Şonya, resmen aday! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Kıbrıs

Şonya, resmen aday!

Şonya

Şonya, seçimi kaybetmesi durumunda, kendisinin Demokrat Partili olduğunu ve bu yapı dışında bir yerde görev almayacağını, ancak şu anki zihniyet altında bir görevde de bulunmayacağını kaydetti.

Bengü Şonya, Genel Başkan görevine seçilmesi durumunda “4 Eylül 2013 Koalisyon Protokolüne” uygun davranacağını belirterek, “Hükümet ortağımızla istişare, güven ve karşılıklı saygıya dayalı ciddi bir işbirliği içerisine girmeyi iki taraf için de bir zorunluluk olarak görmekteyim” dedi.


DP/UG Genel Sekreteri ve Genel Başkan adayı Bengü Şonya, 2 Şubat Pazar günü yapılacak DP/UG 9. Olağan Genel Kurultayı öncesi basın toplantısı düzenleyerek, Genel Başkanlığına adaylık başvurusunu resmen yaptığını duyurdu.

“DP’Yİ ADETA ÇAMURDAN ÇIKARIP ALDIM”

Şonya, başvuru belgesini basına göstererek, DP ve kendisinin parti içindeki tarihsel süreci hakkında bilgi verdi. Bir süre partiden uzaklaşmak zorunda kaldığını, ancak gelen ısrarlı talepler doğrultusunda kurucusu olduğu partide yeniden siyasete başladığını anlatan Şonya, Genel Sekreterlik görevine başladığında, “kapanma noktasına gelen ve yetkili kurullarını toplamakta dahi zorluk çeken” Demokrat Parti’yi adeta “çamurdan çıkarıp” aldığını söyledi.

Şonya, tabanda parti üst yönetimine karşı oluşan güvensizliğin kaynaklarını, arzu edilen değişiklikleri kurultay kararı olarak aldırıp ortadan kaldırdığını, Demokrat Parti tabanında oluşan güvenle partinin süratli bir toparlanma sürecine girdiğini ve bunun ilk meyvelerini Lefkoşa Belediyesi erken seçimlerinde gördüklerini işaret etti.

Ulusal Birlik Partisi (UBP)’den DP’ye katılan milletvekilleriyle ilgili bir sorununun olmadığını, parti içerisinde kurumsal yapının yerleşmesi ve partinin “şahıs partisi” olma görüntüsünden kurtulabilmesi için çok çaba harcadığını belirten Şonya, ancak partide yıllardır süregelen ve düzeltilmemekte ısrar edilen otoriter ve “ben yaparım olur” zihniyeti bulunduğunu ileri sürdü

“YANLIŞLAR”

Şonya, 28 Temmuz seçim sürecinde yapılan “birinci parti gelmezsek istifa ederim” taahhüdünden vazgeçmek için üretilen “bahanelerin” kamuoyunda tebessümle karşılanarak partiye puan kaybettirdiğini savundu.

Bunun yanında Ercan Havaalanı ile ilgili iddialı açıklamalar, döviz kurlarıyla ilgili söylemler, “hükümette görev almayacağım” açıklamalarının siyasette doğaçlama yapılamayacağının örnekleri olduğunu ifade eden Şonya, şöyle devam etti:

“Ülkemiz yönetiminde söz sahibi olmak, ilkeli ve kişilikli duruş sergilemek ne kadar doğruysa,  kişisel nedenlerle veya çıkarlarla gereksiz cepheler açmak bir o kadar yanlıştır. Siyasi bir oluşumun kendi geleceğini kendisinin hür iradesiyle  planlaması ne kadar doğruysa, siyasi bir oluşumun geleceğini başka bir entiteye endekslemesi bir o kadar yanlıştır. Bugün DP/UG’de bu yanlışlar yaşanmaktadır.”

“PARTİMİZİN VESAYET ALTINA GİRDİĞİ İDDİALARININ İNKAR EDİLEMEZ KAYNAĞI”

Bengü Şonya, son yerel seçimlerde yapılan yanlışların tekrarlanmaması için gayret sarf edilmesi gerektiğini belirterek, “DP/UG ülkemizi ileri götürecek enerji, vizyon ve altyapıya sahiptir” dedi.

Şonya, son yerel seçimlerle birlikte Gazimağusa’da boşalan bir milletvekilliği için ara seçim yapıldığını anımsatarak, bu konuda “Boşalan bu milletvekilliği için o günün Demokrat Parti yönetimi bu yere bir aday göstermeyerek başka partilerin adaylarının kazanması için işbirliği yapmış oldu. Bu ise partimizin vesayet altına girdiği iddialarının çıkış noktası ve inkar edilemez bir kaynağı olmuştur” görüşünü savundu.

Şonya şöyle devam etti:

“Siyasete başkalarının yaptığı yanlışları düzeltmek için girilmez. Doğru bir şeyler inşa etmek için girilir. İnsanlara kendi hayatlarında fırsatlar yaratmak, fırsat eşitliği yaratmak, iki ayağının üzerinde durmanın gururunu yaşatmak gerekmektedir. Ancak arzu etmek veya istemek yeterli değildir. Düşünceleri, deneyimleri ve vizyonu uygulayabilecek pozisyonda olmak şarttır. Sürekli yap-boz oyunu oynanan bir siyasi parti içerisinde bu hedeflere ulaşmak mümkün değildir.

Bıkarsınız, usanırsınız ve sonunda bu yapıyı terk edersiniz. Beklenen, istenen ve bu güne kadar uygulanan da aynen bu olmuştur. Bu mentalite partimize ‘yolgeçen hanı’ veya ‘ transit merkezi’ gibi sıfatların yakıştırılmasının başlıca nedenidir. Bu mentalite her zaman partimizin kaybı, uygulayanların ise kişisel kazancı olmuştur.”

Şonya, DP/UG’nin tüm yapısıyla ve süratle kurumsallaşması gerektiğine de vurgu yaparak, bunun sağlanması için öngörülen sürenin 2 yıl olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“Kötü günlerde yanımızda olan, bize inanan ve güvenerek partimizi bu günlere taşıyan cefakar partililerimize teşekkür borcumdur. Ancak bu yeterli değildir. Arzulanan hedefe ulaşmak, partimizi büyütmek ve partili olmakla gurur duymak için yeni bir enerji, yeni bir ufuk gerekmektedir. Karşımdaki ismin ağırlığı ve elinde bulundurduğu güce rağmen bu seçeneği partililerimize sunmayı bir görev olarak kabul ediyorum.

“KOALİSYON PROTOKOLÜNE UYGUN DAVRANACAĞIM”

4 Eylül 2013 koalisyon protokolüne uygun davranacağım. Bunun yanında; hükümet ortağımızla istişare, güven ve karşılıklı saygıya dayalı ciddi bir işbirliği içerisine girmeyi iki taraf için de bir zorunluluk olarak görmekteyim.

Sağlıkta yaşanan sorunların çevre faktörleri dikkate alınarak çevre-sağlık bağlantısının detaylandırılacağı bir çalışmanın yapılmasını sağlamanın gerektiğine inanmaktayım.

KIBRIS SORUNU

Kıbrıs sorunu konusunda kuruluşta var olan kurucu ortaklık ve egemen eşitlik haklarımızdan taviz vermeden ve bunları yeni bir anlaşmanın ana unsurları olarak görecek bir süreç izlemek hedef olmalıdır.

Devamlılık ilkesinden hareket eden bu günkü sürecin daha fazla uzaması durumunda, partimizin ortaya koyduğu referandum önerisinin er veya geç gündeme gelmesi ve akabinde çıkacak sonuca göre BM ile istişare içerisinde yeni bir yol haritası çizilmesi partimizin hedefi olmalıdır.

“YÜKSEK VE ADALETSİZ VERGİ ORANLARI YENİDEN DÜZENLENMELİ”

Yaşanan döviz krizi süreci karşısında yüksek ve adaletsiz vergi oranları yeniden düzenlenmelidir. Partizanca davranılmaya son verilmesi durumunda KKTC ekonomisi bu güne kadar lokomotif sektörler olarak gördüğümüz turizm ve eğitim dışında Akdeniz çanağındaki en büyük marina potansiyeline sahip bir konumdadır. Denize ve denizciliğe yapılacak yatırımlarla ülkemize yeni ekonomik değerler kazandırılabilir. Ülkemizin büyük oranda kendi yarattığı ekonomik değerler üzerinde yükselmesi olasılığı, kaynağı ve bilgi potansiyeli vardır.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE KARŞILIKLI SAYGIYA DAYALI BİR İLİŞKİ”

Türkiye Cumhuriyeti devleti ve onun siyasi partileriyle mütekabiliyet esası, karşılıklı saygı, sevgiye dayalı bir ilişki kurmak olmazsa olmazımızdır.

Halkımızın refahı için AB ve kabul görmüş evrensel uygulamalar çerçevesinde gerekli olan yapısal reformların bir seferberlik ruhuyla süratle tamamlanması KKTC’nin çıkarınadır.”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar