Sonumuz hayır olsun - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Sonumuz hayır olsun

Köş, MoreketMehmet Moreket

Cyprus Mail’de Loucas Haralambous Anastasiadis’i yeren yere vurmuş.

Yazının başlığı, “Ortaya çıkan tehlikelerin farkında olan Eide, bizi korumaya çalışıyor”…


Diyor ki, “Anastasiadis artık Papadopulos’un “her türlü çözüme karşı” sloganını ödünç almış, Başkanlık’ta, rahat koltuğunda bir beş yıl daha oturmaya odaklanmıştır”…

Anastasiadis ve adamlarının milliyetçiliği ön plana çıkarması ve BM’ye savaş açmasının tek sebebinin de bu olduğunu vurguluyor.

Anastasiadis’in, Eide’nin doğal gaz konusunun dramatik çatışmaya dönüşme ihtimalini ve bundan duyduğu endişeyi belirtmesini “Türk lobicisi” olarak değerlendirdiğini, oysa aslında Eide’in tehlikede olan Kıbrıs Rum tarafını korumaya çalıştığını yazıyor…

Güney’de son bir haftada bu yönde çıkan pek çok yazı gördük.

Aklı başında olan herkes, Anastasiadis’in ne yapmaya çalıştığını anlıyor ve uyarıyor.

Ama bizden bir farkla.

Biz, esas meselenin sadece başkanlıkta bir beş yıl daha kalmak değil, doğal gaz kazılarını başlatacak süreyi kazanmak olduğunu da dile getiriyoruz. Herhalde Güney’de “milli” meseledir diye bu konuda pek bir fikir beyan edilmiyor…

Eide de zaten endişelerini gaz konusuna dayandırıyor…

Güney Kıbrıs başkanlık seçimlerine daha 9 ay var.

Bu süre Anastasiadis’in sağ cephede kaybettiği oyları geri getirmesi için de, kazıları başlatması için de yeterli bir süre.

O nedenle Asım Akansoy’un “görüşmeleri bir yıl erteleyelim” fikri, bence Anastasiadis’in elini güçlendirir, onu rahat ettirir. Bence 50 yıl nasıl gitmişse, öyle devam etmeli ve Anastasiadis her attığı adımda sürekli rahatsız edilmeli.

Bu arada aklıma takılan başka bir şey var.

BM Genel Sekreteri Guterres de, onun Kıbrıs’taki temsilcisi Eide de, bu gaz sondaj olayından rahatsız olduklarına ve ada için sıcak bir çatışma potansiyeli taşıdığını söylediklerine göre, sondaj ihalelerine taraf olan bizzat ABD’nin, İngiltere’nin, Norveç’in, Fransa’nın, İtalya’nın da uyarılması gerekmez mi..?

Sonuçta Rum Yönetimi bu işi bu ülkelerin şirketleriyle götürüyor.

İsrail Gazze denilen küçücük bir bölgeden Filistinlileri zengin petrol ve doğal gaz yatakları nedeniyle kovmak istemiyor mu? Yıllardır bitmeyen çatışmalara, ölen insanlara karşın bu savaş nasıl sürüyor?

Mısır’da yaşananlar yine aynı sebepten değil mi?

Ya Suriye…

ABD-AB ve İsrail’in petrole hükmetme kavgasından çıkmadı mı..?

İçinde yaşayan insanlar ve onların çektikleri acılar, ya da onların özgürlük, daha iyi yaşam, egemenlik gibi  emellerinin bununla bir alakası var mı..?

Peki dünya barışını koruma görevi olan BM bunu bilmiyor mu?

Gerçek dünya, gerçek politika öylesine başka, öylesine acımasız ki, bu soruların cevabı yok…

Şu anda da Kıbrıs, cevabı çok açık olan soruların girdabında boğulmak üzere…

Bence Eide, endişesini, bir dünya insanı olarak dile getiriyor. Hepsi bu…

YERİN KULAĞI VAR

BEKLENEN OLDU:

İki lider uzlaşamadıkları konusunda uzlaştılar. Akıncı ve Anastasiadis’in yaklaşık iki yıldır sürdürdükleri görüşmelerin son ayağında umut değil, kriz çıktı. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın görüşmelerin sürmesi için ortaya attığı tüm öneriler Rum lider Anastasiadis tarafından reddedildi. Akıncı’nın Haziran’da yeni bir Cenevre konferansı ve tüm konuların birlikte sonuçlanacağı yeni bir metod önerisine Rum liderden olumlu yanıt gelmedi. Öyle görünüyor ki Anastasiadis’in niyeti, bu işin sittin sene sürmesi yönünde. Kusura bakmasın ama artık o lüksü yok… Bunu da yakında anlayacak.

DANANIN KUYRUĞU:

Akıncı ve Anastasiadis’in son görüşmesiyle ilgili olarak, ben dahil bir çok arkadaşım, “dananın kuyruğu kopacak” benzetmesini yapmıştık. Sonunda beklenen oldu ve dananın kuyruğu koptu. Şimdi kopan dananın kuyruğu kimde, dana kimde kalacak. Yıllardır böyle durumlarda, kuyruk hep bize kalıyordu. Bu kez bu kural bozulur mu dersiniz?

ZATEN KİMSE İSTEMİYOR:

Başbakan Özgürgün, Havadis gazetesini ziyaretinde genel seçimler için, Serdar Denktaş’ın önerdiği 15 Nisan’ın en uygun tarih olduğunu söyledi. Zaten Meclis’teki partilerin de erken seçim gibi bir dertleri yok anladığım. Siz bakmayın muhalefetin, “bu hükümet miyadını doldurdu, bu hükümetle gitmez” söylemlerine. Yarın bir erken seçim kararı alınsa hiçbir partinin seçime hazır olmadığını göreceksiniz…

EL-SEN’İN EYLEM SEBEBİNE BAKIN:

Kıb-Tek batağın eşiğinde bir Kurum. Devlet kefaletiyle borçlandıkça borçlanıyor. En büyük açığı, devletten tahsil edemediği alacaklar olarak gösterilse de, hepimiz de biliyoruz ki, aşırı istihdam ve yüksek maaşlar sorunların başını çekiyor. Tüm ekonomistler, böyle bir durumda tek çarenin giderlerin azaltılması olduğunu söylerken, El-Sen, çalışanlara giysi ve ayakkabı verilmedi diye eyleme gidiyor. Tam da fedakarlık etmeleri gereken bir gider… Kusura bakmasınlar, toplumun asla olumlu bakmayacağı bir tavır…

BOŞUNA TARTIŞIYORLAR:

Muhalefet ve bazı sendikalar Türkiye ile yapılmak istenen işgücü anlaşmasının, ülkede yeni bir kaosa neden olacağını iddia ederken, Çalışma Bakanı bu anlaşma ile sigortalı ve kamu çalışanlarının bir çok haklar elde edeceğini iddia ediyor.  TKP-YG Genel Sekreteri Sonay Adem ise, 1987’de KKTC ile Türkiye arasında imzalanan iş gücü anlaşması ile bugün imzalanan arasında hiçbir fark olmadığını söyleyerek, tartışmalara yeni bir boyut getirdi. O zaman, ‘bu kavga niye’ diye sormak lazım…

YAVAŞ YAVAŞ:

Yeni Erenköy Belediyesi’ne kilit vurulmasının üzerinden 4 gün geçti. Onlarca çalışan zaten aylardır maaşlarını alamıyorlardı, şimdi de gelecek kaygısı ile ortada kaldılar. Şu ana kadar hükümetten bu konuda beyanat dışında atılmış ciddi bir adım yok. Zaten 28 belediyenin çok fazla olduğunu söyeleyip duruyorlar. Biri gitti, yarın bir başkası gidebilir… Onların da batmasına göz yumulursa, belediye sayısını 14’e düşürmek için pek uğraşmalarına gerek kalmayacak…

YAZ MODASI:

Her  yaz mevsiminin değişmez gündemlerini yakında tartışmaya başlarız . Artan yangınlar nedeniyle hala alamadığımız yangın helikopteri konusu, plajlara ücretsiz girme eylemleri. Yıllardır aynı şeyleri tartışıyoruz ama ne yangın helikopteri alabildik, ne de plajlara ücertsiz girmeyi başarabildik. Bırakın ücretsiz girmeyi, peşkeş çekilen sahiller nedeniyle denize girecek yer bulamayacağız…

 ZİRVEDEKİLER

Mete Hatay: “Biz başkalarının olmamızı istediği toplum asla değiliz. Biz olmaya karar verdiğimiz biziz. Başkalarını kötü zamanların günah keçisi olarak kullanmak çok kolaydır. Hatta, tüm hayatımızı hep başkalarını suçlayarak da geçirebiliriz, ama esas sorumlu veya suçlu günün sonunda biziz. Çünkü o ‘an’ geldiğinde, gerekli kararı veren, bizden başkası değildir…”

DİPTEKİLER

Başpiskopos Hrisostomos :“İyi gitmiyoruz, bununla birlikte sorumluluk diğer tarafa aittir, çünkü her şeyi istiyor. Olduğumuzdan daha iyisine gitmemiz söz konusu değilse, niçin anlaşma yapmaya gidelim? Hepimiz Türk olabiliriz ve hiçbir sorun olmaz, Kıbrıs sorunu hemen çözülür. Beş saniyede. Bu çözümü mü istiyoruz..?”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar