Taş ocakları yok ediyor

KABUS GİBİ: Ülkenin 2 milyon 651 bin metrekarelik bir alanını işgal eden taş ocakları, ağaçları öldürüyor, dağları deviriyor. İşleme metoduyla doğanın yapısını adeta altüst eden taş ocakları insan sağlığını da olumsuz etkiliyor. KKTC’de toplamda 40 adet taş ocağı bulunuyor. Faaliyette olan taş ocağı sayısı ise 39

YIKIP GEÇİYOR: Değirmenlik’te vatandaş, bölgedeki taş ocaklarından havaya karışan toz zerrecikleri nedeni ile nefes almakta zorlanıyor. Toz toprak, kapı pencere açtırmıyor, dağı patlatma işlemi esnasında, evler zarar görüyor. Birçok evin pencere camı kırılıyor, çoğunun duvarlarında sarsıntıya bağlı derin çatlaklar mevcut
EYLEM UYARISI: Taş ocaklarının işleme metodundan kaynaklanan sorunlardan usanan Değirmenlik’te vatandaş “artık yeter” dedi. Havadis’e konuşan bölge halkı, ilgili bakanlık yetkilileri ile sorunu paylaştıklarını söyleyerek, 15 günün içerisinde çözüm bulunmaması hallinde eylem yapacaklarını açıkladı

KKTC’nin kanayan yarası haline gelen taş ocaklarında bir türlü istenilen noktaya ulaşılamıyor. Ülkede 2 milyon 651 bin metrekarelik bir alanını işgal eden taş ocakları, işleme metodu ile doğayı ciddi oranda tahrip ederken insan sağlığını da tehdit ediyor.
Yerleşim yerlerine yakın alanlarda faaliyet gösteren taş ocaklarından havaya karışan toz zerrecikleri, bölgede nefes aldırmayı güçleştiriyor. Vatandaşa adeta kapı pencere açtırtmıyor.
Taş ocaklarının yakınındaki ağaçlar kuruyor, meyve ağaçları ise artık verimsiz.

“Her evde en az bir kişi hasta”
Değirmenlik’te ikamet eden vatandaşlar, bölgede faaliyet gösteren taş ocaklarından şikayet etti.
Taş ocaklarından havaya karışan toz toprak nedeni ile bazı sağlık sorunları yaşadıklarını öne süren bölge halkı, Değirmenlik genelinde kanser vakalarının da arttığını iddia etti.
Taş ocaklarından havaya karışan toz zerrecikleri nedeni ile hemen her evde en az bir kişinin astım, alerjik rahatsızlık ve ya kanser gibi sağlık sorunu yaşadığını ileri süren bölge halkı, yetkililere çağrıda bulunarak, sorunun bir an önce çözümlenmesini istedi.

“Canımızı sokakta bulmadık”
Taş ocaklarından şikayet eden Değirmenlik’te vatandaşlar, “Amacımız kimsenin ekmeği ile oynamak ya da taş ocaklarını kapattırmak değildir. Ancak ne canımızı sokakta bulduk ne de doğanın bu denli tahrip edilmesine daha fazla sessiz kalabiliriz. Gereken ne ise yapılsın, herkes rahatlasın” diye konuştu.

“Gerekirse ayaklanırız”
Taş ocaklarının işleme metodu nedeni ile yaşadıkları sıkıntıları ilgili bakanlık yetkilileri ile görüştüklerini kaydeden Değirmenlikliler, sorunun vadedildiği sürede çözümlenmemesi halinde eylem yapacaklarını açıkladı.
Değirmenlik’te halk, “İlgili bakanlık ile sıkıntımızı paylaştık, yetkililer sorunu yerinde gördü. Yapılan incelemelerin ardından bizlerden 15 gün süre istediler ve sorunun bu süre içerisinde çözümleneceğini kaydettiler. 15 günün sonunda sorun devam ediyorsa bölge halkı ayaklanacak ve eylem yapacağız” şeklinde konuştu.

Köy halkı ne dedi? Köy halkı ne dedi? Köy halkı ne dedi? Köy halkı ne dedi? Köy halkı ne dedi?

Arife Güneş:
Yakında isyan çıkacak
“Taş ocaklarından yayılan toz, toprak Değirmenlik genelinde nefes aldırmıyor. Hepimiz bu durumdan şikayetçiyiz. Kapı, pencere açamaz hale geldik. Dışarı çamaşır asmayalı uzun zaman oldu. Çoluk çocuğumuz toz, topraktan alerji oldu. Bölgede kanser vakaları arttı. Hemen her evde ya kanser hastası, ya alerjik hastalık taşıyan ya da astım hastası muhakkak var. Sağlımız ile oynanıyor. Toz, topraktan ağaçlar bile kurudu, dağlarımız delik deşik oldu. En kısa zamanda çözüm bulunmazsa tüm bölge halkı ayaklanacak. İsyan çıkacak.”

Gülistan Koç:
Sağlımız tehdit altında
“Taş ocaklarından yayılan toz toprak, ciğerlerimizi tıkıyor. An geliyor nefes alamıyoruz. Çocuklarımız sürekli nefes sorunu yaşıyor, ya da alerji oluyor. Sağlığımız tehdit altında. Tüm gün elimizde temizlik malzemeleri, elimizden toz bezi düşmüyor, toz toprak silip süpürmekten belimiz tutmuyor. Çevre de bu toz topraktan büyük zarar görüyor. Dağlarımız tahrip ediliyor, bölgedeki yeşil kuruyor, meyve ağaçları verimsizleşiyor. Böyle giderse köy büyük bir eylem yapacak.”

İbrahim Hacıhaliloğlu:
Evlerimizin duvarları bile çatladı
“Taş ocaklarının tozundan nefes alamıyoruz. Hanımlarımızın elinden toz bezleri gün boyu düşmüyor. Dışarı çamaşır asmak, balkonda oturmak veya kapı pencere açmak zaten hiç mümkün değil. Bölgede kanser hastalarının sayısı katlandı. Öte yandan taş ocaklarındaki patlamalar yüzünden bölgede onlarca ev zarar gördü. Birçok evin camı kırıldı, duvarları çatladı. Neredeyse hiç ağaç kalmadı. Kimi kurtlandı, kiminin yaprakları döküldü. Meyve ağaçları ise verimsizleşti. İlgili bakanlık 15 gün süre tanıdı eğer taş ocakları gereken önlemi almazsa 15 günün sonunda köylü eylem yapacak.”

Hanifi Güler:
Evim başıma yıkılacak, kanser olup öleceğiz
“Başpınar, Camialtı Mahallesi, Değirmenlik hatta Demirhan’a kadar tüm bölgeyi saran taş ocaklarının tozu toprağı hem bizim hem de diğer canlıların sağlığını tehdit ederken büyük bir çevre katliamı yapılıyor. Her patlamada birçoğumuzun evinin camı kırılıyor, deprem olmuş gibi ev temelden sallanıyor. Çoğumuzun evinin duvarlarında ise patlamaya bağlı derin çatlaklar var. Bir an önce önlem alınmazsa ya kanserden öleceğiz ya da evimiz başımıza yıkılacak.”

Mustafa Çolakoğlu:
Taş ocaklarında denetim istiyoruz
“Taş ocaklarından etrafa yayılan toz toprak nedeni ile özellikle akşam saatlerinde bölge halkı zor anlar yaşıyor. Sokak lambalarını kaplayan toz toprak, kapı pencere kapalı olmasına rağmen evlerimizin içine kadar ulaşıyor. Akşam saatlerinde bölgede motosiklet sürmek veya aracının penceresini açmak mümkün değil, olanca toz toprak gözümüze giriyor. Eşlerimizin annelerimizin elinden toz bezi düşmüyor. Her patlamada evlerimiz zarar görüyor, büyük bir korku ile seken çocuklarımız dakikalarca gözyaşı döküyor. Taş ocağının yanındaki asfalt şantiyesindeki kanserojen madde ise bölgede sağlığı tehdit ediyor.”

Mehmet Kaya:
7 senedir her yıl ev tamir ediyorum
Taş ocaklarındaki yapılan patlamalar sırasında bölgede birçok ev maddi hasar gördü. Ben 7 yıldır her yaz evimi tamir ettiriyorum. Patlama ile meydana gelen sarsıntıdan camlarımız kırılıyor. Evlerimizin duvarları çatlıyor. Sağlımıza verdiği zarar ise cabası. Taş ocaklarından yayılan toz toprak nedeni ile de an geliyor nefes alamaz durumda oluyoruz. Kapı pencere açamıyoruz. Çamaşırlarımızı bile dışarı asamıyoruz. Bir balkon, bahçe keyfi yapamıyoruz. Kendi evimizde baskı altında yaşam sürüyoruz. Çevreye verdiği zarar ise çok daha büyük. Dağlar tahrip ediliyor, ağaçlar kuruyup, verimsizleşiyor. Birilerinin bu gidişe bir an önce dur demesi şarttır.”

Fevzi Korkmazer:
Artık yeter
“Adanın herhangi bir köşesinde iki ağaç kesilsin ortalık kalkar oturur, çevreciler ayaklanır, sivil toplum örgütleri ve birçok vatandaş duyarlılık gösterisi yapar. Bu taş ocaklarının tozun toprağından yüzlerce ağaç resmen katlediliyor kimsenin umurunda değil. İnsan sağlığına verdiği hasar ise cabası. Yetkililere buradan sesleniyorum eğer biraz olsun insan sağlığının kıymeti varsa ve doğaya saygıları varsa bu taş ocaklarında gereken önlem alınsın. Tozu toprağı yok ediyor, patlamaları evlerimize hasar veriyor. Artık yeter.”

Hüseyin özer:
Önlem alınmazsa sonumuz kötü
“Kısa bir süre öncesine kadar Karayolları Dairesi’ne ait olan taş ocağından tüm değirmenlik şikayetçi. Ne tozu toprağı çekilir gibi ne de taş ocağında yapılan patlamalara daha fazla tahammülümüz kaldı. Perişan durumdayız. Yetkililerin bir an önce önlem alması gerekiyor. Bizim kimsenin ekmeğinde işinde gözümüz yok. Kapatılsın da demiyoruz ama sağlımızı da yerde bulmadık. Ayrıca yaşanan bu çevre felaketine de seyirci kalmak istemiyoruz.”

Taş ocaklarında düzenli olarak gerçekleştirilen patlamalar nedeni ile meydana gelen sarsıntıdan etkilenen Değirmenlik’te birçok evde maddi hasar oluşuyor

Patlamalar ile birlikte temelleri sallanan evlerin zaman zaman pencere camları kırılıyor, duvarları çatlıyor