UBP Genel Başkan Adayı Lefkoşa Milletvekili Hasan Taçoy, Kıbrıs TV’de katıldığı programda Haluk Yerli’nin sorularını yanıtladı.
Ülkede siyasetçiye karşı bir güven eksikliği bulunduğunu ifade eden Taçoy, bunun yozlaşma boyutuna ulaştığını söyledi.
Taçoy, bu zorlukları aşabilmek için UBP genel başkanlığına aday olduğunu anımsatarak, “UBP Genel Başkanı demek, ülkenin Başbakanı demektir. Nereden bakarsanız bakın, bunu görürsünüz. Genel başkanlığına aday olmak demek de başbakanlığa adaysın demektir” dedi.
“Çocuğumuzun geleceği için ne yaptın” sorusu…
“ben genel başkanlığa seçileceğim ve başbakan olacağım” diyen Taçoy, o noktaya ulaştıktan sonra kendisine sürekli olarak “başbakan bizler için ne yaptı, çocuklarımızın geleceği için ne yaptı” sorusunun yöneltilmesini istedi.
Ama bunu yapanların, “ben kendi çocuğumun geleceği için ne yaptım” diye sorması gerektiğinin de altını çizen Taçoy, “çünkü ben size bu soruyu sürekli soracağım” dedi.
“Geleceğimizi nereye taşıyacağımızın hesabı..”
Hasan Taçoy, “geleceğimizin şeklini ve nereye taşıyacağımızın hesabını yapalım. Bu sorumluluğu hissedelim. Ben bu sorumluluğu hissetmekteyim. Ben bu sorumluluğu hissederken, karşımdaki insanların da hissedebilmesi için her şeyi ortaya koyacağımın sözünü verdim. Bu yetki bu kadar yıldır elimde yoktu. Bu yetkiyi alabilmek için yola çıktım ve bu yetkiyi aldıktan sonra tecrübemle sizlerin önünüze getirmek istedim” ifadelerini kullandı.
Yaptıklarının hesabını halka sürekli vereceğini vurgulayan Taçoy, bu yönde var olan geçmişteki örnekleri geleceğe de taşımakta kararlı olduğunun altını çizdi.
“yarınımız için ne yapıyoruz, ne yaptık ve ne yapacağız” sorularının son derece önemli olduğuna dikkat çeken Taçoy, hayata dair konuları ileriye taşıyabilmenin bu yoldan geçtiğini belirtti.
Hasan Taçoy, siyasette sürekli bir dönüşüm ve değişim bulunduğuna değinerek, aynı kişilerin sürekli siyasette kalamayacağını söyledi.
Siyasetçi ile vatandaş arasındaki iletişimin önemine vurgu yapan Taçoy, siyasetçinin görev, yetki ve sorumluluk alanlarının da kendi içerisinde belirlenmiş olması gerektiğini kaydetti.
Taçoy, siyasi partilerde var olan teşkilat aracılığıyla en küçük dala ulaşarak vatandaştan siyasetçiye yönelik bir iletişimin kurulmasının ilk temel olduğunu anlattı.
“UBP’nin çıtası tek başına iktidar olacak..”
Bunun mütevazi davranamayacağı bir nokta olduğu ifade eden Taçoy, “bu konuda eğitimliyim. Yapmış olduğum pratikle tecrübeliyim. O nedenle de bunları yapabilecek kapasitede olduğumu iddia edebilirim. Bunu yıllarca kendi yetkilerim çerçevesinde denedim de yaptım da” dedi.
UBP’nin şu an için an az yüzde 35 oy oranına sahip olduğunu ve sadece iki partinin yüzde 10 oranını geçebileceğini ifade eden Taçoy, ülke barajının yüzde yüzde 10’a çıkarılmasının daha istikrarlı ve daha güçlü bir siyasi yapıyı sağlayacağını; kendisinin de daha önce bu yönde çağrıda bulunduğu söyledi.
Taçoy, Ulusal Birlik Partisi’nin siyasette çıtayı hep daha yukarıya ve tek başına iktidar hedefine doğru yükseltmesi gerektiğini vurgulayarak, “kim isterse gelsin, uzmanlık alanımdır, küçük yaşlardan beridir bunca yıldır seçimlere girip çıkmaktayım, daha önce söyledim yine söylüyorum ki UBP bu seçimde oyunu mutlaka artıracaktır” dedi.
Bilen ellerde ve doğru bir yönetimle UBP’nin kesinlikle tek başına iktidar olacağının altını çizen Taçoy, UBP Genel Başkanı olduktan sonra toplumun bir anda yukarıya doğru bir değişim sürecine taşınacağını kaydetti.
Hasan Taçoy, “bunu tek başına başbakan yapmayacak. Başbakan sadece orkestra şefi olacak. Orkestra şefi eğer ritmi tutturursa ve hatalar yapmadan koordine edebilirse bir çok şey daha farklı bir yere gelecektir” dedi.
Taçoy, gençlerin geleceğe yönelik kaygılarının ortadan kaldırılması gerektiğinin altını çizerek, toplumda oluşan sosyal dengesizliğin ortadan kaldırılması için atılacak adımlar bulunduğunu söyledi.
“UBP genel başkan seçerken başbakanı da seçer..”
“UBP kurultay yapıyorum dedi mi tüm memleket ayağa kalkar, partili partisiz herkesin dikkatini çeker” diyen Taçoy, “çünkü UBP Genel Başkanı’nı seçerken bir de Başbakan seçmektedir” dedi.
Hasan Taçoy, bir genel başkanın aynı zamanda da bir başbakan olarak seçiliyor olmasının bir ülke için taşıdığına anlamın önemine dikkat çekerek, “bu sorumlulukla karşınıza çıkıyorum. Benim gibi değerli üç arkadaşım daha aday. Kendimi ayrıştırırken, onlardan çok daha tecrübeli olduğumu, siyasetin okulunu okuduğumu, işletmenin uzmanlığını yaptığımı söyleyerek bunu talep ediyorum. Ülkemin ihtiyacı olan ekonomik refaha ulaşabilme adına biraz olsun finans, muhasebe ve ekonomi eğitimi almış bir kişi, bunu okuyarak büyümüş bir kişi olarak ülkenin milli davasına katkı koymak adına bu görevi üstlenmek istediğimi söylüyorum. Bunu yaparken de ülkenin içerisindeki sosyal indikasyonların ve yaratılan travmatik olayların, yaratılan sosyal bozuklukların daha adaletli bir şekilde sulh edilmesinin şart olduğunu bilerek karşınıza çıkıyorum ve diyorum ki, UBP düğmeye basıldığı ve seçim arenasına girileceği anda oyu yüzde 35 ise ben bu çıtayı daha yukarılara çekip diğer partileri de bana uymaya zorlayacak politikalar uygulayacağım” ifadelerini kullandı.
