Sosyal Sigortalar Borçtan Kurtulmamış Mıydı..? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Sosyal Sigortalar Borçtan Kurtulmamış Mıydı..?

Köş, MoreketMehmet Moreket

Bilmem umurunuzda mıdır ama, özel sektör çalışanlarının emeklilik garantisi olan Sosyal Sigortalar konusunda yapılan tartışmalar, herkesi endişelendirmeli.

Genelde özel sektörde çalışan nüfus yüzde 70 olarak bilinse de, şöyle bir baktım, DPÖ’nün 2014 Hane Halkı İşgücü anketine göre, durum daha da vahim. Özel sektör çalışanı, yüzde 80,5… Kamudan emeklilik alacak olanlar ise sadece yüzde 12,6… Demek ki, toplumun ezici çoğunluğunu yakından ilgilendiren bir mesele…


“Bugüne kadar kaç defa battı denildi ama, hiç de bir şey olmadı” demeyin.

Yıllar yılı kendi geliriyle giderini karşılayamadığından, maaşları ödemek için devlet bütçesinden sürekli katkı aldı Sosyal Sigortalar.

Sanki borçlar çalışanların kabahatiymiş gibi, Kurum’un kurtarılması, sürdürülebilir olması adına, 2012’de emeklilik yaşı 60’a yükseltildi. Devletin vatandaşları arasında memur-işçi adaletsizliğine yeni ve korkunç bir adaletsizlik eklenerek.

O da çare olmadı.

Çünkü bu ülke hiç bir zaman ileriye dönük projeksiyonlarla yönetilmedi.

Sadece günü kurtarmak için bir şeyler yapıldı, ondan alıp ötekine verildi, durum vaziyet idare edildi. Ama bunlar yıllar geçtikçe açığın büyümesine engel olamadı. Düşünn ki bu borcun her yıl çılgınca artan faiz yükü de var.

Önceki gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bütçesi konuşulurken, Bakan Zeki Çeler, Sosyal Sigortalar’ın toplam borcunun 174.4  milyon TL olduğunu, bunun 100 milyon TL’sinin İhtiyat Sandığı’na olduğunu açıkladı…

Tabii zorda olan sadece Sosyal Sigortalar değil, onun üzerinden İhtiyat Sandığı da. Üstelik İhtiyat Sandığı’nın devlete verdiği ve tahsil edemediği 2 milyar lira var ortada. Yani onun durumu daha da vahim.

Çeler’in bu açıklamasını okurken, bir önceki Bakan Ersan Saner’in, “Sigortalar kurtuldu” açıklamaları geldi aklıma. Nasıl olur? Daha bir ay önce görev yapan Bakan reform yaptıklarını, hatta artıya geçtiklerini söylerken, şimdi bu 174,4 milyon TL borç neyin nesi?

Döndüm, baktım…

Bakan Saner, 2016’da göreve geldiğinde borç miktarının 144 milyon TL olduğunu açıklamış…

Sonra Ocak 2017’de, 163 milyon’a çıkmış…

2018 Ocak ayına geldiğimizde Bakan yine açıklama yapıyor, ama bu kez farklı, müjdeler veriyor…

O günlerin seçim öncesi olduğuna da dikkat çekerek, açıklamaya bakalım;

“Adeta bir mucize gerçekleştirdik… Borç alıp maaş veren bir kurumdan, sıfır borca, hatta mevduat biriktiren bir yapıya kavuştuk…  78 milyonumuz var borçta… Ama diğer taraftan da topladığımız paralardan da 77 milyon mevduatımız var… Bunun Türkçesi sıfır borç”.

Benim mi kafam basmıyor, yoksa gerçekten manipülasyon mu var?

Ersan Saner’in “borç yok” açıklamasından bu yana sadece 2 ay geçti.

Yeni Bakan, borç miktarını 174,4 milyon TL olarak açıklıyor.

İşin kötüsü, kendi kendini çevirmesi, geleceğe yatırım yapması gereken bu borçlu Kurum, aynı şekilde işçinin güvencesi olan İhtiyat Sandığı’na 100 milyon TL borçlu…

2000 öncesi yıllarda, hani “Kıbrıs meselesi kritik aşamada” denilerek Türkiye’den para koparıldığı yıllarda, ekonomik protokollerle sosyal güvenlik kurumlarının borçları için defalarca katkı alınmıştı, bunu da hatırlamakta fayda var.

Acaba Ersan bey veya yeni bakan, bu çelişkili durumu bize açıklayabilirler mi?

Neydi sahi o “Sigortalar kurtuldu” açıklaması?

 

YERİN KULAĞI VAR

4+1 KOALİSYONU:

Ana muhalefet UBP, koalisyon hükümetinin, Cumhurbaşkanı’nı da dahil ederek “beşli bir koalisyon” olduğu yönünde açıklamalar yapıp, Akıncı’yı bu tartışmanın içine çekmeye çalışıyor. Onursal başkanları Eroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı döneminde kabinedeki isimlere bile karıştığını, partide alınan kararlarda bizzat etkili olduğunu çabuk unuttular. Şimdi kalkmış, “bu hükümeti Akıncı kurdu” diyerek, sözde muhalefet yapmaya çalışıyorlar…

KİM BU ESKİ BAKAN:

Zeki ÇelerÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler’in Meclis kürsüsünden, “geçmişte bakanlık ve milletvekiliği yapmış, şu an da aramızda milletvekili olarak bulunan bir kişi hakkında Başsavcılık ’ta dosya bulunmaktadır” diyerek, çalışma ön izni alınmadan ülkeye turist vizesiyle gelen işçilerin personelin ısrarla ‘olmaz’ demesine rağmen, Özel Kalem Müdürü ve Bakan’ın imzasıyla yasa dışı bir şekilde çalışma izni çıkarılmasıyla ilgili Başsavcılık’tan gelen raporu sundu. Çeler isim vermedi ama, sanırım bu bakanın kim olduğunu hepiniz tahmin ettiniz…

BATAR YA, BATMAZ?:

Lefkoşa Belediyesi’nde çalışanlar arasında aylık olarak ödenen “aile yardımı parası” huzursuzluğa neden oldu. 2006 yılı öncesi işe girenler yeni sözleşme ile aylık 1230 TL alacakken, daha sonra işe girenler aylık 615 TL alcakmış. Maaşları zar zor ödeyen belediyeler, bir de her ay aile yardımı yapıyorlar, diğer menfaatlerin dışında. Şimdi siz söyleyin böyle bir belediye nasıl batmaz. Biraz fedakarlık denince de hemen isyan ediyorlar…

ZATEN GEÇİNEMİYORLAR:

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı şimdi de sigortalıların haklarına sardı. Güç şartlarda, düşük maaş ve güvencesiz bir çalışma hayatı geçirip, devlet emeklisinin yarısı kadar maaş alan sigorta emeklileri zaten zar zor hayatlarını sürdürürken, Arıklı, emekliye ödenen 13. maaşı ve 60 olan emeklilik yaşını da tartışmaya açtı. Yakında insan ömrü 100 yıl olacakmış, o zaman bu 60 yaşında emeklilik de tartışılmalıymış. Arıklı’ya göre sigortalıların yaşamaya hakkı yok… Onun vaadi, mezarda emeklilik…

YÖDAK KONUSU:

Geçen Perşembe günkü yazımda yaptığım“Eğitim Bakanlığı ve YÖDAK’ın yetersizliği ortada” yorumuma Sayın YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Akile Büke’nin hassasiyet gösterdiği bilgimize geldi.
YÖDAK’ın yetersizliğinden bahsederken “YÖDAK’ın binası, altyapısı  ve personel yetersizliğini” kastetmiştim. Bu zor koşullarda YÖDAK Başkan ve üyelerinin özverili çalışmalarının farkındayız ve  zaten takdir ediyoruz…

SU AKAR, BİZ BAKAR:

Bu yıl ülkenin yağış yönünden kurak geçtiği kesin. Çiftçi, hayvancı, kuraklık parası için yollara düşmeye hazırlanıyor. Peki ama Türkiye’den gelen ve neredeyse tüm ülkeyi suya boğacak kadar çok olan suyu niye hala tarımda kullanamıyoruz? Niye hala tonlarca su, boşu boşuna denize akıtılıyor? Memleket kuraklıktan inim inim inliyor ama, biz tonlarca suyun denize akmasına seyirci kalıyoruz. İyi yönetildiğimizden olsa gerek(!). Kaç yıl oldu hala suyu tarıma verecek düzenlemeyi beceremedik.

 

ZİRVEDEKİLER

Başaran Düzgün: “Asayiş ve güvenlik bu ülkenin en önemli sorunlarından biridir. Küçücük bir ada ülkesinin bir yarısında, aslında huzurlu ve güven içinde bir hayatı hak etmemize karşın alışkın olmadığımız ve baş edemediğimiz suçlarla ve suç örgütleri ile boğuşuyoruz. Büyük zararlar görüyoruz ama bu sorunu da çözemiyoruz. Psikolojik olarak bu ülkeye olan inancımızı yitiriyoruz, ‘buraları artık yaşanmaz hale geldi’ gibi bir teslimiyetçiliğe sürükleniyoruz”…

DİPTEKİLER

Yazık Ediyor: Seçim öncesi politkalarını seçim sonrası da sürdürerek oy toplamaya çalışan YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, belli ki siyasetini bunun üzerine kurdu. Hani seçim sonrası ayırımcı söylemlerini değiştirir diye bekledik ama, son iki aydır yaptığı açıklamalarla böyle bir niyetinin olmadığını, aksine kaşımaya devam ettiğini, bundan çıkar umduğunu gördük. Artık kendisinden farklı bir davranış beklemek abestir…

Foto Gündem

atatürkçü yaşam derneği
Atatürkçü Yaşam Derneği Başkanı Ahmet İşcan ve beraberindeki heyet dün Havadis Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Genel Müdürü Başaran Düzgün’ü ziyaret etti
Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar