Ozanköy ile Yeni Boğaziçi arasındaki mücadelenin ilk 45 dakikası biterken her iki takımın da bu ligden kesin düşeceği yorumunu yaptım. İkinci 45 dakikada Yeni Boğaziçi takımının mücadelesi ve arzusu bu düşüncemi sorgulamama neden olsa da, daha sonra her iki takımın da Süper Lig’de bu futbol ile altına çekebileceği takım veya takımlar kimler var diye düşündüğümde bulamadım.
İlk 45 dakikada ne Ozanköy’ün ne de Yeni Boğaziçi’nin futbol adına olumlu bir şey yaptığını söyleyemem. İkinci devrede daha net görülen tek şey ise yukarıda belirttiğim gibi Yeni Boğaziçi takımı daha istekli, daha arzulu olması idi.
Ayrıca Ozanköy’ün orta sahadaki kontrol ve gücünün kaybolması ile kontrolü ve düşen topları da alarak daha iyi futbol sergilemesi Yeni Boğaziçi adına artı değerler arasında oldu.
Savunmada oynayan Ousmane özellikle ikinci devrede çok müthiş oynadı. Ozanköy’ün doldur boşalt toplarının tümünü karşılayan isimdi.
Futbolda rakibiniz ne kadar iyiyse siz de o kadar iyi olursunuz diye bir söz var ve ben buna çok inanırım. Dün her iki takım da karşılıklı kontrolsüz ve organize olmadan futbol oynamalarından dolayı belki çok kötü görüldüler biz izleyenlere ama en azından Ozanköy için ne bir şey söylemek gerekirse savunmadaki Mike dışındaki yabancılarını gün kaybetmeden gönderip eldeki yetenekli gençleri takıma monte ederek gelecek sezonun takımını kurma çabalarına başlaması gerekir diye düşünüyorum.
Teknik heyette çok değerli isimler var ve geleceğin takımını yaratma adına bu önemli bir fırsattır Ozanköy için. Umarım hiç zaman kaybetmeden bu çalışmaya başlarlar ve köylünün de kendilerinin de sinirleri bozulmadan gururla izleyecekleri bir Ozanköy kadrosu kurabilirler.
Günün sonunda 3 puanı alan Yeni Boğaziçi’nde futbolcular başkanlarına verdikleri mücadele ve galibiyet sözünü tuttular. Ancak Süper Lig’de kalmak için dün ikinci devrede sergiledikleri istekli ve arzulu futbollarının bundan sonra 2 katını sergilemeleri gerekiyor.
