Statü tüketimi - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Poli

Statü tüketimi

 

Arda Çileker

Tüm dünyada olduğu gibi, Kuzey Kıbrıs’ta da mobil medya uygulamalarına paralel olarak akıllı telefon kullanımı da hızla artmaktadır. Akıllı telefonların özellikle genç kullanıcılar arasındaki yaygınlığı, günümüz dünyasında etkisini uzun süre devam ettirecek yepyeni bir tüketim alışkanlığı da beraberinde getiriyor.


Anahtar kavram ise, statü tüketimi.

Anahtar kavramı tanımlamadan önce  tüketim kavramına bakalım. Kapitalist sistemin varlığını sürdürebilmesinde ekonomik bir rol üstlenen tüketim, aynı zamanda toplumsal mekanizmanın işleyişini sağlayacak değerlerin oluşturulmasında ve bireylerin içinde bulundukları sistemi benimsemelerinde önemli bir yere sahiptir.

Tüketime yönelik değerler eğer  toplum kültürünün temelini oluşturmaya başlıyor ve eğer o toplumun bireyleri sadece gerçek ihtiyaçları nedeni ile satın alma davranışı göstermek yerine ‘ihtiyacı olmayan ihtiyaçlar tüketmeye’ başlıyor ise bu tüketimi, bir statü tüketimi olarak nitelememiz doğru olacaktır. Böylesi bir tüketim kültürünü benimseyen bireyler de doğrudan ‘tüketim toplumu’nun bir parçası olacaklardır.

Tüketim toplumunda, günlük alışverişten lüks tüketime kadar tüm tüketim ürünleri toplumsal sistem içerisinde anlamlar kazanmakta ve tüketim bir ilişki biçimi olarak tanımlanabilmektedir. Gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar arasındaki ayrımın ortadan kalktığı tüketim toplumlarında bireyler tüketim mallarını satın almanın ve bunları sergilemenin toplumsal bir ayrıcalık ve prestij getirdiğine inanır.

Tüketim Toplumu ve Farklılaşma

Tüketim toplumunun ortaya çıkmasıyla birlikte bir toplumsal farklılaşma mantığı ortaya çıkar. İhtiyaç artık bir nesneye duyulan ihtiyaçtan çok, bir farklılaşma ihtiyacıdır. Toplumsal olarak üretilmiş hiyerarşik ihtiyaçlar sisteminde tüketici, tek tek nesnelere değil, bir bütün olarak mal ve hizmet sektörünü satın almaya yönlendirilir; bu süreçte bir yandan kendini toplumsal olarak diğerlerinden ayırt ettiğine inanırken, bir yandan da tüketim toplumuyla bütünleştiğinin farkına bile varamaz.

Dolayısıyla tüketmek, birey için bir zorunluluğa dönüşür. Çünkü temel toplumsal bütünleşme biçimi, tüketim etkinliğinin ta kendisidir. Bu anlamda tüketim, elbette bireyin özgür bir etkinliği değildir. Birey, tüketim mallarının kazandırdığı göreceli toplumsal prestiji ve değeri belirleyen anlamlandırma düzeninin zorlaması altındadır. Yabancılaşmanın ciddi boyutlara ulaştığı toplumlarda da bir yapı haline gelerek kalıcılık kazanır.

Tibor Scitovsky’e göre; bireyler belirli bir gruba üye bireylerinin özelliklerine bakarak bu özellikler ile kendi aralarındaki benzerlikleri tespit etmeye çalışmakta ve bu bağlamda bu bireylerin mensup oldukları gruba kabul edilmeye çalışmaktadırlar. Ancak sadece kabul edilmek her zaman yeterli olmamaktadır. Bazı tüketiciler mensup oldukları grup tarafından fark edilmek istemekte ve bu isteklerine de ‘statü’ sayesinde ulaşmaya çalışmaktadırlar. İşte bu noktada tüketiciler bu statüyü bazı ürün ya da markalar sayesinde diğerlerine aktarma çabası gütmektedirler.

Burada unutulmaması gereken diğer bir nokta ise materyalizmin hem psikolojik hem de sosyal bir olgu olduğudur. Bazı kişiler için mutluluğa ulaşmanın yolu, hayatta en çok önem verilen şey ; çeşitli varlıklara sahip olmaktır. Materyalizm kişilerin dünyaya bakış açıları yanında tüketici olarak davranışlarına yön vermektedir. Statü tüketimi de materyalizm ile yakın bir ilişki içerisindedir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar