Dünyada olduğu gibi Bu yüzyılın ilk çeyreğinde popülizmin ve popülist yöneticilerin ortaya koydukları Şoven yaklaşımların dünya toplumları orada olduğu gibi bizim coğrafyamızda ve ülkemizde de bu akımın en etkin şekilde devam ettiği görülmektedir.
Meseleyi bu boyutlu ele aldığımızda meseleyi bu boyutlu ele aldığımızda Toplumsal ihtiyaçlarını ortaya çıkması noktasında manipülasyonların etnik temele dayanan söylemlerin mikro milliyetçilik ve yabancı düşmanlığı gibi söylemlerin etkin olduğu bir dünya düzeninin ülkemizdeki etkileri ve sonuçlarını bu durumdan bağımsız değerlendirmek çok akılcı olmayacaktır.
Küresel ölçekte yaşanan popülizm ve şovenizm akımı, etnik temelli söylemlerin, mikro milliyetçiliğin ve yabancı düşmanlığının yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Bu durum, Kıbrıs Türk toplumunun iç huzurunu ve toplumsal birlikteliğini tehdit etmektedir.
Her toplumun kendi yaşadıkları kendi içinde Değerlendirmek sorunları çözme noktasında yetmediği bir gerçekle karşı karşıyayız sorunların ve çözümlerinin uluslararası hukukun ve normların Referans alınmadığı çözüm önerilerinin herhangi bir konuda tek başına yerel çözümler yaratma noktasındaki sonuçları toplumumuzu bugünkü bu noktaya getirmiştir.
Her toplumun kendi sorunlarını kendi içinde çözmesi yeterli değildir. Sorunların çözümü için uluslararası hukukun ve normların da dikkate alınması gerekir. Tek başına yerel çözümler, sorunların çözümüne yetmemektedir.
Ortaya konması gereken gerçekçi politikalarının ortaya çıkabilmesi adına yaşadığımız Akdeniz havzasındaki sorunların bir parçası olarak Kıbrıs Adası üzerinde Kıbrıs Türk toplumu da bu sorunlardan bağımsız yaşamadığını anlamalıdır.
Halkı yalnızlaştırarak toplumsal düşünce noktasından bireysel düşünce ve menfaatçi yapılara dönüşmesi için bugüne kadar yapılan toplum mühendisliği gibi çalışmaların 21 yüzyılda ülkemizde bazı sonuçlar doğurmuştur, bu sonuçları birlikte yaşıyor ve görüyoruz tüm yaşananların Kıbrıs Türk halkının kendi başarısızlık hikayesi gibi yazılması ve kendi sorunlarını çözüme noktasındaki gayretinin görmezden gelinerek sonuçlarının da halka mal edilmesi bu işin en basit ve en kolay yolu olmaktadır.
“Konjonktürel olarak bulunduğumuz bu coğrafyadaki yerimizin Kıbrıs Türk halkının uluslararası Görünürlüğü ve uluslararası hukukun içinde olmasının sonuçlarını makul görmeleri ve bu konuda destek olmaları zor görünmekle birlikte Sonuç alma noktasında daha etkin olarak Kıbrıs Türk siyasetinin ülkedeki çözüm barış huzur uluslararası hukuk ve güvenlik gibi kavramları bir arada tutabilecek ve bunu halkına gösterebilecek siyasi yapıların gerçekçi ve kalıcı politikalarla ortaya çıkarak sürdürülebilir politikaları halkla birlikte ortaya koymasının zamanı çoktan gelmiştir ve geçmektedir.
Ülkede konjonktüre bağlı olarak son 50 yılda çeşitli toplum temsilcileri seçilerek ülkedeki Kıbrıs Türk halkının çözümle ilgili beklentilerini egemen güçlerin planladıkları çerçevede ele alınmasına ve bu noktadan hareketle Kıbrıs Türk halkını 50 yılın sonunda çözümden uzak bir noktaya sürüklenmişlerdir
Bu durumu sadece bir düşünceye mal etmenin anlamsız olduğunu Kıbrıs Türk halkının ülkedeki olumsuzlukları çözme noktasındaki söyledikleri ve savundukları Kıbrıs Türk siyasetinin davranış biçimi ve savunduğu tezlerle uymadığı gerçeği ortadadır.
