteklenmeliydi. Zira yerel ekonomiler bölgeye doğrudan etki yapıyor, küresel pazarın gözle görünmeyen kıskacından kurtulmayı sağlıyordu.

Ülkemizde Terra Madre hareketi çok yeni. Henüz Terra Madre’nin şemsiye örgütü slowfood bile etkin biçimde örgütlenebilmiş değil. Yine de Terra Madre ile bağlantılı örgüt ve kuruluşlar listesine baktığımda, Türkiye’den de 26 gıda örgütünün, 1 üniversitenin, 6 aşçının Terra Madre bünyesinde yer aldığını, onun ilkelerine göre çalışmayı taahhüt ettiklerini görüyorum. Terra Madre’de geçirdiğim yoğun günler içinde kendimi çok mutlu hissettim. Gündelik kısır siyasi tartışmalardan, rant uğruna sağlığımızı, yaşamımızı tehdit eden uygulamalardan kurtulup, iki saatlik bir uçak yolculuğunun ardından kendini aynı idealleri benimsemiş dünya vatandaşları arasında bulmak, onlarla aynı dilleri konuşmasak bile, aynı şeyleri düşündüğümüzü bilmek bana çok iyi geldi.

Slowfood birliklerinin yöneticileri dostlarıma buradan seslenmek istiyorum: Her geçen gün maddi ve manevi kültür mirasımızdan bir şeyler yok olup gidiyor. Gelişmemiş diye dudak büktüğümüz Afrika’da, Güney Amerika’daki Terra Madre çalışmalarından örnek almalı, çoğalmalı, ciddi projelerle can çekişen tarım ve hayvancılığımıza yeni ufuklar açmalısınız.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar