Maliye Bakanlığı resmi verilerine göre 2020 yılında 5 Bin 461 Kurumdan 2 Bin 612 kurum, bizzat kendisi, hiçbir zorlayıcılık olmadan hem de pandemi öncesi devlete vergi vereceğini beyan etmiştir. 2 Bin 612 kurumun 2019 yılı kazançlarına yönelik 2020 yılındaki yine üzerine basarak söylüyorum pandemi öncesi devlete ödemeyi beyan ettiği vergi miktarı 892 Milyon 102 Bin Türk Lirası’dır. 2 Bin 849 Kurum ise vergi vermeyeceği beyanında bulunmuştur.
2020 Bütçesinin açıklanan verilerine göre Kasım 2020 sonu itibariyle 2019 yılına binaen beyan edilip Devlete Ödenen ve/veya Devletin Topladığı Kurumlar Vergisi ise 429 Milyon 976 Bin Türk Lirası’dır.
Yani 2020 Kasım ayı sonu itibariyle ülkemiz ekonomisinde faaliyet yürüten kurumların hiçbir zorlayıcılık olmadan pandemi öncesi 2019 yılına ait tamamen beyana dayalı bir şekilde ödemeyi taahhüt edip ödemediği vergi şu an itibariyle 462 MİLYON 126 BİN Türk Lirası’dır.
2020 yılının ilk 11 ayında toplanan kurumlar vergisinin de 235 Milyon 191 Bin TL’si yani %54.70’i ise Bankacılık Lisansına sahip sadece 21 ticari bankaya aittir.
Geriye kalan ödemeler içerisinde ise finans alanında faaliyet yürüten sigorta, kooperatif vb. kurumlar olduğu gerçeğinden de hareket edersek ödenen kurumlar vergisinin çok büyük kısmının sıkı denetim olan finans alanından olduğunu ve teşvik verdiğimiz bir çok alandaki kurumun devlet bütçesine katma değerinin olmadığını görmüş oluruz. Bu durum ise teşvik politikamızı yeniden gözden geçirmemizi bize zorunlu kılmaktadır.
Kasım 2020 bütçe gerçekleşme rakamlarından hareket ettiğimizde bütçemizde mahalli gelirlerimizin yerel giderlerimizi karşılama noktasındaki açık rakamının 275 Milyon 873 Bin TL olduğunu görmekteyiz. Eğer beyana dayalı bir şekilde kurumlarımız vergilerini ödeseydi şu an için yerel gelirimizin yerel giderlerimizi karşılama noktasında bütçemiz 186 Milyon 253 Bin TL artı vermiş olacaktı. Unutmayalım ki bu durum sadece kurumlar vergisi için olup buna bir de beyan edilip ödenmeyen gelir vergilerini eklersek TC’den ihtiyaç duyulan kaynağa olan bağımlılık da olmayacaktı sonucuna varmamız içten bile değildir.
Tüm bu veriler ışığında ise yıllardır beyan edilen vergilerin ödenmemesine yönelik tek bir hukuki işlem başlatılmaması, Vergi Dairesi’ne yazılan ve karşılıksız çıkan çeklere yönelik de tek bir hukuki işlem başlatılmamasını ise halkımızın takdirine bırakıyorum.
