UBP Genel Başkanı, Başbakan Ersin Tatar, Cumhurbaşkanlığı adaylığına bir kez daha göz kırptı, “halkım ve partimin emrindeyim, hangi görevi üstlenmemi isterlerse o görevi üstlenir, en iyi şekilde yapmaya çalışırım” dedi
HALKIMIZIN EMRİNDEYİM: Başbakan Tatar, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin açıklamasında, halkın ve partisinin emrinde olduğunu belirterek, görev verilmesi halinde en iyi şekilde yapmaya çalışacağını belirtti. Seçim sürecinin hükümet çalışmalarını zafiyete uğratmayacağının da altını çizen Tatar, “Çünkü UBP deneyimli bir partidir” dedi
“AYAR” TARTIŞMASI: Tatar, Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’la yeni mali protokolü ile Kıbrıs konusundaki gelişmelerin bir değerlendirmeye tabi tutulmasına ilişkin görüştüklerini kaydederek “’Türkiye hükümete ayar verdi, Türkiye Başbakan ve Başbakan Yardımcısı’na Cumhurbaşkanlığı seçimi için telkinde bulundu’ değerlendirmeleri doğru değildir” dedi
UBP Genel Başkanı, Başbakan Ersin Tatar, “kendisi için bir makama çıkma, bir makamda oturma veya oturmamanın değil Kıbrıs Türkü’nün ekonomik olarak kalkınmasının ile haklarının korunmasının önemli olduğunu, öncelik olarak bunu gördüğünü” vurguladı.
Basında yer alan bazı haber ve yorumlar üzerine bir açıklama yapan Tatar, “Halkım ve partimin ihtiyacı ne ise ben ona bakarım. Bana onlar hangi görevi üstlen derse o görevi üstlenir, en iyi şekilde yapmaya çalışırım. Halkımızın içinde, halkımızın emrindeyim” dedi.
Başbakan Tatar açıklamasında şunları kaydetti:
“Benim anlayışıma göre siyaset hakikaten ülke için, halk için yapılır. Ersin Tatar, milletvekili, Bakan, Başbakan olmuşsa bu önce Ulusal Birlik Partililerin, sonra halkımızın takdiri ile olmuştur.
Benim görevim ise beni kendilerine hizmet için vekil tayin eden, parti başkanı, başbakan yapan insanlara elimden gelen her türlü gayreti göstererek, çok çalışarak layık olmak, hizmet vermektir.
Devletimiz, ülkemiz kritik ve zor bir süreçten geçmektedir.
Birçoğu UBP tarafından olmak üzere yapılan çok güzel ve doğru işlere rağmen, yapılmayan ama artık mutlaka düzeltilmesi gereken pek çok da aksaklığımız vardır.
Kıbrıs adası ve bu bağlamda Devletimiz şimdiye kadar görülmemiş oranda önemli bir ekonomik, askeri, stratejik bölgesel yapılanmanın, yeniden şekillenmenin, devinimin tam göbeğindedir.
Dolayısıyla bir yandan ekonomimizi kalkındırmak, diğer yandan Anavatan Türkiye ile tam bir kardeşlik havası ve işbirliği içinde bölgedeki hak ve hukukumuzu korumak durumundayız.
Hal böyleyken sorumluluk üstlenen Ulusal Birlik Partisi ile UBP-HP koalisyon hükümeti iyi niyetle gerekenleri yapmaya çalışmaktadır.
Anavatan Türkiye ile biz İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü imzalanmış, ülkemize önemli bir kaynak akışı sağlanmış, tamamen kilitlenmeye ve durmaya giden çarkların yeninden dönmesi gerçekleştirilmiştir.
“Yeni İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü için çalışmalar yapılıyor”
Şimdi, KKTC’nin kalkınması, güçlenmesi, bölgedeki haklarımızın korunması için önemli olan yeni İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü’nün imzalanması için çalışmalar yapılmaktadır.
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’la yapılan son görüşme tamamen, İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü’nün imzalanması ile Kıbrıs konusundaki gelişmelerin bir değerlendirmeye tabi tutulması için idi.
Bunu, başka türlü yorumlamak, ‘Türkiye hükümete ayar verdi, Türkiye Başbakan ve Başbakan Yardımcısı’na Cumhurbaşkanlığı seçimi için telkinde bulundu’ şeklinde değerlendirmeler yapmak doğru değildir.
“UBP hem hükümet işleri, hem de seçimler için çok deneyimli”
Şu da bilinsin ki, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili süreç asla hükümet çalışmalarını zafiyete uğratmayacak, buna titizlikle önem verilecektir.
Ulusal Birlik Partisi olarak hem hükümet işleri, hem de seçimler için çok deneyimli bir partiyiz.
Parti yetkili organlarımız önümüzdeki günlerde başlatılmış olan çalışmalarını sürdürecek ve en uygun zamanda Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili kararımızı ortaya koyarak emin adımlarla, yan-yana, can-cana, birlikte yola koyulacağız.
Daha önce de ifade ettiğim üzere benim için bir makama çıkma, bir makamda oturma veya oturmama değil Kıbrıs Türkü’nün ekonomik olarak kalkınması, haklarının korunması önemlidir.
Öncelikli olarak kendi pozisyonumu değil, partimin, ülkemin, halkımın durumunu, pozisyonunu önemserim.
Halkım ve partimin ihtiyacı ne ise ona bakarım. Onlar, hangi görevi üstlen derse o görevi üstlenir, en iyi şekilde yapmaya çalışırım. Halkımızın içinde, halkımızın emrindeyim.
Bu anlayış doğrultusunda bizim tarafımızdan, ekonomik kalkınmamız ve Kıbrıs konusunda hangi kararlar alınması gerekirse alınacak, gösterilmesi gereken hangi gayret varsa gösterilecek, ödenmesi gereken bir bedel varsa mutlaka ödenecektir.
Kesin hedefimiz, Kıbrıs Türk Halkı’nın özlemle beklenen günlere doğru ilerlemesidir.”
