Ülkeyi bile bile hükümetsiz bırakanlar, şimdi çıkmışlar yapılanları normalleştirmeye çalışıyorlar. Son algı operasyonunun kapsamı da bu…
Dün Meclis’i bu merakla izledim. TDP, CTP ve HP adına konuşmacılar, yapılanın yanlış olduğunu vurguladılar.
Ortağın ne diyeceği önemliydi. HP’nin eski Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay, Tatar’a telefon etmiş, illa kendine değil, aday olmayan bir bakana vekalet vermesi gerektiğini söylemiş, nafile… “Anayasaya göre Başbakan yoksa hükümet de yoktur” dedi Özersay…
HP’nin Genel Sekreteri Rogers, “ısrarla bir hükümet varmış gibi davranıldı” dedi.
Tamamen öyledir. Bile bile… Tam 12 gün. Bir illüzyon yarattılar, sanki her şey güllük gülistanlıkmış, bir hükümet varmış gibi seçime gittiler…
Tufan Erhürman tam bir hukuk dersi verdi. “Bakanlar Kurulu şu anda yok hükmündedir” dedi, eğer toplantı yapmaya veya sirküle karar almaya devam ederse CTP’nin tavrının sertleşeceğini açıkladı. Yapılanı maskaralık olarak niteledi, hükümet ortağı çekildiği anda istifa edilmesi gerektiğini, en azından Tatar’ın seçilmesiyle birlikte istifa etmesi gerektiğini, inatla bunu da yapmadığını ekledi. “Bu memleket sadece sizin değil” dedi, “halkı bölerek yönetme çabalarına izin vermeyeceğiz” dedi…
Her şey herkesin gözü önünde oldu. Ama görmek istemeyenler görmediler. Şimdi geride bir enkaz, bir kaos, bir bölünmüşlük kaldı.
UBP adına konuşanlar şu anda UBP’nin “devlet sorumluluğunun bilincinde bir parti” olduğu savunması yapmaktalar. Dahası, bölünmenin, ayrışmanın kötülüğünden, kendilerinin toplumu bütünleştireceğinden bahsetmekteler.
Devleti sorumsuzca başsız bırakanlar bunlar…
Sırf seçim kazanma adına toplumda düşmanlık körükleyenler bunlar…
Tatar’a oy vermeyeni “Rumcu” da değil, “Rum” diye niteleyenler. Kendilerinin dışında herkesi vatan hainliğiyle, Türkiye düşmanlığıyla suçlayanlar. Kitlelerini, Tatar destekçisi olmayanlara düşman edenler bunlar.
Sorumluymuşlar de bütünleştirici olacaklarmış…
Yeni algı operasyonlarını da hiç aralıksız sahneye koymaya devam ediyorlar. Talat da, Eroğlu da Başbakanken cumhurbaşkanı olmuşlar. Şimdi onu söylüyorlar.
Ama her ikisinin de arkalarında Yardımcılarına vekalet bıraktığından hiç söz etmiyorlar.
Mehmet Ali Talat, ortağı Başbakan yardımcısı Serdar Denktaş’a vekaleti bırakmış, CTP kurultayına kadar Serdar Denktaş mevcut hükümete başkanlık etmişti.
Derviş Eroğlu derseniz ha keza. O da Dışişleri Bakanı Özgürgün’e vekalet vermiş, UBP kurultayına kadar Özgürgün başbakanlığa vekalet etmişti…
Gözümüz kapalı her söylenene inanacak değiliz. Bu ülkenin 46 yıllık siyasi teamülleri vardır, gelenekleri vardır. Ahlak anlayışı, hukuku vardır. Yasaların boşluğundan menfaat çıkartmak bunların hepsini çiğnemektir.
Dünkü Meclis konuşmalarından muhalefetin en azından bundan sonrası için çok daha aktif olacağı mesajı aldık. Sevindik. En azından bu rezaletlerin yaratıcısı UBP’yi hükümetten uzaklaştırmak için belki güç birliğine de giderler…
YERİN KULAĞI VAR
UBP KAOSA OYNUYOR:
Ülke hükümetsiz. Tatar, yeni bir görevlendirme yapmak için UBP kurultay sonucunu bekliyor. İyi de kurultay ilk turda bitmezse bu halk yeni bir hükümetin kurulması için 15 gün daha beklemek zorunda mı? “Farklı bir cumhurbaşkanı olacağım” demişti ya, ilk günden farkını görmeye başladık bile… “Breakaway state”ler, daha Müsteşarını bile atamadan yapılan dış geziler. Daha kim bilir neler…
HELAL OLSUN:
Seçime müdahale istifa getirdi. Yüksek Adliye Kurulu üyesi emekli yargıç Çetin Veziroğlu, “anti-demokratik ve baskıcı seçim müdahaleleri” nedeniyle görevinden istifa etti. Veziroğlu açıklamasında
“Böylesi anti-demokratik yöntemlerle elde edilen bir Cumhurbaşkanlığı makamını Yüksek Adliye Kurulu’nda temsil etmeyi onursuzluk sayarım” dedi. Böylesi onurlu insanlarımız sayesinde birleşip çoğalarak mücadeleye devam edeceğiz. Siyasilerimizin ve toplumun yarısının yapamadığını emekli bir yargıç yaptı ya, helal olsun…
AKLINIZA MUKAYYET OLUN:
Döviz zirve üstüne zirve yapıyor. Hep birlikte her gün biraz daha fakirleşiyoruz. Okullardan sonra, hastanenin içinden de corona vakaları çıkıyor, ama 3 günlüğüne gelen kumarcılar sokakta. Uyuşturucu haberleri günden güne artıyor. Polis yetişemez halde. Artan sayıda Suriyeli göçmen KKTC’ye çıkıyor. Bunların Türkiye’deki versiyonları dün Gaziantep’de şeriat isteriz yürüyüşü yapıyor. Başımızda bir hükümet bile yok. Kafayı yemek işten değil…
YÜZÜNÜZ KIZARMIYOR MU:
UBP’liler hala daha seçimde neler döndüğünün farkında değiller, ya da bizimle dalga geçmek hoşlarına gidiyor. UBP’li Berova Meclis kürsüsüne çıkıp toplumsal birliktelikten, bölünmenin zararlarından bahsedebiliyor. Yahu, sırf kazanmak adına bu toplumu, “Türkiye’yi sevenler ve sevmeyenler” diye karpuz gibi ortadan bölen kimdi? Şimdi kalkmış toplumsal birliktelikten bahsederken hiç mi yüzünüz kızarmıyor…
TATAR NİYE AÇIKLAMADI?:
Sucuoğlu, partisinin başına geçerse, “özel jet krizi raporunu” açıklayacağını söylüyor. Peki o zaman Tatar’ın neden ısrarla raporu gizlediğini de bir zahmet izah etsin bize. Hani heşaheyle saraya yolladıkları başkanlarının… Madem açıklanması gerekiyordu, neden açıklamadı Tatar? Ya da kendileri açıklanması için Başkanlarına tavsiyede bulundular mı? O da ret mi etti? Bilelim yani…
PARA YOK:
Alsancak-Lapta çift şeritli yol inşaatında sorun var. İhaleyi alan ve gece gündüz çalışan şirket, hak edişini alamamış, çünkü “para yok” denmiş. Şimdi onun da birkaç güne kadar yolu bırakıp, makinelerini toplayıp gideceği iddia ediliyor. Daha da kötüsü, Karayolları Dairesi hala su, elektrik alt yapısıyla ilgili projeyi inşaat şirketine hala vermemiş. Anlayacağınız, şirket de kafasına göre yapıp gidiyor. Yakında o sıfır asfaltı baştan kazarlarsa hiç şaşmayın…
